Gözde Türker, atv dizisi Kardeşlerim'in son dönemde en çok konuşulan isimlerinden biri. O, dizinin hırslı, para düşkünü Harika'sı. İlk bölümlerdeki tavırlarıyla "Bu kadar da olmaz" dedirtse de izleyicinin gönlünü kazanan ve yıldızı parlayan oyuncu ile bir araya gelip diziden evliliğine, Harika'nın hırslı tavırlarından aşka bakış açısına kadar her şeyi konuştuk.
Kardeşlerim dizisinin dikkat çeken karakterlerden biri olan Harika'yı canlandırıyorsunuz. Birçok karakter için deneme çekimine katılmışsınız ama sonunda yolunuz Harika ile kesişmiş...
Seçmelerde 4 genç kadın karakterin analizini ve audition metnini okuma fırsatım olmuştu. Yönetmenimiz Serkan Hoca bana "Bakalım senin gönlünden geçen karakter, benim için de 'Bu sen olmalısın' dediğim karakter mi olacak? Hangisini istiyorsan seç ve bana 'Bu sen olmalısın' dedirt" demişti. Ben de Harika'yı oynamayı istiyordum.
"İşte benim kızım!" dedim. Herkesin içinde var olan iyi ve kötü gerçeğini yakalarım ve yaptığı kötü şeylerle empati kurdururum dedim. Bir oyuncu küçük bir çocuğa benzer. Benim de elimde çok güzel bir oyuncak vardı. En değerlisi seyircinin Harika'yı bu kadar sevmesi oldu.
Harika'nın lükse olan düşkünlüğü, diğer insanları küçük görmesi size neler hissettiriyor?
Açıkçası bazı sahnelerde Harika'yı anlamakta zorlandım. "Bunu da der misin Harika?" dediğim oldu fakat sonra hep bir yerden yakaladım.
Sahne bittiği gibi özür dilediğim zamanlar çok oldu ama tabii bu da işin şakası. Bu da bana güzel alan tanıyor. Çoğu zaman sahne çekilirken şakalaşıyoruz. Böyle karakterler var tabii. Yetiştirilme ve alışkanlık meselesi.
Eğer sadece maddiyatın değerli olduğunu görerek büyürsen para senin vazgeçilmezin olur. İlginç geliyor ama anlıyorum.
Harika okul parası için hırsızlık bile yaptı. Onun hayata karşı olan hırçınlığının sebebi ne sizce?
Paranın içinde doğmuş ve daha önemlisi annesi, babası tarafından hep paranın güç olduğu, her zaman parası olması gerektiği, yoksa ezik ve güçsüz olabileceği öğretilmiş. Bu onun güçlü olmak için bildiği ilk yol. İkincisi de çok sonraları parasız kalınca fark ettiği duruş meselesi. Hırsızlık yapması tamamen psikolojik bir hastalık. Hayatta da bu hastalığa sahip bir sürü insan var, çoğu da genellikle zengin. Gerildiklerinde hemen bunu yapıyorlar, direkt çalmak istiyor. Aklına gelen ilk şey o oluyor.
'TEMBELLİK YAPMAM'
Hırslı biri misiniz?
Ben hayatta hep hırslı oldum ama bu yıkıcı bir hırs değil. Hayatın tekrarı olmayan bir şey olduğu fikriyle yaşıyorum. Bazen canım çok sıkılıyor sonra "Aman, bu his yok olup gidecek. Çok üstünde durma." deyip önüme bakıyorum. Hedeflerim ve hayallerim var. Her zaman başarılı olmak adına çok heyecanlandım ve o yolda ilerledim. O sebeple tembellik yaptığım pek görülmemiştir. Bu pandemi sürecinde biraz keyifçi oldum, eskiden boş zamanımda bile bir şeylerle uğraşırdım.
Para sizin için ne ifade ediyor?
Para benim için bir araç. Yaşamda yapmak istediğim şeyler için bir destek ama hiçbir zaman tek başına mutluluk getiren bir şey değil. Her şeyin parayla yapıldığı bu yüzyılda tabii ki para çok değerli.
Marka ve lüks tutkunuz var mı?
Ben markalardan hiç anlamam. Kıyafet konusunda zaten her zaman rahatlığa ve tarza önem veriyorum. Markacı değilim. Modayı seviyorum ve tarzımı beğeniyorum. Benim lüks düşkünlüğüm yok. Çünkü lüks içinde büyümedim. Güzel ve samimi bir aile hayatım oldu.
Başka değerlerle yetiştim ama hayalimde bir ev var. Ona sahip olmak isterim. Bir çiftlik evi veya denize sıfır bir ev.
OĞULCAN'I HEP BEĞENDİ
Harika başlarda sevmediği ve küçümsediği Oğulcan'dan etkilenmeye başladı. Aşk her şeyi değiştiriyor mu?
Bence Harika en başından beri Oğulcan'ı beğendi ama kendine yediremedi. Sonraları başka şeylerin de değerli olduğunu fark etmeye başlamasıyla daha cesur davrandı. Başta kaçtığı -içinde eminim ki bir hoşlanma hissi vardı- ne alaka deyip hayatından savurduğu bir şeydi Oğulcan. Sonra "İşte bu!" dediği kişi oldu. İnsanlar değişmeye başlayınca aşk da değişir.
Genç ve eğlenceli bir ekipsiniz. Kamera arkasında neler yaşıyorsunuz?
Eğlence ve bol sohbet... Ben sakin bir insanım iş hayatımda. İşimizi yapıp eve gidelim diye düşünürüm. Benim genelde özel hayatımla iş hayatım birbirinden çok ayrı. Enerjim yettiğince ekibe katılıyorum. Çok harika bir takımız ve aramızda ilk günden güzel bir uyum var.
ÇOCUKLUĞUM GÜZEL GEÇTI
Ekibin en komiği, en konuşkanı, en düzenlisi ve en sakarı kim?
Ekibin en komiği Lizge ile benim, birbirimize aşırı gülüyoruz. Kendi aramızda geliştirdiğimiz bir dilimiz var ve bazen sahneyi çekerken bile gülmemek için zor tutuyoruz kendimizi. Benim komiklik anlayışım biraz farklı. Kimsenin gülmediği şeylere çok gülebiliyorum ya da tam tersi.
Aynı zamanda teknik ekip de böyle kendiliğinden aşırı komik, kendine has arkadaşlarım da var. Çoğu zaman onlarda oluyor gözüm ve kendi kendime çok gülüyorum. En konuşkan; kesinlikle Cihan, enerjisi bitmiyor. En düzenli, Yiğit ve Fadik Abla diyebiliriz. En sakarı değil de en leylası diyelim, Berk Ali Çatal.
Çocukluğunuz nasıl geçti?
Çocukluğum çok güzeldi. Sokaklarda arkadaşlarımla oyun oynayarak geçti. Çocukluğunu gerçek oyunlarla yaşayan son dönem 90'lar bence. Biz hep sokakta koşarak, düşerek büyüdük.
Bu arada ben Barbie bebekten çok arabalarla oynardım. Ablamla tüm gün evde tasolarla oynar, araba sürerdik.
KOCAMI ÇOK SEVİYORUM
Yaz aylarında evlendiniz. Romantik bir çift misiniz? Birbirinize sürprizler yapar mısınız?
Evlilik çok güzelmiş, ilişkimizi besledi diyebilirim.
Çalışan insanlar olduğumuz için Anıl'la birbirimizi
her zaman özlüyoruz. Beraber olduğumuz
zamanlarda da içerikler çekiyoruz. Geziyoruz,
film izliyoruz, yemek yapıyoruz. Canımız o an
ne istiyorsa onu yapıyoruz ve çok komik bir
çiftiz. Birbirimize çok gülüyoruz. İzleyenler
de çok gülüyor. Birbirimize çok benziyoruz.
Çoğu zaman aynı şeyleri düşünüyoruz. 'Şimdi
ben de onu diyecektim' diyoruz. Bu da çok
konforlu bir ilişki oluyor. Anıl benden daha
romantik. Devamlı sürprizler yapıyor ama ben
de eksik kalmamaya çalışıyorum. Kocamı çok
seviyorum.
Eşinizin sizin için doğru insan olduğunu nasıl anlamıştınız?
Akışta her şey anlaşılıyor. Biz zor sınavlardan
da geçtik. Zor dönemler de atlattık
ama her zaman birbirimize destek olduk ve
beraber aştık. Bunun da değerini biliyoruz.
Çünkü emek harcadık. Hasta olduğumda merak
ediyor, endişeleniyor, çorbalar yapıyor,
neşelendirmeye çalışıyor. Canım bir şey çekerse
içi rahat etmiyor, ne olursa olsun yapmak istiyor.
Şefkatli ve sevgi dolu. Çok şanslıyım. Gözünden
sakınıyor derler ya, öyle işte. Ben de onu çok
seviyorum. İyi ki o ve iyi ki biz. En güzel şekilde
böyle anlatabilirim.
KÖTÜ KARAKTER CANLANDIRMAMA RAĞMEN SEYİRCİ BENİ SEVİYOR
Aileniz Harika'nın yaptıklarına 'Pes' diyor mu?
Bana her hafta "Ne zaman
iyi olacaksın çocuğum?" diye
soruyorlar.
Sokakta Harika'nın yaptıklarına kızıp size tepki gösterenler oluyor mu?
İnsanlar kötü karakter
canlandırmama rağmen
beni çok seviyor. Bir gün
eski evimden markete giderken
bir teyze, "Abinle
ne zaman barışacaksın?
Kötü davranma
çocuğa" dedi. Başka
bir teyze, yanından
geçerken torununa
"Bu da dizideki cadı
olan" diye bahsetti.
Çok gülmüştüm
ama öfkeyle değil,
severek söyledi.
ÇOK ŞANSLI BİRİYİM
Bugüne kadar hep iyi projelerde yer aldınız. Şanslı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Ben işleri bulmadım. En sevdiğim projeler
hep bana geldi. Bu konuda inanılmaz
şanslıyım. Çok mutluyum.
Kardeşlerim kariyerinizde dönüm noktası oldu diyebilir miyiz?
Kesinlikle evet. Bir gün Nişantaşı'nda
yürüyordum, bir baktım ki herkes beni
tanıyor. Eşimi aradım ve 'Herkes
beni tanıyor' dedim. Çok gülmüştük,
çok güzel bir
andı.