ABD'nin Charlotte şehir merkezinde dolaşan bu kamyon Wilmore Cenaze Evi'nin reklamını taşıyor. Reklamın sloganı "Aşı olmayın!" Aşı olmayın ki, cenaze evi daha çok para kazansın. Nasıl reklam ama!
"Herkes ekmeğinin peşinde" dediğinizi duyar gibiyim. Aslında Wilmore Cenaze Evi gerçekte yok. BooneOakley reklam ajansı, aşılamayı teşvik edecek reklam kampanyasında ironik bir yol izledi sadece.
Ajans direktörü David Oakley "Geleneksel reklamcılığın artık işe yaramadığını hissettik. Sadece 'Aşı yap' veya 'Gidin aşı olun' gibi mesajlar etkili değil. Durumu farklı bir perspektiften gören bir şey yapmak istedik" diyor. İşte yaratıcı fikir buna denir! Üzerinde kocaman "Aşı Olmayın" yazan kamyon kısa sürede viral oldu zaten. Tüm Amerika bu kamyonu konuşuyor.
Fransa'da da bir bölgesel sağlık kurumunun yeni reklamında koronavirüs aşısı, bir arabanın arkasında tutkuyla öpüşen bir çiftin görüntüsüyle teşvik edildi. Görselde "Evet, aşı istenen etkilere sahip olabilir" ifadeleri yer aldı. Evet, "Çok Fransız" bir reklam olmuş ama etkili.
Türkiye'de ise sosyal medya paylaşımlarında, kamu spotlarında, ilanlarda hep "Maske takın", "Sosyal mesafeyi koruyun", "Aşı olun" dendi. Evet, en doğru mesajlar bunlar ama insanlar bu sözleri duymaktan sıkıldı.
Aşı karşıtları neden ilgi görüyor sanıyorsunuz. Yalan olsa da farklı bir şey söyledikleri için!
Bizde de aşılamayı artırmak için ters köşeye yatıran yaratıcı kamu spotları, reklamlar yapılmalı.
***
SERGEN ESPRİYİ ANLAMAMIŞ
Stefan Kuntz, Türkiye Milli Takımı'yla resmi sözleşmeye imza attığı törende Beşiktaş'tan eski takım arkadaşı Sergen Yalçın için "Onu teknik direktör olarak gördüğümde kahkaha attım. Teknik direktör olmasına, şampiyon olmasına saygı duyuyorum... Sergen'e neden güldüm? Çünkü Sergen'in en üst değerlerinden birinin disiplin olduğunu duydum. Hayatımda oynadığım en iyi orta saha oyuncularından biri Sergen'di ama o zamanlar disiplin onun için en önemli şey değildi..." dedi.
Sergen de yaptığı disiplinsizlikleri gülerek anlatmıyor muydu?
Örneğin Beşiktaşlı Gökhan Keskin, Sergen'i "Beşiktaş'a ilk geldiğinde benim yanıma verdiler. Daha 17 yaşındaydı. 'Al bu çocuğa göz kulak ol, at yarışı oynuyormuş' dediler. Aradan iki hafta geçti. Bir baktım ben, Metin ve Sergen beraber at yarışı kuponu yapıyoruz" diye anlattığında gülmedik mi?
BU KADAR ÖFKE NİYE?
Sergen, İstanbulspor günlerinde, bir sabah çok uykusuz olarak antrenmana gelip, masaj yaptırır. Gözlerini açtığında saat 19.00'dur ve etraf kapkaranlıktır. Sergen, masörü arar. Masör de "Abi çok güzel uyuyordun uyandırmaya kıyamadık" cevabını alır. İşte Sergen disiplinsizliği budur ama onu bu haliyle daha çok severiz.
Sevdiğiniz bir insan size sorulunca aklınıza ilk onunla geçirdiğiniz eğlenceli, ilginç anlar gelmez mi? Kuntz'un da aklına Sergen'in 25 yıl önceki disiplinsiz davranışları geldi. Ama bunu anlatırken vücut diliyle yanlış anlaşılmasın şaka yapıyorum der gibiydi. Ardından Sergen'in hem futbolunu hem teknik direktörlüğünü yüceltti.
Kuntz'un bu samimi sözlerine şakayla karışık alaycı takılmasının karşılığı "...Kuntz önce saçmaladı sonra toparlamaya çalıştı. Bana bir şey söylemek isteyen varsa doğrudan söylesin, kıvırtmaya gerek yok" gibi atarlı, öfkeli bir açıklama mı olmalıydı?
Gerçekten hayal kırıklığı!
***
ÜÇÜNCÜ DOZ HANGİ AŞI YAPILMALI?
Üçüncü doz aşı olma hakkı tanınanlar Biontech ya da yine Sinovac aşısı olabilir. Amaç antikor değerini yükseltmekti. Genelde üçüncü doz için Biontech tercih ediliyor. Çevremden üçüncü dozu Sinovac olanları görünce şaşırıyorum. Onlar da bazı uzmanların üç dozun da aynı aşı olunmasını tavsiye ettiklerini söyleyince kafam karışıyor.
Sonunda bu kafa karışıklığını giderecek bir araştırma yapıldı. Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi ortaklaşa yürüttükleri araştırmaya göre üçüncü dozu Sinovac aşısı yaptıranların antikor değeri 9 kat; Biontech yaptıranların ise 162 kat yükseliyor.
Arada büyük fark var. Tabii tercih yine sizin.
***
ÇOK YAŞA EASTWOOD
Clint Eastwood, hakkında çok merak edilen 'Emekli olmayı düşünüyor mu?' sorusuna "İşim henüz bitmedi. İzleyiciler beni görmek istemeyene kadar üretmeyi sürdüreceğim" yanıtını verdi.
Bazen Clint Eastwood ismini sosyal medyada görünce yoksa hayatını kaybetti mi diye korkuyorum ama her seferinde yeni bir filmle karşımıza çıkıyor ihtiyar kurt.
91 yaşında olmasına rağmen en son 'Cry Macho' filmini hem yönetti hem oynadı. Eastwood, emeklilik sayılabilecek bir dönemde yönetmen ve oyuncu olarak 4 Oscar kazandı.
1992'de 'Affedilmeyen' filmiyle En İyi Yönetmen Oscar'ını kazanınca 'Artık yaşlandı yönetmenlikle devam eder' diyorduk. Aradan 29 yıl geçti, harika filmler çekmeye, oynamaya devam ediyor.
Allah Eastwood'a uzun ömürler versin. Tutkuyla bağlı olduğunuz bir işi yapmak insanın ömrünü uzatıyor.
***
TELEFONUNUZ CASUS OLABİLİR!
Litvanya Ulusal Siber Güvenlik Merkezi, Çinli bir üretici tarafından yapılan telefonun "Özgür Tibet", "Tayvan bağımsızlığı" gibi ifadeleri algılayıp sansürleyebildiğini açıkladı.
Litvanya'ya ya da herhangi bir Avrupa ülkesine satılan telefonlarda sansür için yüklenmiş yazılım devre dışı bırakılıyor ama uzmanlar bu yazılımın kullanıcının bilgisi olmadan etkinleştirilme potansiyeline sahip olduğunu söylüyor. Aslında bu potansiyel her ülke için geçerli.
Çin bu teknolojiyle belki de birçok ülkede kendine yönelik tehdit gördüğü insanları fişleyebilir. Keşfedilmeyen başka yazılımlar da olabilir.
Bu haberi "O zaman herkes ABD malı telefon alsın" diye de yorumlayabiliriz. Diğer telefon markalarının da masum olduğunu düşünmüyorum. İstihbarat teşkilatları elinizdeki telefonu istedikleri zaman bir casusa dönüştürebilir ve o telefon James Bond'un filmlerde bile yapamadıklarını yapar!
***
Altyazı
"İki kötü seçenek arasında her zaman denememiş olduğunu seçmelisin." (Lock, Stock, and Two Smoking Barrels)