Geçen hafta bu köşede Ali İhsan Varol'un Kelime Oyunu yarışmasında kullandığı ve kendisinin de 'maksadını aşan bir ifade' olarak değerlendirdiği "Türkiye'nin yarısı merinos diyemezdim herhalde" şeklindeki sözlerini garip bulduğumu yazmıştım.
Varol, konuyla ilgili son derece 'samimi' bir yanıt gönderdi. Yakından Kumanda'nın 'söz hakkına saygı' prensibinden hareketle, dostumun gönderdiği açıklamayı noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyorum:
REKLAMDAN ALINDI
"Sayın Yüksel Bey, uzun zaman oldu görüşmeyeli... Sizinle daha samimi bir platformda iletişim kurmak isterdim ama böyle oldu işte! Sorun benim hakkımdaki son yazınızın garip tepkiler yaratmasıdır.
Öncelikle şunu belirteyim; ben toplumların karakterleri ve zeka düzeyleri hakkında yorum yapabilecek, hatta istatistiksel çıkarımlarda bulunabilecek bir insan değilim. O içtimai mevkiye ulaşmış kişilerin bile 'bu tip' yorumlar yaptıklarında başlarına neler geldiğini hep birlikte gördük.
Tüm bunların yanı sıra "Türk halkının yarısı koyundur" diyecek kadar salak değilim. Yarışmacımla aramızda geçen diyalog, köşenizde aktardığınız gibi değildi. Merinos kelimesinin bir Berberi hanedanlığı olan Meriniler'den geldiğini söyleyip Endülüs döneminde İspanyollar tarafından Merinos'a çevrildiğinden bahsetmiştim. Yarışmacı ipucunu fazla 'derin' bulunca da, 'Türkiye'nin yarısı merinos diyemezdim herhalde' eklemesini yaptım. İşte bu maksadını aşan açıklama (sanırım hatırlayacaksınız) İbrahim Tatlıses'in bir halı firması için seslendirdiği cıngıldan alınmıştır. 'Aman yanlış anlaşılmasın bu bir reklam cıngılıdır' diye eklemek gerekirdi belki de. Ama o zaman da başka problemler çıkardı.
Şimdi bir TV duayeni olarak, bir abi olarak bana yol göstermenizi rica ediyorum. 'Bahçıvan' sözünü 'İddiasız peyzaj uzmanı' diye sordum, peyzaj mimarları odası tepeme bindi.
ÜZÜM YİYEN KÖPEK...
'Kız kurusu' tabirini soru yaptım, 50 yaşını aşmış bekar hanımlar tepki gösterdi.
Fransızca kökenli kelimeleri sormama kızan bir hanımefendi 'Pardon ama sen naaptığını zannediyorsun?' cümlesiyle başlayan bir e-posta gönderdi. Dikkatinizi çekerim; Fransızca'ya kızıp 'Pardon ama' diye başlıyor cümleye...
Eleştiriyi anlarım, duruma göre kabullenirim de... Ama bu sizce biraz fazla değil mi?
Çok özür dileyerek, samimiyetinize sığınarak yazıyorum: Üzüm yiyen köpek, pekmez s.çana kadar kovalanır mı?"