Mesut Özil, sosyal medyadan Çin'in, Uygur Türkleri'ne yönelik politikasını eleştirmişti. Çin Futbol Birliği, Özil'in yorumunun 'kabul edilemez olduğunu' açıklayıp tepki olarak Arsenal-Manchester City'nin maçını yayından kaldırdı.
Böylece birçok insan zulümden haberdar oldu ve kazanan Uygur Türkleri oldu.
Mesut'un attığı tweet'in altındaki dünyanın çeşitli ülkelerinden takipçilerinin yaptığı yorumları okudum. Çoğu "Uygur Türkleri kim?", "Bunlar doğru mu?" diye soruyordu. Bu paylaşım birçok dilde çevrildi ve birçok ülkede haber oldu.
Uygurlu Türkler'in yaşadıkları zulmü kelimelerle anlatmak mümkün değil. Uygurlu erkekler kamplarda esir tutulurken onların evlerine zorla Çinli erkekler sokuluyor.
Uygurlu kadınlar korkuyla çocuklarına sarılıp uyuyorlarken yanlarında Çinli erkekler yatıyor. Türk kızları zorla Çinli erkeklerle evlendiriliyor.
Türkler zorla İslam'dan uzaklaştırılıyor. Allah'ım bu nasıl bir zalimliktir. Mesut, paylaşımında bu zulmü tek tek anlattı. Adamsın Mesut, helal olsun sana!
Mesut'un sözüyle kapatalım: "Hz. Ali ne güzel demiş: "Zulme engel olamıyorsan, onu herkese duyur..."
Google blöf yapıyor
Rekabet Kurumu'nun Google hakkında 'haksız rekabete yol açtığı' gerekçesiyle kestiği cezanın ardından Google'ın iş ortaklarına mektup yazdığı ortaya çıktı.
Google mektupta, bu durumun düzeltilmemesi durumunda Türkiye'de piyasaya sürülecek Android telefonlara kendi programlarını kullanabilmeleri için lisans vermeyeceğini yazdı.
Google'a kesilen ceza günlük 1.5 milyon liraya tekabül ediyor.
Bu Google için çerez parası. Avrupa ülkeleri ağır cezalar kesti.
Ayrıca Avrupa Komisyonu'nun Google'ın haksız rekabet yaptığına dair kapı gibi bir raporu var.
Google galiba Türkiye'yi dişine göre bir ülke görüp blöf yapıyor. Google ambargo koyarız dediği Android telefonlardaki uygulama içi satın alma ve işletim sistemi satışlarından milyarlar kazanıyor.
Türkiye gibi büyük kar getiren bir pazarı bırakmazlar. Bırakırlarsa da anında yerinin dolacağını bilirler!
Aşı karşıtları okusun!
Soner Yalçın, Canan Karatay'ın dertleri belli; daha çok kitap satmak ve gündemde kalmak için aşı karşıtlığını savunuyorlar. Ya bu temelsiz iddiaların etkisinde kalanlara ne demeli? Asıl tehlike, bu söylemin zamanla ortak kanıya dönüşmesi.
Böyle konuşan birine rastlarsanız "Hadi aşıların otizme ve diyabete neden olduğunu ispatla" deyin. İspatlayamazlar, çünkü ellerinde bilimsel bir kanıt yok ama modern tıbbın var.
İşte aşı karşıtlarının tezlerini çürütecek yeni bir araştırma sonucu:
Omurgalı canlıların yaşam döngüsünü araştıran Avustralya Bilimsel Araştırma Kurumu, modern insan genetiğinin en fazla 38 yıl yaşamaya imkan verdiği sonucuna ulaştı. İlk dönem modern insan ortalama hayatının araştırma sonuçlarıyla örtüştüğünü vurgulayan bilim ekibi, modern insanın yeni yaşam tarzının ve tıp alanındaki gelişmelerin ömrü uzattığını belirtiyor. Kısacası aşılar, ilaçlar ve tıp bilimindeki gelişmeler insan ömrünü iki katına çıkardı.
İşte çevrecilik budur
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, plastik poşetlerin kullanım oranlarında, ücretli hale getirildiği 1 Ocak 2019'dan itibaren yüzde 77.27 düşüş gerçekleştiğini açıkladı.
11 ayda yaklaşık 150 bin ton plastik tasarrufu sağlandı.
AK Parti, oy kaybetme riskine rağmen poşetlerin paralı olmasında geri adım atmadı ve sonuç ortada. İlk yılda yüzde 77.27 oranında poşetten tasarruf etmek büyük başarı.
Bence poşetin ücretli olması ülkemizde çevrecilik adına atılmış en önemli adımlardan biri.