'BAYRAM SABAHI İLK İŞ ANNE-BABAMIN KABRİNE GİDERİM'
'DÜNYA MÜZİĞİNİ, ÇOCUKLARIM SAYESİNDE TAKİP EDİYORUM'
'TEMİZLİK VE TİTİZLİK TAKINTIM VAR'
'AİLENDEN NE GÖRÜRSEN O SENDE KALIR, İSTESEN DE DEĞİŞEMEZSİN'
Dört yıl aradan sonra 'Yeni Aşkım' adlı yeni albümüyle hayranlarıyla buluşan Sibel Can, 31 yıllık müzik kariyerine 22 albüm sığdırdı. Ramazan Bayramı dolayısıyla buluştuğumuz ünlü şarkıcı, sevgi dolu bir ailede büyüdüğünü belirterek "Evimizde yüksek ses nedir bilmezdik" dedi...
Öncelikle bayramınız kutlu olsun. Bayram sabahları nasıl karşılanır sizin evde?
Tüm Müslüman âlemine, hayırlı ve huzurlu bir Ramazan Bayramı diliyorum. Allah tekrarlarını göstersin... Bu özel günler ve gecelerde hep dua ederim. Bu duayı bana küçükken annem öğretmişti, mekanı cennet olsun... Aslında bizim bayramımız arife gününde hüzünle başlar. Küçükken annemle ve babamla, ailemizden kaybettiklerimizi arife günü ziyaret ederdik. Öyle büyüdük, öyle gördük.
Allah'ın takdiri; çok genç yaşta beklenmedik acılar yaşadım. Rahmetli babam, öldüğünde 42 yaşındaydı. Annem de 52'sinde vefat etti. Bu acılarla tanıştığımda 22 yaşındaydım, oğlum Engincan da beş aylıktı. Melisa ve Emir henüz doğmamıştı. Çok zor bir süreçti. Allah kimsenin annesini, babasını başından eksik etmesin; varlıkları, nefesleri bile yeter. Annem, babam ve bütün kaybettiklerim, her zaman dualarımda. Böyle özel günlerde bir tarafım hep eksik; hep büyüyen bir hüzün var içimde ve bu, yaşadığım müddetçe devam edecek. Ama hayat bir şekilde devam ediyor. Orhan Abi (Gencebay) ile söylediğimiz 'Hayat Devam Ediyor' şarkısı gibi... Babamın ölümü, onu da çok etkilemişti ve öyle ortaya çıkmıştı o şarkı. Eğer sizin gözünün içine bakan çocuklarınız varsa; onlar için güçlü, metanetli ve sabırlı olmanız gerekiyor.
KARDEŞİMLE İKİZ GİBİ GİYİNİRDİK
Sizin için bayramlarda hüzün eksik olmuyor öyleyse...
Beni ailelerinden biri gibi gören sevenlerimden aldığım güçle, yıllardır onlardan gördüğüm tertemiz sevgiyle şarkı söyleyerek hayata bağlandım. Yine hüzünlendim şimdi... Herkes sevdiklerini kaybediyor, Allah kimseyi evladıyla imtihan etmesin. Bir de şehit ailelerinin evinde bayram kutlanıyor mu diye düşünmek ve onları unutmamak lazım. Allah bütün şehit ailelerine dayanma gücü ve sabır versin.
Bayramda ilk kimleri ziyaret edersiniz?
Tabii ki ilk işim, anne ve babamın kabirlerine gidip dualar etmek...
Çocukken nasıl kutlardınız bayramları?
Çocukluk bayramlarımı unutamam. Bana ve kız kardeşime farklı bayram elbiseleri alınırdı ve ben hep kardeşiminkileri daha çok beğenirdim.
Onunkileri giymek isterdim ve evde gereksiz bir gerginlik olurdu. Annemle babam, buna bir çözüm bulup bize aynı desen ve renkte elbise almaya başladı. Bayramlarda hep ikiz gibi giyinirdik; saç tokamıza kadar aynıydı. Aldığımız bayram harçlıklarıyla lunaparka giderdik. Mendillerimiz, lokumlar, şekerler; hepsi ayrı bir güzeldi.
EMEK VE SEVGİ...
Dört yıl aradan sonra yeni albümünüz 'Yeni Aşkım'ı çıkardınız. Nasıl bir çalışma oldu?
Tamamen yeni şarkılardan oluşan bir albüm. Hepsi ayrı bir değer olan çok kıymetli besteci, söz yazarı ve aranjörlerle çalıştım. Yaklaşık bir yıldır stüdyodayım. Şarkılarımı seçerken, her yorumcu gibi gelecek zamanlarda da dinlenebilecek eserler bırakmayı amaçlıyorum. Bu bilinçle, mesleğime olan aşkım ve saygımla, yıllardır üzerime düşeni büyük bir titizlikle ve şevkle yapıyorum.
Şarkılarınızı nasıl belirliyorsunuz?
Epey uzun bir müzik yolculuğum var; yüzlerce beste, söz, aranje... Usta müzisyenler ve sanatçı büyüklerimle bir şarkı için sabahladığımız geceler... Beni bugünlere taşıyan, başarıya ulaştıran şey, emek ve sevgi.
31 yılda 22 albüm... Neler hissediyorsunuz?
Hep aynı heyecanla, aynı çizgide, dinleyicilerimle gönül bağımızın oluşmasını sağlayan çalışmalar...
31 yıl öncesine dönebilseniz o günkü Sibel Can'a ne tavsiye verirdiniz?
31 yıl önceki Sibel Can'a tavsiye değil ama iki teşekkürüm olabilir. Mesleki olarak bana kazandırdığı tüm başarılar ve halkın sevgisi için... Bir de anne Sibel Can olarak hayatıma değer katan evlatlarım için.
ÇOCUKKEN KARAGÜMRÜK'TE ÇALMADIĞIM KAPI KALMAZDI
Ailenizle bayramları nasıl kutlarsınız? Mutlu anılarınız var mı?
Bayram sabahı çocuklarla birlikte kahvaltı yapmak olmazsa olmazımızdır. Hâlâ bayram harçlıkları verilir; bu geleneği keyifli ve eğlenceli bir hale getiririz. El öpmeler, sarılmalar kahvaltı masasında başlar. Gün içinde birkaç kez el öpmek isterler daha fazla harçlık almak için. Özellikle de Emir... Annem-babam bana küçük şeylerle mutlu olmayı öğretti. Çocuklarım da öyle büyüdü, şükürler olsun. Böyle adetlerin devam etmesi beni çok mutlu ediyor, çocukluk anılarım aklıma geliyor. Küçükken arkadaşlarımla birlikte harçlık almak için bütün mahalleyi dolaşırdık. Karagümrük'te çalmadığımız kapı kalmamıştır. Güzel anılar bunlar; unutulmaz, unutulmamalı. Şimdi zaman değişti; biz, çocukların programlarına uyuyoruz artık. Hepsi büyüdüğü için, herkesin farklı bir programı oluyor haklı olarak. Benim de genelde konser programım vardır.Böyle özel günlerde sahnede olmak benim için hep bayram
dır.
BABAMA SÖZ VERDİĞİM PROJE İÇİN ÇALIŞIYORUM
Sibel Can, 22 yaşındayken kaybettiği babası Engin Cangüre için "Rahmetli babamı yanıltmadım, bana inananları hiç mahcup etmedim" diyor. Babasına verdiği sözü tutmak için yeni bir projeye başladığını da söyleyen Can, "Çalışmalarım devam ediyor, yakında herkes öğrenecek" diyor
Yıllardır başarınızı devam ettirmenizde en önemli etken nedir sizce?
Her başarı, yeni bir başlangıçtır benim için. Her şeye yeniden başlamak ve hayatıma yeni bir sayfa açmak gibi, hep heyecanlandırır beni... Birkaç gün önce çıkan albümüm 'Yeni Aşkım'da olduğu gibi...
Takıntılarınız var mı?
Yakınlarım, çok takıntım olduğunu söyler, hatta anlattıklarında çok güleriz. Özellikle temizlik ve titizlik konusunda takıntım çoktur.
Sanat dünyasında kavgaya gürültüye karışmayan bir isimsiniz. Küs veya kırgın olduğunuz birileri var mı?
Ben birbirini son nefeslerine kadar seven bir anne-babanın evladıyım. Yüksek sesin, olumsuz düşüncelerin olmadığı bir ailede büyüdüm. Dolayısıyla küslük benden uzak bir olgu. Sanat camiasına küçük yaşlarda atıldım ve o günden bu yana hiç kimseyi incitmedim. Tabii ki kırıldığım, üzüldüğüm oldu ama benim kızgınlıklarım ve kırgınlıklarım sessiz olur, çok sabırlıyımdır. Sabrımla insanları şaşırtırım; eğer incinirsem, kırılırsam sessizce uzaklaşırım.
Hırs ve ego konusunda gençleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fuzuli hırslarım, unutulma kaygım veya cahil kıskançlıklarım olmamıştır hiç. Rahmetli babamı, annemi, rahmetli hocam Mustafa Erses'i, rahmetli Fahrettin Aslan'ı, çok kıymetli büyüklerim Türker İnanoğlu ve Orhan Gencebay'ı hiç yanıltmadım. Hep işime saygılı oldum; işime sevgimle, bağlılığımla, büyüklerime karşı duruşumla ve terbiyemle hiçbirini yanıltmadım. Bu benim için büyük bir gurur; hep onlara layık olmaya çalıştım. Bana inanan ve güvenen kimseyi mahcup etmedim. Küçücük şeylerle mutlu olabilen bir ailede büyüdüm. Birbirine çok aşık bir çiftin evladıyım; huzurlu, kavgasız bir aile ortamında, dualarla büyüdüm. Aile çok önemli; ailenden ne görürsen bir tarafında mutlaka hep onlar kalıyor. İstesen de kendini değiştiremiyorsun, kirletemiyorsun. Bu konuda çok şanslıyım.
Sanat hayatınızda yapmadığınız ne var hayalini kurduğunuz?
Müzik adına rahmetli babama verdiğim bir söz var; o projeyle ilgili çalışmalarım devam ediyor. Zamanı gelince zaten herkes öğrenecek.
EMİR YURT DIŞINDA OKULA GİDECEK, ONU ŞİMDIDEN ÖZLEDIM
Çocuklarınızın geleceği için nasıl hayaller kuruyorsunuz?
Her şeyden önce bir anne olarak çok şanslıyım; çocuklarım son derece inançlı ve büyüklerine saygılı insanlar. Bugüne kadar beni hiç üzmediler. Eğitim hayatlarında da çok başarılılar. Şu anda evde büyük bır heyecan yaşıyoruz; en küçük oğlum Emir'in kep atma töreni var. Liseyi bitirdi, yurt dışında üniversite eğitimine başlayacak Allah'ın izniyle. Emir, evin en küçüğü olduğu için, bir tarafımız çok mutlu ve gururlu, diğer tarafımızda ise hüzün var. Şimdiden özlem başladı.
Çocuklarınızdan işinizle ilgili fikir alır mısınız?
Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çocuklarım; dünyadaki etnik müzikleri, popüler çalışmaları, ülkemizdeki kıymetli müzisyenleri, beste ve söz yazarlarını, amatör sanatçıları çok yakından takip ediyor. Hemen benimle paylaşıyorlar ve bu benim yeni çalışmalarıma yansıyor.