Demet Akalın, İstanbul-İzmir arasındaki mesafeyi 3.5 saate indiren yeni otoyolu kullanıp Instagram'da övgüde bulundu. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bu hizmetten ötürü teşekkürlerini belirtince de Erdoğan, Akalın'ı arayıp teşekkür etti. Buraya kadar her şey normalken; CHP milletvekili Mahmut Tanal, Twitter'dan savcıları göreve çağırıp, Akalın'ın yasal hız sınırını aştığını iddia ederek hakkında soruşturma açılmasını istedi. Sonrasında da Tanal, Akalın'ı arayıp teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında da 'suç ve suçluyu övmek'ten soruşturma açılmasını istedi.
Konunun bu denli büyümesine sebebiyet veren ve sosyal medyada Akalın'ın linç edilmesine zemin hazırlayan vekil Tanal, eğer Akalın'ın yazdığını doğru okuyabilseydi bunların hiçbiri ortaya çıkmayacaktı.
Doğru okuyabilseydi diyorum çünkü Tanal;
Akalın'ın yazdıklarını ne yazık ki doğru okuyamadı, okuduğunu anlamadı ve hazine bulduğunu sanan ancak paslı bir çiviye denk gelen defineci gibi boş bir heyecana kapıldı.
Ünlü şarkıcı; '3.5 saatlik yolu 2 saatte alıp İzmir'e geldik' demedi, '2 saatte dünya yol geldik' dedi. İki cümle arasında hem anlam, hem de yapı olarak uçurumlar var. Böyle talihsiz bir komediye, 'okuduğunu anlayamama' durumuna düşen kişinin hem milletvekili, hem de avukat olmasına güler misin, ağlar mısın bilemedim...
Bu arada Akalın'ın, İstanbul- İzmir otoyolunun ücretini çok bulanlar için verdiği İtalya örneği üzerine, sosyal medyada gelir çizelgesi ortaya koyan yeminli mali klavyeciler de vardı. Sözüm onlara.... Akalın'ın Mehmetçik Vakfı'na yaptığı bağışları, tedavilerini karşılayamayan ailelerin hasta çocuklarının masraflarını karşıladığını, verdiği öğrenci burslarını ve daha birçok yardımı, üstelik bunları sadece sanatçılığından ötürü değil, duyarlı bir insan olduğu için yaptığı gerçeğini bilmelerini isterim.
KK tutulması
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Nevşehir'de düzenlenen il başkanları toplantısında, "Doğu Akdeniz'de zengin petrol var, doğalgaz yatakları var.
ABD, Yunanistan, Kıbrıs Rum yönetimi, Mısır, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye..." sözleri üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen yaşadığım travmayı atlatamıyorum. Tarih 1 Nisan mı diye takvime bakıyorum olmuyor, acaba kürsüde kendisini başka birisi mi seslendiriyor diyorum, o da değil... En iyisi akışına bırak ve tutulmaları izle diyorum...
Kılıçdaroğlu'nun; Doğu Akdeniz'de bizim ve KKTC'nin haklarını koruyan Fatih, Yavuz ve Barbaros'umuzun bulunduğu, dördüncü gemimiz Oruç Reis'in de yolda olduğunu bilmemesinin bir akıl tutulması olduğunu düşünüyorum. Adı da KK (Kemal Kılıçdaroğlu) tutulması... İyisi mi, siz de bırakın Güneş ve Ay tutulmalarını, KK tutulmasını seyredin!
Ne de olsa bu tutulma için yıllar, aylar, günler beklemenize gerek yok, her an oluyor...
Ne mana anlayamadım!
Merve Boluğur'un, göğüslerine silikon taktırdıktan sonra teknede fotoğraf çektirip 'Hayata karşı duruşum' notuyla paylaşması... Ece Gürsel'in tekne üzerinde kalçasını gösterdiği kareye 'Mücadeleme sabırla devam ediyorum' diye yazması... Bu iki paylaşımı anlamlandıramadım, acaba sulu şaka mı yapmak istiyorlar diye kendime soruyorum.