Ünlü şarkıcı Aşkın Nur Yengi, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalarda bulundu. Pandemi sürecinde Türkiye'nin çok iyi yönetildiğine işaret eden Yengi, "Sık sık yurt dışına gittiğim için oralardaki sağlık sistemini de biliyorum. Türkiye dünyada bir numara" dedi.
Türkiye'nin koronavirüs salgınındaki mücadelesini nasıl buluyorsunuz? Çok başarılı yönetildi Türkiye bu salgın sürecinde. Biz iyi yönetiliyoruz ama insanlarımız dikkat etmiyor, kurallara yeterince uyulmuyor. Sağlık Bakanımız, sağlık çalışanlarımız canla başla mücadele ediyor. Onların emeklerini boşa çıkarmayalım. Ben Türkiye'nin sağlık alanında Avrupa ülkelerinden çok daha önde olduğunu zaten pandemiden önce de biliyordum. Sık sık yurt dışına gittiğim için oralardaki sağlık sistemini de biliyorum. Alt yapısıyla, şehir hastaneleriyle, sağlık çalışanlarıyla Türkiye dünyada bir numara. Ülkemi hep alkışlıyorum. Başka ülkelerden insanlar Türkiye'ye tedavi olmak için geliyor. Gurur duyuyorum.
DENGE BOZULDU
Sosyal medyada ortak değerlerimizde ülkemizin menfaatine olan konularda bile birleşemediğimizi görüyorum. Türkiye'nin doğal gaz keşfini bile eleştirenler oldu.
Ülkemizin değerlerine hep sahip çıkmış, saygı duymuş biriyim. Ülkemin menfaatleri benim için her şeyden önce gelir. Türkiyem için iyi olacak her şeyden mutluluk duyuyorum. Türkiye'yi çok seviyorum. Paramı bu topraklardan kazanıyorum, kızımı burada büyütüyorum. Ülkemin böyle önemli atılımlar yapmasını alkışlıyorum.
Sosyal medyayı çok kullanmıyorsunuz. Neden?
Çok sevmiyorum orada vakit geçirmeyi. Fanlarım konserlerimi duyuruyor zaten. Oradaki ortamı sağlıklı bulmuyorum. Klavyeden delikanlılık yapanlar var. İnsanların yüzüne söyleyemeyeceği şeyleri yazıyorlar. Denge bozuldu.
Sosyal medya düzenlemesini nasıl buluyorsunuz?
Dengeler bozulduğu zaman böyle düzenlemelere mecbur kalınıyor. Bu dengesizliğin düzeltilmesi gerekiyor. Dünya standartlarına uygun şekilde yapılan düzenlemeler ortamını daha iyi hale getirebilir. Eleştirmek başka, hakaret etmek başka. Sosyal medyada birçok insana hakaret ediliyor. Bunların önüne geçmek için doğru bir adım.
SEVGİLİ KALMAK ÇOK DAHA İYİ BİZİM İÇİN
■
Haluk Bilginer ile barışmanızda kızınızın etkisi var, öyle değil mi?
Hikayenin içinde bir çocuk var. Kızım
Nazlı'nın bir gün bana 'Neden?' ya
da 'Keşke' demesi beni incitirdi. Aşkla
dünyaya getirdiğim kızımı düşünmek
zorundayım. Ben bu hikayede bir kere
incinip kırıldım, aynı yerden incinmem.
Ama kızım kırılabilir. Kız çocuğu için baba
semboldür. Ben babamı erken kaybettim,
hayatımda büyük bir boşluk yarattı. Aynı
şeyi Nazlı yaşasın istemedim.
■
Keşke boşanmasaydım dediniz mi ?
Hayır, pişman değilim. Haluk kızımın
babası olması dışında çok da kıymetli
benim için. Onunla birlikte olmaktan ve
vakit geçirmekten mutluluk duyuyoruz.
Barışmamızda Nazlı'nın payı büyük ama
biz çok da iyi anlaşıyoruz. Evlat büyütüyoruz
birlikte.
■
Ufukta evlilik var mı Bilginer'le?
Evlilik çok kıymetli.
Keşke bir ömür evli kalsak, aynı insanı
doya doya sevsek. Ama günümüzde bunu
gerçekleştirmek zor. Haluk ile bir kez denedik.
Bu saatten sonra evlilik önemli değil.
Mühim olan iyi anlaşabilmek, ruhen ve
kalben yan yana olmak. Şimdilik gündemimizde
evlilik yok. Evlenmeden daha iyi
gidiyor ilişkiler. Evlenince o ışık gidiyor.
Sevgili kalmak daha iyi bizim için.
SAHNEYE ÇIKMADIĞIMDA KENDİMİ HAPİSHANEDE GİBİ HİSSEDİYORUM
■
Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz?
Çok zor bir dönemden
geçiyoruz. Hepimiz hazırlıksız
yakalandık. Kurallara
uymamız salgınla mücadele
için çok önemli. Ama
bakıyorum insanımız çok
dikkat etmiyor. Hayatımızın
her alanını etkiledi salgın.
Hayatımız bu kadar etkilenirken
bunun müziğe
yansıması da normal. Ekip
arkadaşlarım ailelerinin
yanına gittiği için bu yaz
konser de yapamadım.
Şarkı söylemediğim zaman
paslandığımı hissediyorum.
30 yıldır müziğin içindeyim.
Sahneye çıkmadığım zaman
kendimi hapishanede
gibi görüyorum. Bu süreç
müzik şevkimi daha da
artırdı.
AVRUPA'DA HOŞ OLMAYAN DAVRANIŞLARLA KARŞILAŞTIM
■
Avrupa'ya, özellikle de İngiltere'ye sık sık gittiğiniz için sormak istiyorum. Avrupa'nın yabancılara karşı tavrını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada, özellikle Avrupa'da
yabancılara karşı
olumsuz bir yaklaşım var.
İngiltere'de bizzat yaşadım.
Görünüşümden, konuşmamdan
yabancı olduğumu
anladıklarında hoş olmayan
davranış sergileyenler
oldu. Polis de yaptı bunu,
tezgahtar da. İnciniyorum.
Benzer tavırla Fransa'da da
karşılaştım. İnsanları neye
göre yargılıyorlar anlamak
mümkün değil. Türkiye
böyle değil ama. Biz yardımsever
bir toplumuz. İyi
ki bu toprakların sanatçısıyım.
'YALNIZLIK SENFONİSİ'Nİ KEŞKE BEN SÖYLESEYDİM
■
"Bunu keşke ilk ben okusaydım" diye iç geçirdiğiniz bir şarkı oldu mu?
Var. Sertab'ın söylediği
'Yalnızlık Senfonisi'ni
keşke ben söyleseydim.
O şarkı aslında ilk bana
gelmişti ama zamanlamadan
dolayı Sertab'a gitti.
Şarkıyı sahiplendikten
sonra ona gitmesi 'keşke'
dememe sebep oldu.
Cumhurbaşkanlığı konserleri iyi bir hamle oldu
■
Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen Yeditepe Konserleri için ne düşünüyorsunuz? Eleştirenler de olduğu için sormak istiyorum...
Sektör zor bir dönemden
geçiyor. Böyle bir süreçte
Cumhurbaşkanlığı
konserleri iyi bir hamle
bence. Müzisyenlere katkı
sağlıyor. Biz ekibimizi
kalkındırmak için konserler
yapmak zorundayız. Onlara
para kazandırdı, nefes
aldırdı bu konserler.
ÇOK KIRILIP İNCİNDİM
■
Duygularınızı derinden yaşamak sizi yaraladı mı?
Ben duygusal bir insanım. Çok kırıldım da, incindim
de. Ama değişemedim, katılaşamadım. Sadece
artık daha dikkatliyim. Hayatta hırsları olan biri
değilim. Tek hırsım şarkımı iyi söylemek. Bazen
biraz daha hırslı olsaydım dediğim zamanlar
oluyor. Çok büyük bir sektörde iş yapıyorum,
devamlılığın olmazsa yutar seni. Devamlılığım için
sanatımı en iyi şekilde yapmak için çabalıyorum.
GÜNÜMÜZDE AŞK SIRADANLAŞTI, SIĞLAŞTI
90'ların Türkçe popu hafızalardan silinmeyen şarkılar çıkardı. Neydi sizce o dönemi farklı kılan?
Biz hayata derin bakan, aşkın değerini bilen insanlardık. 2000'lerden sonra aşk yozlaştı, sıradanlaştı, sığlaştı. Teknoloji de toplumun psikolojisini bozdu. Şiddetin artmasında bunun da etkisi çok.