KAMUOYUNA DUYURU
29 Ekim 2018 günü gece 04:00 sularında meydana gelen olay ile ilgili Hukuk Devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğümüzü kullanmış ve olaya ilişkin hukuki süreci başlatmış bulunmaktayız.
Müvekkilim Sıla Gençoğlu'nun yaşadığı psikolojik ve fiziksel şiddete ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dosyasında yer alan müvekkil ifadesi, hastane raporu ve tanık anlatımları itibariyle olayın nasıl gerçekleştiği net bir şekilde ortadadır.
Bu hukuki ve fiili hakikate rağmen, kaynağını ve amacını bildiğimiz şekilde olayın oluş şekline ilişkin yazılı ve görsel basında maksatlı ve kötü niyetli haberler yapıldığını üzülerek müşahede etmekteyiz.
Müvekkilin yaşadığı ve maruz kaldığı bu travmatik olayın sebebinin müvekkilin ayrı oldukları dönemde bir başka erkek arkadaşının olduğunu itiraf etmesi olduğu iddiası tamamen gerçek dışı ve kötü niyetli olup, müvekkilin maruz kaldığı şiddeti toplum nezdinde meşru ve anlatılabilir kılmak amacıyla ortaya atılmıştır. Bu yolla müvekkile karşı uygulanan psikolojik ve fiziksel şiddet adeta "haklıymış" gibi gösterilmeye ve meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.
Kötü niyetli ve gerçek dışı beyan ve iddialarla derdest soruşturma dosyasını etkilemek ve bu yolla kendisine hukuki menfaat sağlamak isteyen kişilerle ilgili gerekli hukuki yollara başvurulacaktır.
Soruşturma konusu olay 29 Ekim 2018 günü gece 04:00 sularında olmuş olup, uzun zamandır vekilliğini yapmış olduğum müvekkil Sıla Gençoğlu 30 Ekim gecesi olayın şokunu ve endişesini üzerinden attıktan sonra tarafımı telefonla aramıştır. Ertesi sabah hemen darp raporu alınarak tarafımızca 6284 sayılı kanun kapsamında önleyici tedbirlerin uygulanması ve şüphelinin eylemine uyan suçlardan cezalandırılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gerekli hukuki başvuru yapılmıştır.
Ahmet Kural'ın avukatının ve kendisinin açıklamasına göre müvekkil ile yaşanan ufak tartışma sırasında sadece kolunun tutulduğu iddiası hukuki ve fiili gerçekle örtüşmemektedir. Bu iddiaya göre müvekkil önce vücudunu, kollarını ve bacaklarını yaralamış sonra bu yaralarla savcılığa şikayet ikame etmiştir. Bu yaklaşım adeta bir "akıl tutulması" mahiyetindedir.
Türkiye'nin en sevilen sanatçılarından birisi olan müvekkil Sıla Gençoğlu'nun gerçekte olmayan bir durumu varmış gibi şikayet konusu yaptığı iddiası, hayatın olağan akışına, mantık ve fizik kurallarına aykırıdır. Müvekkilin böyle bir şeye ihtiyacı olmadığı bütün kamuoyunun malumudur. Bu yaklaşım müvekkilin maruz kaldığı ağır şiddeti olağanmış gibi göstermek ve basitleştirmek amacıyla bilinçli olarak ortaya konmaktadır. Kaldı ki olaya ilişkin kamuoyundan ve bütün kadınlardan özür dileyen Ahmet Kural'ın, tevil yollu ikrar mahiyetindeki iddiaları adeta olay yaşanmamışçasına kamuoyuna yazılı açıklama yapan avukatının açıklama ve iddialarını tekzip eder mahiyettedir. Bir kimsenin işlemediği bir eylemden ötürü, muhatabından ve bütün kadınlardan özür dilemesi son derece çelişkili bir tutumdur. Salt bu husus dahi Ahmet Kural ve avukatı tarafından kamuoyuna yapılan açıklamaların objektif gerçekliğini sorgulamak için yeterlidir.
Ha keza müvekkil soruşturma konusu ifadesinde; Ahmet Kural'ın avukatının yaptığı açıklamanın aksine, Ahmet Kural'ın kül tabağını kaldırıp üzerine yürüdüğü ve "git buradan seni öldürürüm" dediğini net bir şekilde ifade etmiştir.
Son tahlilde karşı taraf avukatının yapmış olduğu basın açıklamasına cevap mahiyetinde zorunlu olarak işbu açıklama tarafımızdan yapılmış olup İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin yürütülen soruşturma, ceza yargılamasının temel ve evrensel prensipleri ile hukuk devletinin kurum ve kuramları gözetilerek yürütülmektedir.
Müvekkil Sıla Gençoğlu ve şahsımın soruşturma ve yargılama neticesinde maddi gerçeğin ortaya çıkacağı ve adaletin tecelli edeceğine ilişkin inancı tamdır. Yargılama makamları tarafından verilecek her türlü karar tarafımızca saygıyla karşılanacaktır. Gereği kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunulur.
Sıla GENÇOĞLU
VEKİLİ
Av. Dr. Rezan EPÖZDEMİR