Komik mi yoksa saçma mı? Bir şeyler eksik mi yoksa abartı mı? Allah aşkına bu filmde aşk var mı? Efendim, filmimiz Halit Ergenç, Cansu Dere ve Songül Öden'in oynadığı 'Acı Aşk', senaryo; Onur Ünlü, yönetmenimiz ise Taner Elhan. Yılbaşı için Antalya'ya gidince, ilk akşam 'böyle mi şöyle mi etsek' derken bir baktık Laura Alışveriş Merkezi'nde 'Acı Aşk'ı izliyoruz. (Bizimkisi enteresan bir tatildi zaten)
3 KADINI BİRDEN SEVERSE...
Hepimiz filmi çok merak ediyoruz. Halit Ergenç'e zaten bayılıyoruz, Cansu Dere bizce bu işin altından kalkar, Songül Öden'e yorumsuzuz, performansını bekliyoruz. Oyuncuları bir kenara koyarsak, filmin konusu oldukça çekici... Bir adam üç kadına aynı anda aşık olursa, neler olur gibisine bir şey. Amanın! Çok şey olabilir, evler yanabilir, kıyametler kopabilir... Hem kimileri yerli 'Vicky, Christina Barcelona' yorumunu bile yaptı 'Acı Aşk' için. Film başlıyor... Edebiyat öğretmeni Orhan'ın (Halit Ergenç) sevgilisi Ayşe'ye (Songül Öden) ne kadar aşık olduğunu görürüz. Fakat Orhan tam Ayşe'ye evlenme teklif edecekken kanepede başka bir adamla sevişirken basar Ayşe'yi. Amanın adam bitti ayol derken fotoğrafçı Oya'yla (Cansu Dere) tanışır, kendine yeni bir hayat kurar ve Oya'yla evlenir. Bitti mi? Mutlu son mu? Asla! Oya düğün dönüşü geçirdikleri trafik kazasında kör olur... (Hanimiş benim Yeşilçam'ım, hanimiş benim Hülya Koçyiğitim...)
BAŞKA ODA MI YOK?
Bu sırada seyirci Cansu Dere'ye yüz puan verir. Cansu gerçekten oyunculukta kendini aşmış, döktürmüştür. Derken derken ortaya Ayşe çıkar. Ayşe pişmandır, Orhan'ı geri alacaktır. Fakat bu arada Edebiyat öğretmeni Orhan öğrencisi Seda (Ezgi Asaroğlu) ile aganigi naganigi olayına girer. Aşık mıdır? Yok yahu, tamamen zevk içindir. Ve ortalık karışır. Gerisini filmde izleyin, zaten çok anlattım, susuyorum. Gelelim 'Acı Aşk'la ilgili fikrime. Zaman zaman insanı güldürecek kadar saçmalaşabiliyor. Müzikler seyircinin kafasını çorba ediyor. Müzik seçimleri olmamış yani. Bazı yerlerde film fena halde kopuyor. Hikayedeki boşluklar gerçekçiliği alıp götürüyor. Songül Öden, seksi ve hırslı kadın rolüne yakışıyor. Halit Ergenç hâlâ 'Binbir Gece'deki Onur'u çağrıştırıyor. Bir de bütün film boyunca tek bir restoran ve tek bir hastane odası kullanılması insanda gülme hissi yaratıyor tabii. Koca İstanbul'da başka hastane odası ve başka restoran mı yoktu sayın yönetmenim? Ve filmi izlerken şu soru insanın aklından çıkmak bilmiyor; filmin adı 'Acı Aşk' da aşk nerede be usta? Diyelim Orhan'ın Ayşe'ye hissettikleri filmin ilk 5 dakikasında aşksa kabul, ya sonra?
ORTADA AŞK YOK!
Sonrası tamamen intikam rüzgarından başka bir şey değildir. Ayşe'nin Orhan'ı geri almak için hissettiği şey ise hırstır. Öğrenci Seda'nınki de baştan aşağı ego ve hırs karmasıdır. Orhan'ın Seda'ya hissettiği zaten bir şey yoktur. Orhan Oya'yı yarasına merhem etmiştir, sevdiyse son dakikada mecburiyetten sevdi. Yani anlayacağınız ortada aşk maşk yok seyirciler! Hele filmin tanıtımında kullanılan 'Bir adam üç kadını birden severse...' vaziyeti hiç yok! Özetle; ben bu filmden bir tat alamadım. Önermesini de çözemedim. Hani olsa olsa edebiyat nağmeleriyle konuşan erkekten uzak durun olabilir. Peki 'Acı Aşk' kötü bir film mi? Hayır. Mutlaka izlenmeli mi? Hayır! 'Bir erkek üç kadını severse' hadisesinin karşılığını bulabiliyor musunuz? O da hayır. İsterseniz siz de bir gidip izleyin, bakalım ne düşüneceksiniz.