Koronavirüsle etkin mücadele kapsamında birçoğumuz evlerimizdeyiz. Herkes bu yeni düzene alışmaya çalışıyor.
Bazılarımız yeni düzene daha hızlı adapte olurken, bazılarımız için ise bu süreç daha zor geçiyor.
Peki, karantina günleri evlilikleri, aile hayatını nasıl etkiledi? Bu sorunun cevabını Aile ve Evlilik Danışmanı Serhat Yabancı'ya sordum.
İŞLERİ BÖLÜŞÜN
"İçinde bulunduğumuz çağda hiç böyle bir dönem yaşanmamıştı" diyen Yabancı, evli çiftler arasında birbirine tahammülün azaldığına dikkat çekti. Kişisel beklentilerin de yükselişe geçtiği bu süreçte, duygusal paylaşımın artmasının çok önemli olduğunu söyleyen Yabancı, sözlerine şöyle devam etti:
"Çiftlerin iş bölümü ve ortak etkinlikler yaparak duygu ve paylaşım bağının güçlendirilmesi çok önemli.
Kitap okuma, film izleme, egzersiz, yemek yapmak gibi. Gerilimi yükseltecek geçmişe dair sorunların karantina günlerinde rafa kaldırılması gerekiyor. Yani geri dönüşüm kutusundaki sorunlar bu dönem gündeme alınmamalı. İlişkiyi yıpratmamak adına iki taraf da evde birbirlerine daha fazla özerk alan bırakmalı."
ÇOCUKLA İNATLAŞMAYIN
Aile kavramının önemini bu süreçte bir kez daha anladığımızı belirten Yabancı, "Belirsizliğe karşı güçlü durmamıza, aidiyet duygumuzu pekiştirmeye ve kendimizi güvende hissetmemize destek olan en büyük motivasyon kaynağı ailedir" dedi. Çocuklara da bu karantina günlerinde daha esnek davranılması gerektiğini söyleyen Yabancı; çatışma ve inatlaşmalardan anne-babaların uzak durması gerektiğini dile getirdi.
'EVDE GÜVENDEYİZ' MESAJI
Yabancı, sürekli evde oldukları için çocukların internet bağımlılığının artabileceğine dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Çocuklarımızı bu bağımlılıktan korumak için etkinlik yapılmalı. Anne ve babalar çocuklarıyla birlikte oyunlar oynamalı, film izlemeli ve kitap okumalı. Bu tarz etkinlikler ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişkiyi ve paylaşımı güçlendireceği gibi çocuğun kişisel gelişimine de katkı sağlar. EBA üzerinden verilen eğitimler de yakından takip edilerek, çocuğa destek olunmalı. Anne ve babaların, uzaktan eğitim sisteminde çocukları yönlendirmesi ve rehberlik etmesi gerekiyor. Ayrıca, bu süreçte çocuklara sorumluluklar da verilmeli. Mesela yemek yaparken iş birliği ve iş bölümü yapılmalı. Yani ana fikir olarak az ekran, çok aktivite ile karantina dönemi en faydalı şekilde değerlendirilmeli. Anne-baba ve çocuk ilişkisinin birlikte yapılan aktivitelerle daha çok geliştiğini savunan biri olarak, çocuklarla kaliteli vakit geçirmek onların gelişimi için son derece önemli. Söylemler yerine eylemlerle çocukla yakın ilişki kurulması gerekiyor. Tabii bunu da abartmamak lazım. Çocuğu yalnız bırakmak, kendi kendine vakit geçirmesi için ona alan tanımak da çok önemli. Bir de anne ve babalara uyarım şu olacaktır: Lütfen içinde bulunduğumuz süreci çocuklarımızı korkutmadan, onları kaygılandırmadan anlatmalıyız. Çocukların yanında ebeveynler asla 'Evde hapsolduk' cümlesini kullanmasın. Bunun yerine 'Evde güvendeyiz' cümlesi kullanılmalı. Çocukların karantina döneminde algılarını doğru yönlendirirsek onların duygularının da doğru şekillenmesini sağlarız. Eğer çocuklara evde güven duygusunu aşılarsak, ileride ortaya çıkabilecek kaygı bozukluğunun da önüne geçmiş oluruz."