Beklenen oyun sahnede! Başlık gibi bir giriş cümlesi oldu ama ne yapayım, uzun zamandır bekliyorum 'Arzu Tramvayı'nı ve hayran olduğum Zerrin Tekindor'u tiyatro sahnesinde izlemeyi...
'Arzu Tramvayı'; Amerikalı oyun yazarı Tennessee Williams'ın 1947'de Elia Kazan yönetmenliğinde ilk kez sahnelenen tiyatro oyunu.
Esasen kadın hikayelerinin geride tutulduğu zamanlarda, tiyatroda bir devrim. Marlon Brando'lu, Jessica Tandy'li kadrosuyla drama dalında Pulitzer ödülünü ve daha birçok tiyatro ödülünü toplayarak rekorlar kırmış bir yapım.
Daha sonra efsanevi yönetmen Elia Kazan, oyunu beyazperdeye taşıyarak Oscar'ları toplamış.
TEKİNDOR'UN KARİZMASI...
Türkiye'de 1982 yılında Yıldız Kenter ve Müşfik Kenter sahnelemiş 'Arzu Tramvayı'nı. O zamanlar 3 yaşındaydım tabii, internet sağolsun bu bilgiyi de öğrendim.
Geçen Nisan ayında Haluk Bilginer'in Moda'daki Oyun Atölyesi'nde bu oyunu izlemek için sıraya girmiştik kızlarla. Hemen burada soluklanıp sıraya girmenin, insanlık için küçük, dijital çağ kişileri için büyük bir adım olduğundan söz etmek isterim yani.
Bizim için aylar öncesinden planlar yapmalar falan büyük hareket. Sosyal medya ve dijital çağ; bizi anlık, hızlı, beklemekten korkar hale getirdi. Bugünden yarına program yapamaz olduk. Bir yere söz vermek müthiş ağır bir yük olmaya başladı. Ya o gün geldiğinde canımız istemezse?
Ah bu sıkıntıdan patlayan canlarımız...
Neyse...
Hepimiz Zerrin Tekindor'a bayılıyoruz; o gözlere, o büyülü ses tonuna, o mimiklere, bakışlara, gizli muzırlığına, kimsenin sahip olamadığı dişiliğine ve bangır bangır karizmasına... O yüzden girmiştik sıraya.
Ne yazık ki son anda iptal edilmişti Oyun Atölyesi'ndeki 'Arzu Tramvayı'...
Bülent Cankurt; o günlerde birlikte olan Zerrin Tekindor ile Haluk Bilginer'in, Tekindor'un yönetmen oğlu Hira Tekindor yüzünden tartıştığını ve hem oyunun sahnelenmesinin, hem de ilişkilerinin bu tartışmayla son bulduğunu yazmıştı. Tiyatrodan da konuyla ilgili hiçbir açıklama gelmemişti.
İşin magazini gram umrumda değildi; ben oyunu istiyordum. Ve nihayet yeni kadrosuyla 'Arzu Tramvayı', çarşamba akşamı Uniq İstanbul'da gala yaptı.
Birinci perdesi 90, ikinci perdesi 50, arayla beraber 155 dakika...
Tiyatro için kimine göre uzun, bu yıldız kadroyu izlemek için kısa bir süre...
OYUNCULUK DERSİ
Yaşadığı travma sonucu girdiği bunalımla her şeyini kaybeden, yüzünü ışıklardan saklayan, bavulunda taşıdığı teatral kostümleri ile hayal dünyasında oynayıp gerçeklerden kaçmaya çalışan, çokça hüzünlü 'Blanche' (Zerrin Tekindor), kardeşi 'Stella'nın (Şebnem Bozoklu) evine gelir. İyi kalpli, tatlı, ablası kadar olmasa da gerçeklerden kaçarak yaşayan hamile 'Stella' ve onun kaba, sahtekar kocası 'Stanley' (Onur Saylak) ile yaşamaya başlar.
Sonrası, 'Blanche'ın yüzüne tokat gibi çarpan gerçekler...
Zerrin Tekindor'un 'Arzu Tramvayı'ndaki performansı, oyunculuk dersi olarak izlenmeli. Tekindor; Şebnem Bozoklu, Onur Saylak ve İbrahim Selim ile tiyatro seyircisine kusursuz bir ziyafet sunuyor.
Bu sezon kaçırılmaması gereken yegane oyun.
Ha 'Yemek nefis, ben buna çok az da tarçın koyuyorum' gibi bir yorum yapacak olursam; oyunun müziklerinin caz tarihine geçecek kadar önemli ve etkin olduğu söylenir. Tolga Çebi'ye emanet edilen müzikler iyi ama az kalmış gibi ya da Zerrin Tekindor seyircinin aklını öylesine alıyor ki, müzik dikkatimizi çekmiyor.
Unutmadan; Şebnem Bozoklu'nun Toy'da oynadığı 'Kaplan Sarılması'nı izlemek için de can atıyorum.
Kendisini ilk kez sahnede izledim; meğer dizilerde yeteneğinin yüzde 50'sini bile görmemişiz.