Ordu-Korgan'da fındık bahçesine gitmek istemediği için ailesiyle kavga eden 14 yaşındaki F.Y. annesini, anneannesini ve ağabeyini silahla öldürdü. Babanın ise durumunun kritik olduğu aktarıldı.
F.Y. ilk ifadesinde "Avukatım eşliğinde ifade vermek istiyorum. Üzerime atılı suçlamayı anladım... Ailem tarafından uzun zamandır psikolojik baskıya uğruyorum. Bu baskıda şiddet yok ancak özellikle annem bana sürekli kötü davranıyor. Beni sevmediğini düşünüyorum. Bu benim içimde bir kin biriktirmeme sebep oldu... Fındık toplamayı da sevmiyorum. Ailemin baskısıyla bahçede çalışıyorum" dedi.
Acaba çocuk cep telefonuyla oyun oynamayı bırakmak istemediği için mi çıktı bu tartışma? Tabancayı etkili kullanmayı nasıl öğrendi? Polis olan babası mı öğretti? Baba çocuğunun iyi silah kullanmasıyla övünüyor muydu?
Sonuçta bir aile hiç uğruna yok oldu!
Çocuğunun avukat istemesi, zorla çocuk işi olarak çalıştırıldığını ve aile içi mobbing mağduru olduğunu söylemesi enteresan değil mi? Açıklamalarında da en az ceza alma motivasyonu var!
Hep yazıyoruz Z kuşağı çok farklı! Bazıları çok bilinçli, bencil ve içi boş özgüvene sahipler. Oynadıkları mobil oyunlar, izledikleri videolar vahşet dolu. 'Çukur' gibi mafya ya da 'The Walking Dead' gibi zombi dizileri izleyerek büyüyorlar. Mobil oyunlar öldürmeyi basit bir eylem gibi gösteriyor çocuklara.
Çocuğunuza bugün PUPG, GTA, Call of Duty oyunlarında kaç kişi öldürdüğünü sorun!
***
ALMANYA 2 AY OLDU ELEKTRİK VEREMEDİ, TÜRKİYE 15 GÜNDE EV YAPTI
Almanya'nın Rheinland-Pfalz, Kuzey-Ren Vestfalya ve Bavyera eyaletlerinde yaşanan sellerin üzerinden iki ay geçti, bölgede hâlâ sular akmıyor, elektrikler kesik!
Hükümet, konut onarım ve altyapı çalışmaları konusunda yetersiz kalırken; selzedeler kendi imkânlarıyla çözüm üretmeye çalışıyor. Ve yardımlar yetersiz olduğu için bölge halkı eylem yapmaya hazırlanıyor.
Bu da Türkiye'den bir haber: 80 yaşındaki İbrahim Deniz ve 70 yaşındaki yatalak eşi Ayşe Deniz'in Manavgat'ta çıkan yangında kullanılmaz hale gelen evi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nun talimatıyla 15 günde yeniden yapıldı.
Elazığ'da 24 Ocak 2020 depreminin ardından TOKİ, merkezde 24 bin 83 ve kırsalda 7 bin konuttan yaklaşık 20 binini, geçtiğimiz hafta depremzedelere teslim etmeye başlamıştı. 1,5 yılda yeni bir şehir kuruldu!
Giresun'da 22 Ağustos 2020'deki yaşanan sel felaketinden etkilenenler için yapılan 216 konut ve 72 iş yeri de eylül ayı içerisinde sahiplerine teslim edilecek. 30 Ekim 2020'deki İzmir depreminden zarar görenler için yapılan 3 bin 500 konutun yapımı da bitmek üzere. Bunlar gibi daha birçok örnek sıralayabiliriz. Almanya ile aramızdaki asıl fark ise afet bölgesine daha hızlı müdahale etmemiz, daha çok can kurtarmamız ve çok kısa sürede elektrik, su gibi temel altyapı ihtiyaçlarını karşılamamız.
Almanya, dünyanın dördüncü Avrupa'nın ise en güçlü ekonomisine sahip ama Bavyera'daki Hannah ve Hans kendi imkânlarıyla evlerini onarmaya çalışıyor, iki aydır da elektrik ve suyun gelmesini bekliyor!
***
BU ADAMI HÂLÂ EKRANA MI ÇIKARIYORSUNUZ?
Doç. Dr. Oytun Erbaş, bir internet sitesinin söyleşi programında "Tuzlu ayran otizm yapıyor. Amacım, otizm tanı kitleri yapmak" demiş.
Palavra at, ilgi çek, sonra da bu popülariteyi kit satarak paraya dönüştür! Güzel plan! Yerli Elon Musk da böyle olunuyor işte!
Erbaş'ın kariyerini "Koronavirüs Türklere bulaşmaz" diyerek bitirdiğini düşünüyorduk ama onu hâlâ kamera karşısına çıkarıyorlar!
İşin kötüsü Erbaş narsist kişilik belirtileri gösteriyor. İlgi çektiğini bildiği için hep böyle palavralar atmaya devam edecek.
Covid-19'un ülkemizde hızla yayılmasında TV programlarında "Kelle-paça çorbası için, bir şey olmaz", "Virüs Türklere bulaşmıyor" gibi açıklamalar yapanların çıkarılmasının da etkisi oldu. Halk salgını başta önemsemedi.
Toplum ve halk sağlığı için palavracı uzmanlar ekrandan uzak tutulmalı!
***
YAZLAR 6 AY MI OLACAK?
İklim değişikliği yüzünden "Baharlar ortadan kalkacak, yazlar 6 ay sürecek" diyen uzmanlar var. Bazı uzmanlar da bu söylemi kehanet olarak görüyor, "O kadar kötümser olmayın" diyor.
Ama gezegenimizin hızla ısındığı konusunda bütün uzmanlar hem fikir. 1800'lerin sonundan beri yeryüzündeki sıcaklık 0,95 ila 1,2 derece arttı. 2 dereceyi geçerse kıyamet senaryoları gerçeğe dönüşür!
Sellerin, orman yangınlarının ana nedeni de iklim değişikliği. Küresel ısınmadan en çok etkilenecekler de Akdeniz ülkeleri.
Dünyanın kendi kendine soğumayacağına göre. Acilen sera gazı salınımını azaltmalıyız. En basit örneğiyle matara kullanmak yerine her gün üç dört plastik su şişesini çöpe dönüştürmek de küresel hızlanmayı artıyor. Yani küresel ısınmaya karşı bireysel bir aydınlanma, bilinçlenme yaşamalıyız!
***
YENİ ÇİLE SCOOTER!
İstanbul'da iş yerlerinin dışarıya koyduğu masalar, motosiklet ve otomobillerin park edilmesi yüzünden kaldırımlarda yürümek sorundu. Elektrikli scooter'ların gelişiyle kaldırımlarda yürümek eziyet oldu. Scooter'ları dükkan kepenklerine bile kitleyenler var!
UKOME geç de olsa scooter'lar için kurallar getirdi. Artık kamu binalarının giriş-çıkışlarına, yaya geçitlerine, engelli rampalarına, toplu taşıma duraklarına, yangın musluklarına scooter park etmek yasak.
Tabii önemli olan yasakların uygulanması. Kaldırımlarda zaten yer yok! Scooter şirketleri park alanları oluşturmazsa sorun devam eder. Asıl scooter şirketlerine yaptırım uygulanmalı ve scooter sayıları azaltılmalı.
***
Altyazı
"Kötü bir haberim var, bugün iyi niyetimin son kullanma tarihiydi. Artık her şey adamına göre." (Donnie Brasco)