Benim artık bir psiko-astroloğum var, havam bi' milyon canlarım! Haftada bir birlikte seans yapıyoruz. Ayrıca bana Whatsapp üzerinden haftalık olarak gönderdiği sesli notlarla daha sağlam adımlar atıyorum. Astroloğum sayesinde kendime kızdığım özelliklerimle barıştım. Ve bu özelliklerin aslında burçlarla, özellikle ay, güneş ve yükselen burcumla ilgili olduğunu öğrendim. Bana ne söylese, 'Yuh, beni bana anlatıyorsun!' dedim. Ki yakın zamana kadar astrolojiye inancım, gazetedeki burç sayfasını yalandan okumaktan ibaretti.
Merak ediyorsunuz değil mi? Hemen söyleyeyim; astroloğumun adı Ece Güzelküçük... Henüz 23 yaşında ama seans sırasında karşımda koca bir kadın oturuyor gibiydi. Ona, "Bu kadar genç olamazsın!" bile dedim. Astrolog Ece sayesinde, kendi doğamla barıştım. Ece'nin şu sözleri de ayrıca hoşuma gitti: "Çok fazla şey başarmış insanlar, takıntılı kişilerdir. Çünkü olmayana odaklanırlar. Olmayanı oldurabilme gücüne sahiptirler. Bu oldurabilme gücünü pozitif ve yapıcı kullandığımızda, kendimize uygun bir hedef bulduğumuzda takıntılarımızı lehimize çevirebiliriz."