'Yoldan Çıkan Oyun'; bu yıl İngiltere'de en prestijli tiyatro ödüllerinden biri olan Laurunce Olivier Ödülleri'nde En İyi Komedi Ödülü'nü kazanıp adını tüm dünyaya duyurdu. Şimdi bu ödüllü oyunun uyarlaması; Talimhane Tiyatrosu tarafından Zorlu PSM'de sahneleniyor. Talimhane Tiyatrosu'nun kurucusu Mehmet Ergen tarafından Türkçe'ye çevrilen, yönetmenliğini Lerzan Pamir'in üstlendiği oyunu geçtiğimiz hafta başında yapılan galasında izledim. Oyun; genellikle televizyon dizileriyle tanınan Sarp Apak, Öner Erkan ve Bartu Küçükçağlayan başta olmak üzere, Defne Koldaş, Gökçen Gökçebağ, Güliz Gençoğlu, Kubilay Çamlıdağ ve Kemal Kayaoğlu'ndan oluşan oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Oyun içinde oyun mantığıyla kurgulanan eser; 1920'lerde geçen gizemli bir cinayet hikayesi üzerine kurulu. 'Malikanede Cinayet' adlı polisiye oyunu sahneye koyan amatör bir tiyatro kumpanyasının, işi tam anlamıyla ellerine yüzlerine bulaştırmasını konu alıyor. Tiyatro heveslisi bir grup, bir araya gelip tiyatro yapmaya çalışıyor. Öyle bir amatör topluluk ki, imkansızlıktan ve kadro yetersizliğinden Juliet'siz Romeo, cücesiz Pamuk Prenses, sihirli lambasız Alaaddin'i sahnelemişler.
BİN TÜRLÜ TERSLİK YAŞIYORLAR
Temsil öncesi yerimizi alırken kulağında kulaklıklı birisi, (daha sonra ışık şefi olduğunu öğreniyoruz) sahnede dolaşıyor, bir şeyler arıyor. Seyirciler yerini alırken bir yandan da sahne kurulmaya çalışıyor. 'Ne oluyor?' diye birbirimize bakarken, tüm bunların az sonra izleyeceğimiz oyunun bir parçası olduğunu öğreniyoruz. Oyun sırasında olabilecek bütün aksilikler gerçekleşiyor. Sahneye giremeyen, repliğini unutan, sahnede kazara birbirini yaralayan oyuncuların yaşadığı iş kazalarına, sahne arkasındakiler de dahil olunca ortaya iyice içinden çıkılmaz bir gösteri çıkıyor. Oyuncuların başına gelen binbir türlü terslik, onların oynayamayışları ve çırpınışları izleyenleri kahkahaya boğuyor. Seyircinin kafasında 'Cinayeti kim, neden işledi?' sorusundan çok 'Bu ekip oyunu tamamlayabilecek mi?' sorusu oluşuyor.
GENÇ YÖNETMEN, YÜKSEK TEMPO
Oyunda cinayete kurban giden kişiyi Kubilay Çamlıdağ canlandırıyor. Maktülün kardeşi rolünü Bartu Küçükçağlayan, her ikisine de gönlü kayan sevgili rolünü de Güliz Gençoğlu oynuyor. Sarp Apak ise maktülün en yakın arkadaşı... Gökçen Gökçebağ'ın oynadığı müfettişle birlikte cinayeti aydınlatmaya çalışıyor. Onlara Öner Erkan'ın başarıyla canlandırdığı uşak dahil oluyor. Sahnede çırpınan oyuncular arasında Defne Koldaş bir adım öne çıkıyor. Koldaş; maktülün sevgilisi rolündeki kızın yerine apar topar oyuna girmek zorunda kalan sahne amiri rolünü öyle başarıyla canlandırıyor ki; sanki gerçekten hiçbir şey bilmiyor, oyunculuğa dair en ufak bir fikri yok sanıyorsunuz. Sonradan başroldeki kızın yeniden sahneye dönmesiyle aralarında yaşanan rekabet çok eğlenceli. 1987 doğumlu genç yönetmen Lerzan Pamir, dinamik ve oldukça tempolu bir oyun yaratmış. Oyuncuların sahneye giriş çıkışları, trafikleri çok iyi ayarlanmış. Özellikle ikinci perdede dekorların devrilmesiyle yaşanan kargaşa, oyuncular için zorlayıcı ama izleyici için keyifli bir oyun çıkmasını sağlamış. Behlüldane Tor imzalı dekor tasarımı oyunun en önemli parçası, adeta dokuzuncu oyuncusu. Gül Sağer imzalı kostüm tasarımı, Kemal Yiğitcan imzalı ışık tasarımı ile Orhan Enes Kuzu'nun yaptığı ses ve müzik tasarımı da oyunun atmosferini çok iyi yansıtıyor.
'10 OYUN SONRA MAKİNE GİBİ OLURUZ'
Beş yıl aradan sonra sahnelere dönen Sarp Apak, oyunla ilgili şöyle konuştu: "Bu sezon dizi yapmak yerine sahneye çıkmak istedim. Çok da özlemişim. Bu oyun için iki ay prova yaptık ama dekorumuz geç bitti. O yüzden dekorla az prova yapabildik. İlk oyunumuzda korka korka çıktık sahneye. Ama o da çok iyi geçti. Her geçen oyun hem dekora, hem de oyuncu olarak birbirimize alışıyoruz. Uğur Abi (Yücel) geldi oyuna ve '10 oyun sonra gelmiş geçmiş en iyi komedilerden olur' dedi. 10 oyun sonra makine gibi olacak. Şimdilik haftada bir oynuyoruz, keşke iki-üç kere oynasak. Çok eğleniyoruz."