Ali Kocatepe ile Nükhet Duru'nun arası fena açıldı. Sebebi; Nükhet Duru'nun, yaptığı düet albümü/ belgesel Duru Olmak'taki Ali Kocatepe şarkısını sessiz yayınlayıp, üzerine de "Bu şarkının bestecisinin kayıtlar sona erdikten sonra iznini geri çekmesi sonucu bu sahnede ses kullanılmamaktadır" yazısını bindirmesi.
Ali Kocatepe beni aradı. Bu konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek istediğini söyledi. Ben de memnuniyetle açıklamasını köşemde yayınlayacağımı söyledim. Eğer Nükhet Duru da benzer bir açıklama yaparsa, onu da seve seve bu köşede yayınlarım. İşte Kocatepe'nin "Nükhet amacın nedir?" başlıklı o yazısı:
"Nükhet amacın nedir? Beni kamuoyu önünde itibarsızlaştırarak gündem yaratıp düetler albümünün ve yeni belgeselinin reklamını yapmak mı? Bir belgesel yapmışsın ve bir yerinde üzerine yazı bindirmişsin... 'Bu şarkının bestecisinin kayıtlar sona erdikten sonra iznini geri çekmesi sonucu, bu sahnede ses kullanılamamaktadır.'
Yani, önce izin vermişim; belgesel bittikten sonra da iznimi geri çekmişim gibi! Kesinlikle yalan. Belgeselden daha yeni haberim oldu. Hangi izinden söz ediyorsun? Varsa göster belgeni öyleyse...
KAMUOYUNA SESLENİYORUM
Kamuoyuna ve eser sahiplerine sesleniyorum. Sahibi olduğunuz ürünlerinizin, eserlerinizin haberiniz olmadan, izniniz alınmadan ticari amaçla kullanılmasına sessiz kalabilir misiniz? İşte benim yaptığım tam da budur: Sessiz kalmamak...
Yeter artık Nükhet Duru, yeter! 45 senedir şarkılarımı sahnede okuyorsun, hep destek verdim ve alkışladım seni... Ama sen o kadar değiştin, okuduğun şarkılarımı o kadar sahiplendin ki, hırsın aklının önüne geçti ve ticari projelerinde bilgi bile vermeden kullanmaya başladın bana ait eserleri. Paylaşmak, fikir alıp vermek, izin almak çok mu zor geldi sana?
İki yıl önce yapmaya karar verdiğin Düetler albümünü bile ben ilk kez gazete haberinden öğrendim... Üç şarkımı okuyacağını da... Yine çok rahatsız oldum ve bunu sana bizzat söyledim... Bana hak verdiğini söylemene rağmen yine hiçbir aşamasında bilgilendirmedin. Ne sanatçı adı verdin, ne de maket dinlettin. Her şey olup bittikten sonra bir kez daha emrivakiyle karşıma çıktın. Melankoli'yi bile bana aylar sonra anı olarak kalsın diye Kenan Doğulu, Whatsapp'tan yolladı... Bu sayede dinleyebildim!
Saygıyla yaklaşıp, benden destek isteyen herkese kapım açıktır. Ama şu da bilinmelidir ki; şarkılar, eser sahiplerinindir... İzin almadan, sahne dışındaki projelerde kullanmak ne etiktir ne de yasal! Dünya bu kadar sorunla uğraşırken, kamuoyunu böyle meselelerle meşgul etmeyi hiç istemezdim. Ne var ki yalan ve iftiraya yanıt vermem kaçınılmazdı..."
Satamazsınız! Sattırmam!
Haberi Atv'de izledim. İzmir Dikili'deki Kalem Adası 400 milyon liraya satışa çıkartılmış. Ona "Ege'nin Maldivleri" diyorlarmış. Sebebi, bembeyaz kumları ve turkuaz rengi sularıymış.
Haberde röportaj yapılan emlakçı hanımefendi adanın özelliklerini sıralıyordu. Turistik imar izni varmış. Üzerine her türlü turistik tesis yapılabilirmiş. Ada, tarih öncesi kalıntılarla doluymuş. Ayrıca 70 metre derinlikte jeotermal su kaynağı da bulunuyormuş. Görüntülere baktım, adanın üzeri zeytin ağaçları ile dolu... İyi de, böyle bir doğa ve tarih mirası nasıl satılır? Satılsa bile üzerine nasıl otel yapılmasına izin verilir? Kalem Adası'nın Beton Adası olmasına nasıl göz yumulur? Kafamda deli sorular...
Gaflet kürsüsü
Konya'da canlı yayında kumar oynatan şebekenin lideri, "Polisin beni yakalamaya teçhizatı yetmez" diye böbürleniyordu. İki dakika sonra polis stüdyoyu bastı ve herkesi tutukladı.
Zap'tiye
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer, Diva'nın gardırobudur!
Ne demiş?
"Bu namus da ne çabuk kirlenip, temizleniyor be kardeşim? Taş bezi sanki. Yeri sil kirlensin, makineye at temizlensin..." (Müge Anlı'nın atv'deki programında "Namusumu temizledim" diyen cinayet zanlısına tepkisi)