2000 yılında Eurovision'da 'Anla Beni' şarkısıyla Türkiye'yi temsil eden Pınar Ayhan, o zamanlar 28 günlük anneydi. Müzik aşkını, yıllardır profesör eşi ve iki çocuk annesi olarak sessiz sedasız sürdüren Ayhan, şu aralar albüm heyecanı içinde. Pınar Ayhan annelikten şarkıcılığa uzanan hikayesini Mag dergisinden Neslihan Özyükseler'e anlattı. İşte Ayhan'ın hikayesi...
ÜLKEYİ TEMSİL ETTİ
Öncelikle sizi tanıyalım biraz; niye şarkıcı oldunuz?
Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Daha 2 yaşındayken duvara yaslanıp yan komşumuzdan gelen piyano seslerini dinlermişim.
Peki nasıl başladınız bu işe?
Ailem, baştan beri müzik tutkumun farkındaydı. Annem ilkokuldan sonra konservatuvara gitmem gerektiğini düşünüyordu. Babam "Önce bir mesleği olsun, sonra müziği yapar" demiş. Üniversiteye başladığım yıl anneme sahneye çıkmak istediğimi söyledim. Sonra Ankara Hilton Otel'in solisti oldum. Arkamda beş kişilik orkestra vardı.
2000 yılında Eurovision temsilcimizdiniz, 10'ncu olup o zamana kadarki ikinci büyük dereceyi aldınız. Sonra kayboldunuz. Bunca zaman nerdeydiniz?
Eurovision'da Türkiye'yi temsil ederken henüz 28 günlük anneydim. Hazırlanma sürecimi düşünürsen çok bunalımlı bir dönemdi. İki keyfi de yeterince yaşayamadım. Bir çocuğun annesine en çok ihtiyaç duyduğu yıllar, oğluma öncelik verme hakkımı kullandım. Sonra kızımız Yağmur dünyaya geldi.
EŞİNİ BIRAKMAK İSTEMEDİ
Bu arada hiç albüm teklifi gelmedi mi? Geldiyse hiç pişmanlık duymadınız mı?
Albüm teklifleri 20 yıl önce iki kez gelmişti. Annem müzik yapmam konusunda endişeliydi. Kabul etmedim. Sonra da eşimle tanışalı bir hafta olmuştu ve ondan ayrılmak istemiyordum.
Ya bir-iki ay sonra onun yanlış adam olduğunu anlasaydınız? Kaçırdığınız fırsata üzülmeyecek miydiniz?
Onun evleneceğim adam olduğunu biliyordum. Babasını çok genç yaşta kaybetmiş kızlara yürekleri yanlış yaptırmaz.
Bunca yıl ona hiç "Senin yüzünden ünlü olmaktan vazgeçtim" demediniz mi?
Bu eşim Sühan'ın isteğinden ziyade benim tercihimdi. Müziği bırakmadım, düşük profilde giden bir sahne hayatımız oldu. TV programları yaptım. O dönemde aynı yol üzerinde olduğum herkes bir şekilde ünlü oldular ama bugün, benim şu an sahip olduklarım için uğraşlar veriyorlar. Bu yüzden, belki de her şeyi sırasıyla yapmışım.
KOCASIYLA AYNI SAHNEYE ÇIKIYOR
"Kocam doktor ama o da müzikle ilgileniyor. Zaman zaman birlikte sahneye çıkıyoruz. O da en az benim kadar sanatçı; ancak o yoğun çalışan ve büyük sorumluluklara sahip bir cerrah olduğu için sahneye fazla zaman ayıramıyor. Albümümdeki şarkıların yarısı ona ait. Zaten bizi bir araya getiren şey müzik."
CAN BONOMO BAŞARILI OLUR
Bu yılki Eurovision temsilcimiz Can Bonomo hakkında ne düşünüyorsunuz?
Genç ve modern bir müzisyen. Sesi de, müziği de gayet iyi. Bizi iyi temsil edeceğine inanıyorum ben.
Akademisyen bir babanın kızısınız, kocanız profesör, ünlü bir estetik cerrahı, iki harika çocuğunuz var. Niye kariyer yapıp çocuklarınıza sebze haşlarken şarkı söylemekle yetinmiyorsunuz?
Akademik kariyer yapma yeteneğine sahip değilim. Bu beni hiç heyecanlandırmadı ayrıca. Ailemin ve sevdiğim adamın başarılarıyla hep gurur duydum.
KUVVETLİ BİR SESE SAHİBİM
Albüme dönersek, kaç şarkı var? Kaçı sizin besteniz?
Albümde toplam dokuz parça var. İkisi bana ait. Dördünün besteleri eşime, sözleri bana ait. Birinin bestesi eşimin, sözleri Ferhat Göçer'in. İki tanede remiks var.
10 yıl önce albüm çıkarsaydınız artılar, eksileri ne olurdu?
Bugün daha kuvvetli bir sese sahibim, daha olgunum ve daha kontrollüyüm. En önemlisi tadını daha çok çıkarıyorum. Ya da ben buna inanmak istiyorum.
Bu albümle kimleri hedeflediniz?
Herkesi. Çünkü albümde, Latin, caz, türkü, pop, tekno ve chill-out da var... Hem Doğu, hem Batı kültüründen izler var.