Yok, derdim 'The Hurt Locker' filmine 'Amerikan milliyetçisi yapıt' damgası vurmak değil. Aksine ben bu filmi anti-militarist buluyorum. Evet; Irak Savaşı, ABD Ordusu'nun gözünden anlatıldı ama savaşın anlamsızlığı filmin her karesinde kendini hissettirdi. Tıpkı 'Nefes' filmi gibi. Bu yıl 'En İyi Film' dalında 10 aday vardı ama 'Bu film her şeyi ile Oscar'ı hak ediyor' denecek bir yapıt yoktu... 'The Hurt Locker' başarılı bir film, ödülü 'Avatar'dan daha çok hak ediyordu ama sinema tarihine geçecek bir başyapıt kesinlikle değil. Gelelim Oscar töreni izlenimlerime...
* Tören geçtiğimiz yıla göre daha sönük geçti. Sunucular Steve Martin ile Alec Baldwin'in esprileri vasattı. Hugh Jackman'ı mumla arattılar. Sadece 'Paranormal Activity' ile ilgili esprileri iyiydi.
* Oyuncu dallarında kazananlar açıklanmadan önce, sanatçıların adayları övgüye boğduğu konuşma faslına acilen son verilmeli. Hem çok yapay, hem de gereksiz yere uzun.
TÜRKİYE'DE 4 BİN KİŞİ İZLEDİ
* İlk kez bir kadının, 'En İyi Yönetmen' ödülünü Kadınlar Günü'nden bir gün önce alması harika bir tesadüftü. James Cameron'ın, eski karısı Kathryn Bigelow'un 'En İyi Yönetmen' dalında ismi anons edildiğinde ayağa kalkıp alkışlaması da güzeldi ama bana biraz abartılı geldi. Sanki kıskanç eski koca portresi çizmemek için önceden hazırlanmış gibiydi.
* Kathryn Bigelow'un ödülü alırken ABD Ordusu'na seslenmesi, Afganistan ve Irak'taki askerlerin sağ salim evlerine dönmelerini dilemesi gecenin politik açılımıydı.
* Daha önce de yazmıştım, yine hatırlatayım; 'The Hurt Locker'ı Türkiye'de sadece 4 bin 287 kişi izledi.
* Tören öncesi, kazananların konuşmalarının kısa tutulacağı ve sırayla herkese teşekkür edilmeyeceği yazılıp çizildi ama her şey eskisi gibiydi.
BULLOCK NEDEN GÜLMEDİ?
* Sandra Bullock'un, 'En İyi Kadın Oyuncu' dalında isminin açıklandığı sırada gülmemesi, sevinç gösterisi yapmaması da ilginçti. Vallahi sonlara doğru ağlamasaydı, "Bu ne ruhsuz kadın" diyecektim.
* Bullock'u oyuncu olarak oldum olası sevmem, 'The Blind Side'da da muhteşem bir performans sergilediğine inanmıyorum. Sadece iyi oynadı, o kadar. Şansı da yaver gitti. Rakiplerinin performansları fark yaratacak özelliklere sahip değildi. Bence "Yine mi Meryl Streep'e vereceğiz ödülü" dendi ve Oscar'ı Bullock kaptı.
* Bullock'un bir gün önce 'Ahududu Ödülleri' (Amerikan Sineması'nda en kötülere verilen ödül) törenine katılıp, ödülünü alması ise ayakta alkışlanacak bir hareketti.
* Ödüllerde fazla bir sürpriz yoktu. Bir tek müzik dalında 'Sherlock Holmes'un hakkı yendi.
* George Clooney'nin, tellerin arkasında yıldızları görmeye çalışan vatandaşların yanına gitmesi görülmeye değerdi.