Mesleğe spor muhabiri olarak başladım. 80'li yılların başıydı. O zamanlar 'spor' muhabirleri, yorumcuları vardı; 'futbol' değil. Görev alıp haber yaptığım ilk organizasyon Türkiye Okçuluk Şampiyonası'ydı. Burhan Felek'ten hentbol maçlarını yazıyordum, yıldız vererek. İnanmayacaksınız ama acayip okunuyordu. Sonradan Boğaz Köprüsü'nün ayağına kurban giden Yüzme İhtisas Kulübü'nde sutopu maçlarını takip ediyordum Türk Haberler Ajansı için. Spor Sergi Sarayı'na sabah saat 10.00'da ikinci lig ve kadınlar ligi basketbol maçları için giriyor, gece saat 23.00'te birinci lig maçları bittikten sonra çıkıyordum. Maçları her saat başı jetonla, ankesörlü telefondan ajansa yazdırıyordum. Çileye bakar mısınız... Ama mutluydum, çünkü 'spor' yazıyordum.
Şimdi size soruyorum; Kayra Sayit'i tanıyor musunuz? Ya da Başak Eraydın-İpek Öz çiftini? Veya Ece Öztürk adını duydunuz mu? Sanmam... Duyamazsınız çünkü onların İspanya'da düzenlenen Akdeniz Oyunları'nda Türkiye'ye altın madalya kazandıran sporcular olduğunu gazeteler sayfa diplerinde sadece biriki sütunla duyurdular. Ana haber bültenleri şöyle dursun, bu spor başarıları anlı şanlı haber ve spor kanallarında bile yer almadı. Yahu Kadın Voleybol Milli Takımı'mız, Milletler Kupası'nda voleybol devi Brezilya'yı yenip ABD ile final oynayarak ikinci oldu, kaçınız duydu? Maç sadece Sports TV'den canlı yayınlandı. Sakın alınmasınlar, yayıncılık anlayışlarını her zaman bu köşede takdir ettiğim Sports TV'cileri küçümseyecek değilim ama bu kadar önemli bir maç ulusal kanallardan birinde ya da TRT'nin kanallarında yayınlanamaz mıydı?
Türkiye, ilk kez Akdeniz Oyunları'nda tenis gibi önemli bir branşta altın madalya kazanmış, 200 metrede gururumuz Ramil Guliyev 20.15'lik derecesiyle hem altın madalyaya uzanmış, hem de İtalyan atlet Pietro Mennea'nın 35 yıllık rekorunu kırmış... Bunlar, başarıya ve iyi habere aç olduğumuz şu günlerde ana haber bültenlerinin ilk sıralarında yer almaz mı? Almaz... Çünkü bu ülkenin spor medyası amatördür. Sporun anasını ağlatmak konusunda ise profesyonel... Elin adamı, bunca 'amatörlüğü' görüp de, bu ülkeye spor organizasyonlarının en 'profesyoneli' olan Olimpiyatları niye versin ki!