Adem Kılıçcı, sevilen YouTube kanalı Bi' Başka'da, "Survivor bir erkek yarışması" söylemine de açıklık getirdi: Bunu benim rakiplerimin menajerleri servis etmiş. Operasyon düzenlemişler. Bu, rekabetin çirkinleştiği anlamına geliyor. Her zaman bir kadının şampiyon olmasından duyacağım mutluluğu da dile getirmişimdir. Ama onları yayınlamamışlar tabii. Sadece bir cümleyi çekip algı yaratılmış. Öncesinde anlattığım şeyler kırpılmış!
Nasılsın? Survivor dönüşü nasıl gidiyor hayat?
İyiyim. Hala uyku düzenini oturtamadım. Gün içinde çok uyuma ihtiyacı duyuyorum. Onu düzene sokmaya çalışıyorum şu sıra. Yorgun döndük bir de tabii. Survivor dönüşü hemen Antalya'ya ailemin yanına gittim. İstanbul'da nişanlımla zaman geçirdim. Hasret giderdik.
Survivor'da 3 kez final gördün. İlk ve son finalinde insanlar kaybettiğin için çok büyük bir tepki gösterdi. Neden bu kadar sahiplendiler seni?
Hepsinden Allah razı olsun. Bu bir gönül işidir. Gönlünüzün sevdiği insanı desteklersiniz. Survivor'ı hayatın kısa bir kesiti olarak görüyorum. İnsanlar kendilerinden bir şeyler gördüğü insanları severler. Adaletine, samimiyetine, karakterine güvendiği insanları desteklerler. Tabii ki sevmeyenler de vardır. Buna saygı duyuyorum. Hepimiz başından beri birilerinin şampiyonuyduk. Bu sezon farklı bir sezon oldu. Survivor'da performansı, mücadeleyi ön plana koyan insanlar tepki göstermiş olabilir bu yüzden. Ama kazanana da saygı duyulması lazım.
"SMS'lerin yalandan olduğuna inanmıyorum"
Tam bu noktada Nisa Bölükbaşı'nın şampiyonluğu hakkında ne düşündüğünü sormak istiyorum.
Sonuçta bir oylama yapıldı. SMS neticesinde bir şampiyon belirlendi. Halkımızın takdiri dikkate alındı. Bu takdiri sorgulama gibi bir haddimiz olamaz. Ama SMS dediğimiz şey de tamamen maddi imkâna dayanan bir şey. Yarışmada da söylemiştim ama yansımamış programa. Beni 10 kişi de, bin kişi de, on bin kişi de şampiyon yapabilir. Benim için önemli olan gönül kazanmaktır. O gönülleri de kazandığımı düşünüyorum. Benim için şampiyonluk da budur zaten. Çizgiyi bozmadan, ekranda nasıl görünürüm demeden, bir olay sonucu bana ne kar gelir zihniyetini gütmeden mücadele ettim. Kendi mücadeleme odaklandım. Yanlış gördüğüm şeyleri eleştirdim. Kimseden cümlemi sakınmadım. Ama kontrollü ve seviyeli olmaya çalıştım. Ben orada mücadele eden kişiydim. Şampiyonu sorgulamak bana düşmez. Bu yıl farklı bir sezondu. SMS'lerin yalandan olduğuna da inanmıyorum. Sonuçta halkın takdiri. Beni rahatsız eden şey bana yapılan yaftalamalardı.
Nisa'nın "İğrenç bir insan, hak etmiyor" lafı zoruma gitti!
Nisa, geçtiğimiz günlerde senin onu Instagram'da takip etmeyi bıraktığını söyledi bir röportajında. Ne diyorsun? Takipten çıkmanın sebebi neydi?
Bence nedenini o da biliyor. Her şeyin bir sebebi vardır. Nisa yüzüme karşı çok iyi bir insan gibi görünüyordu. Ama bilirsiniz benzer kuşlar bir arada uçar. Yanındaki insanlar bana karşı sevgi besleyen insanlar değildi. Adaletimi, mücadelemi sorgulayan insanlardı. Onlarla iyi anlaştığı için ve biriyle de gönül bağı kurduğu için bana karşı bir önyargısı oluşmuş olabilir. Ama bunu bana hiç söylemedi. Belki söyleseydi oturur konuşurduk. Hep arkamdan bir şeyler söylendi. Ara sıra oyunlarda sinirler geriliyordu. Sinirlenebilir, agresifleşebilir insan diye düşünüyordum. Ama Nisa'nın son mücadelemde "İğrenç bir insan. O hak etmiyor" cümlesi benim zoruma gitti. Ben buralara gelmeyi hak etmedim mi? En az onun kadar hak ettim ben de. En az! Ben kalkıp sana böyle bir cümle kurmuyorsam sen de bana kurmamalısın. Karşındaki insanın mücadelesine saygısızlıktır bence bu. Bunu ağır buldum. Böyle düşünen bir insanın benim hayatımda yeri olmadığına karar verdim ve takipten çıktım. Allah yolunu açık etsin. İlişkisinde de hayatında da başarılar. Ben hayatımda istemediğim için takipten çıkardım. Nisa ile beni Barış Murat Yağcı tanıştırmıştı. Onların ilişkisi bittiğinde ben Nisa ile takipleşmeye devam ettim. Çünkü bir insan olarak gözümde değeri vardı. Bu takipten çıkma işinin şampiyonluğuyla ilgisi yok yani. Evet, belki ada hayatı iyi değildir, bizim kadar mücadele etmemiştir. Ama SMS ile şampiyon oldu sonuçta. İzleyici kendisini daha fazla sevmiş, sahiplenmiş. Saygı duydum. "Benim hakkımı yediler" diyemem.
Zaman zaman yapılan mobbingleri yedim
Eve dönüp geçmiş bölümleri izlediğinde şurada hata yaptım dediğin bir yer var mı?
Hikmet'e tekme olayı. Ben orada hareketi çok iyi niyetli yapmış olsam bile görüntü olarak bir insanı ayağınla itmek dışarıdan biraz kötü gözüküyor. Buna hata diyebilirim belki. Ama bence çok yanlış da değil. Hikmet'in rencide olduğunu düşünmedim. Ve olmadı da zaten. Ama algı yaratıldı. Bu olayı kullandılar. Panorama yorumcuları da körükledi. Belki olayı uzatmamam gerekirdi. Geçmişe baktığımızda Hikmet bana çok daha ağır şeyler yaptı dalga geçişleri, sevinçleri, mobbingleri, aşağılamalarıyla. Zaman zaman bu mobbingi yedim. Zaman zaman cevabını verdim. Ben negatif ortamdan kendime pay çıkaran bir insan değilim. Öyle ortamları sevmiyorum. Yarışmalara böyle olaylar olduğunda gergin çıkıyordum. Orada kendime ettiğim hakareti kimseye etmedim.
Hiçbir şeyden pişman değilim, az bile yaptım!
Geçmiş sezonlara göre bu sezon çok daha toleranslıydın. Değişimin sebebi nedir?
5 yıl geçti. Olgunlaştım. Öte yandan yarışmaya, Survivor All Star şampiyonu olarak gittiğim için hedeftim ben orada. Alt edilmesi gereken bir hedef… Devamlı dikkatli olmam gerekiyordu. Devamlı sakin kalmam gerekiyordu. Karşındaki insanın amacını anlayacak kadar zeki olman gerekiyor. Amaçlarını anladığım insanlara cevap verip sabrediyordum. Sabrettiğim birçok an oldu. Ama sabırsız davrandığım da oldu. Ama yaptığım hiçbir şeyden kesinlikle pişman değilim. Az bile yaptım. Daha fazla tepki göstermem gereken konularda toleranslı olduğumu düşünüyorum.
Bir daha Survivor'a gidemem
Bir daha Survivor'a çağırılırsan gider misin?
Gidemem. Hem yaş dolayısıyla hem hayatımın farklılaşmasından dolayı. Belki evlenip çoluk çocuk sahibi olacağım. Öyle bir teklif gelirse gidemem bu yüzden. Benim için bu yarışma jübileydi. En iyi şekilde de tamamladığımı düşünüyorum.
Rekabeti kirlettiler… Yapılan, bana karşı suikasttı!
"Survivor bir erkek yarışması" diye bir söylemin var geçmişte. Hala aynı şekilde mi düşünüyorsun?
Bunu benim rakiplerimin menajerleri servis etmiş. Operasyon düzenlemişler. Bu, rekabetin çirkinleştiği anlamına geliyor. O günü çok iyi hatırlıyorum. Her zaman bir kadının şampiyon olmasından duyacağım mutluluğu da dile getirmişimdir. Ama onları yayınlamamışlar tabii. Sadece bir cümleyi çekip algı yaratılmış. Öncesinde anlattığım şeyler kırpılmış. Kadınlar erkeklere oranla Survivor'da daha az şampiyon oldukları için bu, kadınların şanssızlığı diye düşünüyorum. Fizyolojik olarak erkekler kadınlara göre daha hızlı adapte olabiliyor ada yaşamına, oyunlara. Yani erkekler daha avantajlı başlıyor. O söylemin geçtiği programda bana sormuşlardı "Seda Ocak şampiyon olsa üzülür müsün?" diye. Ben de "Kesinlikle sevinirim. Mücadelesiyle hak ediyor" demiştim. Başarının cinsiyeti yoktur. İki tip insan vardır, iyi insan-kötü insan. Kadınları hor gören, değer vermeyen, aşağılayan, yetersiz gören bir Adem imajı yansıtılmış. Bu organize yapılan bir şeydi. Suikasttı! Sosyal medyada organize olunmuş, birileri aracı olmuş ve video patlatılmış. Çok çirkindi. Keşke rekabeti bu kadar kirletmeselerdi. Bununla alakalı hukuksal olarak da hakkımı savunacağım. Aileme kadar herkese küfür etmişler. Ben "Eğer ben şampiyon olamazsam bir kadın şampiyon olsun isterim" demişimdir. Ve kafamdaki adayların çoğu seyirci koltuğunda oturuyordu. Ama dediğim gibi bunu bir kadın harekâtına dönüştürmek yanlıştı. Başarının cinsiyeti olmaz dediğim gibi.
Nagihan Karadere, bıraksan adada tek başına yaşar
Kadınlardan şampiyon adayların kimdi?
Nagihan Karadere tam bir Survivor'dı. Onu bırak oraya tek başına yaşar. Sema Aydemir, Seda Ocak, Merve Aydın, Birsen Bekgöz, Ayşe Yüksel, Aycan Yanaç… Bu isimleri sayabilirim. Birsen'e amazon derdim ben. Ama bu yıl her şeyin performans olmadığını gördük. Bu yılki yarışmada %25 performans, %75 ekrana nasıl yansıdığın etkili oldu.
Survivor, bir performans yarışması olmaktan çıkar mı? Değişir mi?
Bence güven kaybettirir. Survivor'ın belli bir matematiği vardır. Bu benim şahsi düşüncem. Ama formatın sahibi Acun abi. İstediği yere evriltebilir tabii ki. Ama bence Survivor'dan performansı çıkarırsak BBG evine döner. Survivor ruhu vardır. Bence Survivor, her şeye rağmen tüm zorluklara göğüs geren, ada hayatında kendi başına kalabilecek kadar güçlü olan, oyunlara çıktığında sonuna kadar mücadele eden, adaletli olan, arkadaşlarıyla iyi iletişim kuran, objektif yorum yapabilen kişidir. Bence şampiyonun %50-55 oranında bir performans başarısı olması lazım. Ama bu yıl farklı bir yıldı. Olaylar farklı değerlendirildi.
Instagram takip olayının Acun abi ile aramızda bir esprisi var
Acun Ilıcalı'yı da takipten çıkardığın magazin gündemine bomba gibi düştü. Ama daha eskiye dayanıyormuş senin takipten çıkman sanırım. Açıklar mısın? :)
All Star'a gitmeden önce de Acun abiyi takip etmiyordum. Ama onunla alakalı bir haber olduğu zaman tabii ki hesabına girip bakıyorum. Acun abiyi takip etmeme olayı bizim aramızda olan bir şey ve 2-3 senesi var. Aramızda bir esprisi var. Finalden sonra oluşan bir şey değildi yani.
Korumam gereken kişi Batuhan'dı
Batuhan ile dostluğunuz da çok konuşuldu son haftalarda. Birbirinizi kolladığınız iddia edildi. Öyle bir durum var mıydı gerçekten?
Batuhan iyi niyetli bir çocuk. Gerçekten de sevdiğim biri. Takımlar değiştikten sonra birbirimize karşı perdemizi kaldırdık. Samimi olmaya başladık. Zaman zaman ters de düştük. Şampiyonluğu kesinlikle hak eden bir yarışmacıydı. Koruma mevzusuna gelince, ben oraya kendimi korumaya gittim. Ucuz kahramanlıklar yapma peşinde değildim. Ekipte Hikmet, Nagihan, Ayşe, Nisa vardı. Benim orada korumam gereken kişi Batuhan'dı. Samimiyetim vardı, hak eden de oydu bence. Aramızda bu durumla ilgili tek cümle konuşulmadı.
Avatar Atakan, perde arkasında insanlarla bana cephe oluşturdu
Atakan ile büyük tartışmadan sonra aradaki ipler koptu mu tamamen? Birikimle mi oluşan bir patlamaydı?
Yarışmada bana karşı iyi niyetli değildi. Perde arkasında insanlarla bana bir cephe oluşturdu. Başlarda aramızda güzel bir rekabet vardı. Ama sonra rekabet kirlendi ve aramızdaki bağ koptu. Ben biriyle bir gün kavga edip diğer gün 'kanka' diyebilecek biri değilim. Onu hak ettiğim ve beni hak edebilecek insanlarla arkadaşlık kurarım. Anlaşabileceğim bir insan değil. Görüşebileceğim bir insan değil.
Sen bundan sonra neler yapmayı planlıyorsun? Başka platformlarda, projelerde görecek miyiz seni? Oyunculuk alanında eğitim de almışsın. Var mı proje?
İki spor salonum var. Salonla ilgili güzel planlarımız var. Boks geceleri yapmayı planlıyoruz. Markamızı kurumsallaştırmak ve ülkede farklı yerlere götürmek istiyoruz. Güzel bir yoldayız. Markamızın ürünlerini de çıkarmak istiyoruz. Oyunculuğa gelirsek eğitim aldım. Yapabilecek bir yeteneğim var. İstersem her şeyi başarırım. Ama oyunculuğu hiçbir zaman ilk sıraya koymadım hayatımda. İyi bir menajerin güvenebileceğin bir insan olmalı yanında. Hayalimde bir film var ama. Hayatımı çekmek, bir boksör filmi yapmak isterim. Çocuklarıma izletmek isterim bu filmi.