Viyana günlerdir Eurovision heyecanını yaşıyordu. 40 ülkeden gelen gazeteci meslektaşlarımızla birlikte biz de bu heyecana ortak olduk ve şehrin Eurovision havasını adım adım soluduk. Geçen yılın birincisi Avusturya, bu seneye çok iyi hazırlanmıştı. Ev sahibi olarak tam not alsa da yarışmada aldığı sıfır puanla hayal kırıklığı yaşattı. Viyana'daki büyük şehir salonu, Avrupa'nın dört bir yanından gelen insanlarla dolmuştu. Türkiye bu yıl yarışmaya katılmadığı için bizim gönlümüz Azerbaycanlı Elnur'la birlikteydi. Ancak Elnur, 'O Ses Türkiye'deki gibi sahnede parlamadı. Sahneden indikten sonra sigara içmek için ara veren Elnur'la buluştuk. "Kazansam da, kaybetsem de önemli değil. Önemli olan burada olmak" diyen Elnur, ne yazık ki beklediği sonuca ulaşamadı. Ayrılırken de "Ben zaten artık Türkiye'deyim, sık sık görüşürüz" dedi.
OLAĞANÜSTÜ ATMOSFER
Eurovision'u yerinde izlemek ayrı bir keyifmiş. Yüzlerce insanın nasıl arı gibi çalıştığını görüyorsunuz, özellikle de sahne şovlarında... Geçen yılın birincisi Avusturyalı Conchita'nın salona dev bir silindir içinde getirilişi, o silindirin içinden izleyicilerin üzerine yükselişi ve sahneye doğru uçması, müthiş efektler ve olağanüstü görsellik göz kamaştırıcıydı. İlk andan itibaren yarışmanın favorileri belliydi ancak Eurovision'a ilk kez katılan Avustralyalılar'a gösterilen ilgi ve destek olağanüstüydü. Bu da müziğin birleştirici gücünü gösteriyordu. Sonuç çok şaşırtıcı olmadı ve Eurovision'u kazanan yine bir Avrupa ülkesi İsveç oldu. Puanlamada ilk anlarda Rusya'nın gerisinde olan İsveç, daha sonra açık ara farkla birinci oldu. İsveçli şarkıcı Mans Zelmerlöw; sade ve samimi sahne şovunun yanı sıra 'Heroes' şarkısıyla dünyaya güzel bir mesaj verip birinciliği göğüsledi: 'Biz ne olursak olalım, kim olursak olalım, neye inanırsak inanalım, aslında hepimiz kahramanız.' Türkiye bu yıl Eurovision'a katılmadı ama düzenlenen partiler ve yemeklerde herkes, Türkiye'nin neden yarışmada olmadığını sordu. Onlara seneye katılacağımızı söyledik.