Günümüzde ilişkiler nasıl yaşanıyor? Gençler aşka nasıl bakıyor? İlişkilerin yeni kuralları neler? GÜNAYDIN'ın trend yazarı Mert Vidinli, Cosmopolitan dergisine yeni nesil aşkları anlattı...
Günümüz ilişkilerine bakınca, Sevgililer Günü'yle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Geçen gün ilişkisi olmayan bir kız arkadaşıma Sevgililer Günü'nde ne yapacağını sordum. "14 Şubat'ı atlıyorum, o gün estetik operasyon geçireceğim" dedi. Göğüs estetiği yaptırmak istiyormuş. Yalnız kadınların çoğunda o günü atlamak gibi bir düşünce var. Bekar olanların bir kısmı da Sevgililer Günü'nde uygulama aşkı yaşayacak. Tinder gibi uygulamalardan tanıştıkları kişilerle ilk kez buluşacaklar.
AŞK ŞEKİL DEĞİŞTİRDİ
Etrafınızdaki çiftler 14 Şubat için nasıl planlar yapıyor?
Çiftlerin büyük bir kısmı, Sevgililer Günü'nde baş başa yemeğe çıkmak yerine, çift olan arkadaşlarıyla bir araya geldikleri yemek programları organize ediyor. Aslında grup halinde sosyalleşmekten bahsediyoruz. Çünkü artık çift olmak diye bir şey yok; kimse el ele, baş başa sevgilisiyle yemeğe gitmiyor.
Bildiğimiz romantik ilişkiler evrim geçiriyor diyorsunuz...
Evet, romantizm denen şey kalmadı. Geçen gün New York'taki bir Türk arkadaşımla konuşuyordum. Tinder'dan tanıştığı birisiyle buluşacaktı. Birisiyle beraber olma kriterlerini sordum ona. "Benim için ilişkide hiçbir şekilde yakışıklılık veya kazanç önemli değil. Benimle aynı hobilere sahip mi, ortak noktalarda buluşuyor muyuz ona bakıyorum" dedi. Artık ilişkiler ortak şartlar üstüne kurulu.
Akıllı telefon uygulamaları, uygun partneri bulmaya yardımcı oluyor diyebilir miyiz?
Aynen... Bu uygulamaların hepsi, aslında senin istediğin kişinin nelerden keyif aldığını, nelerden hoşlandığını hemen anlamana yardımcı oluyor. Konuştukça, onun genetik haritasını çıkarır gibi sosyal yaşam haritasını çıkartıyorsun. Eğer sana uyum sağlıyorsa, o noktada o ilişkiye başlıyorsun.
Peki aşk denen şeye ne oldu?
Aşk, şekil değiştirdi. Artık aşk; tamamıyla onunla geçirdiğin kaliteli zamanla alakalı. Keyif aldığın kaliteli zamanın tanımı aşk. Kalbinin güm güm atması gibi şeyler kalmadı. Kalbini güm güm attıran biri de kalmadı zaten. O his; ilk andır, ilk buluştuğun gündür, yani aşk ilk zamanlardır. Yazılarımı kaleme almak için bilgisayarın başına oturduğumda, o kadar çok ayrılan ve aldatılan çift karşıma çıkıyor ki... Oldukça pop ilişkiler yaşıyoruz günümüzde.
Her şeyi tükettiğimiz gibi ilişkileri de tüketiyoruz. Siz buna katılıyor musunuz?
'Fast food' gibi işte 'fast love'... Özendiğimiz hiçbir şey kalmadı. O eski aşklar küçük şehirlerde halen yaşanıyor olabilir ama büyük şehirlerde aklımızı çelen çok fazla dış etken var. Birincisi, akıllı telefonların sunduğu cazip profiller... Yani bir beğeniyle, bir mesajla artık herkes birbiriyle iletişime geçebiliyor. İkincisi, sosyal medyayla herkes birbirine yakınlaşınca, mekanlarda da insanlar çekingen tavrını bırakmaya ve tanımadığı insanlarla sohbet etmeye başladı. Üçüncüsü, kimse tek eşliliğin verdiği baskıyla yaşamak istemiyor. Bir ilgi düşkünlüğü oluştu. Bekarlar evlilere, evliler bekarlara özeniyor, yani hep sahip olmadığına özeniyorsun.
ÇEKİNGENLİĞİMİZİ ATTIK
İnsan olarak içgüdüsel bir durum değil mi bu?
Evet, ama eskiden çekingendik. Bu dijital dünya, çekingenliği üstümüzden attı biraz. Bir de eskiden sosyal hayatta bu kadar çok mekan yoktu. İnsanlar sokağa çıkmak için bu kadar fırsatı bir arada bulamıyordu. Örneğin Nişantaşı, iki tane mekandan ibaretti, şimdi 22 mekan var. Her gün yeni biri açılıyor. Seni dışarı itecek o kadar çok faktör var ki... Ayrıca günümüzde herkes şık giyinebiliyor. Ulaşılabilir lüks sayesinde, herkesin satın alabileceği çok şık ürünler var. Üst segmentteki bir markadan bir şey almana gerek yok çünkü çok daha uygun fiyata benzerini bulabiliyorsun. Özetle; tüketim çılgını bir toplum olunca, ilişkiler de kendini tüketmeye başladı.
Bekar da olsan, ilişkin de olsa genel bir tatminsizlik var. Sizce bu nasıl sonlanacak?
'Evlenirim, hayatımın sonuna kadar mutlu mesut yaşarım' diye bir şey yok artık. 'Dışarıda neyi kaçırıyorum?' düşüncesi içimizi kemirip duruyor hep. O yüzden bu durum düzelmeyecek, böyle yaşamayı öğreneceğiz. Bence normalleşecek, hatta 'yeni normal bu' diyebiliriz. Eskiden yalnızlık bir sorun olarak görülürdü ama şimdi 'Evde kaldın, kız kurusu gibi' laflar rafa kalktı. Bunu nasıl normalleştiriyorsak, tatminsiz olmayı da normalleştiriyoruz.
Aynı zamanda genel bir güven arayışı da var sanki hepimizin hayatında...
2017'deki en büyük arayış güven, özellikle de ilişkilerde. Bunda içinde olduğumuz dijital çağın da etkisi var. İnsanların yalan söyleyip söylemediğini hemen yakalayabiliyorsun artık. Mesela, erkek arkadaşı iş toplantısında olduğunu söylüyor ama farkında değil ki, sevgilisi onun telefonuna bir uygulama indirmiş ve haritada nerede olduğunu görebiliyor. Sosyetik kadınların hepsi kocalarının telefonlarına bu uygulamayı indirmiş durumda. Gizli gizli yüklüyorlar bunu bir de.
Bütün bu konuştuklarımız bir yandan da birbirleriyle çelişiyorlar aslında...
Evet, çelişiyor ama bu bir geçiş dönemi. Milattan önce ile milattan sonra arasında kalmışız. Zaten bu belirsizlik ve çelişkiler, stabil olamamamıza neden oluyor. Neyi sevdiğimizi ve istediğimizi bilmiyoruz ki artık. 'Spora gideceğim artık' diyorsun, iki hafta sonra 'Umrumda değil, ne canım çekiyorsa yiyeceğim' diyorsun. Stabil bir düşünce yapımız yok, asıl üzücü olan bu.
Tatminsiz ve mutsuz bir nesilden bahsediyoruz...
Online neslin sorunu bu. Çalışmak ve iş sahibi olmak istemiyorlar. 'Ben de fenomen olayım, iki parti yapıp para kazanayım' diyorlar. İki kıyafet giyip 'moda eleştirmeniyim' diye dolaşıyorlar. Üç yerde staj yapıp yayın yönetmeni olmaya kalkıyorlar.
VARLIKLI SEVGİLİ ARAYANLAR FENİX'TE İLİŞKİSİ BİTENLER HAZİNE'DE EĞLENİYOR
30 yaş ve üstü, maddi özgürlüğü olan sıkıntısı sıfır erkek arıyorsanız, Fenix'in barında kız arkadaşlarınızla takılabilirsiniz.
Zorlu'daki Zanzibar; 40-45 yaş üstü, ikinci bahar yaşıyor gönlüm kafasını yaşayan erkeklerin gidip takıldığı bir yer, hem de güvenli.
'Cool, bohem tipleri kovalayacağım, bana yarını vadetmese bile bu gecemi atlatayım, bana iyi gelsin' diyerek birini arayanlar için Soho House İstanbul iyi bir adres.
Room and Rumours, şu sıralar oldukça popüler. Orası kadınlar matinesi tadında bir yer. Bu yüzden erkekler kendilerini biraz dışlanmış hissedebilirler.
İlişkisi yeni bitmiş olan, derbeder haldeki kadınlar genelde Cihangir'deki Hazine'de takılıyor.
BAŞARIYA AŞIK OLMAK DİYE BİR ŞEY VAR
Yeni nesil nasıl eğleniyor?
Yeni nesil çiftler daha partici; sıkıntıyı ancak böyle atabiliyorlar. 90'larda ilişkin olduğunda 'mini etek giyme, gezen tozan arkadaşlarını hayatından çıkar, eve geç saatte gelme, kız arkadaşlarınla bara gitme' gibi kurallar vardı. Şimdilerde tam tersi; çiftler ayrı ayrı kendi arkadaşlarıyla buluşmanın yanı sıra kalabalık yaşamayı tercih ediyor. Evlerde karı koca oturmaktan keyif alınmıyor artık. Her gün evde üç-dört arkadaş oluyor. Ev dekorasyonu da buna göre değişmeye başladı. Artık iki kişilik ev tutmuyorsun. Kendin gibi insanlar bulup kendi klanını kuruyorsun. Kendi içinde ne kadar sosyalleşiyorsan, o kadar çok mutlu oluyorsun. Bu da ortak hobilere sahip olmaktan geçiyor. Tornadan çıkmış erkek vücuduyla-müthiş güzel kadın olmak önemini kaybetti. Her şey ortak hobiler ve zevklerden geçmeye başladı. Başarıya aşık olmak diye bir şey var. Beraber projeler üreten, verimli olan ilişkiler yaşanıyor.