Ülkemizdeki bazı medya kuruluşları ve derneklerin yabancı ülkelerden fonlandığını bilen biliyordu.
Yazılarımızda bazen bu durumdan bahsediyorduk.
Geçtiğimiz günlerde P24, Medyascope, Serbestiyet ve 140Journos gibi bazı haber siteleri ve derneklerin yurt dışından aldıkları fon paraları ortaya çıkınca gündem oldu. Bu sitelerin çoğu muhalif yayın yapıyor.
★
Bu medya kuruluşlarının ABD merkezli Chrest Foundation'dan hibe alması medyada 'Fonlanma etik mi?' tartışmasını başlattı.
Medyascope'un sahibi Ruşen Çakır'ın yurt dışından fon aldıkları kurumları için "Künyemizde yazıyor zaten gizli ve yeni bir şey değil" demesi bir şeyi değiştirmiyor!
Bir kurumdan para alıyorsan onun tarafını seçiyorsun demektir!
Şimdi ABD'deki kurumlardan para aldıkları ortaya çıkan muhalifler yıllarca kendilerini tarafsız ilan edip, devletin menfaatlerini savunan gazetecileri de 'yandaş' ilan etmişti.
Meğer tarafsız olmak için onlar gibi ABD'deki vakıflardan para almak gerekiyormuş!
Asıl trajedi ise ABD'den fonlanan gazetecilerin birçoğunun eski solcu olması ve hâlâ solcu gibi görünmeleri!
Bunlar öyle marifetli solcular ki, bir dönem FETÖ'yü desteklediler!
Amerikan parasıyla solculuk ve muhalefet yapmak! Nasıl ama!
★
Tarafsız medya diye bir şey yok! Dünyanın her yerinde medya taraflıdır! Bazıları hükümet partilerini, bazıları muhalefet partilerini destekler! Bazısı gazeteler muhafazakar, bazı gazeteler ise demokrat, solcu, ulusalcı vs. yayın yapar. En basit örneğiyle Marca gazetesi Real Madrid'e, Sport gazetesi ise Barcelona'ya yakınlığıyla bilinir.
★
Devletlerin resmi medya kurumları vardır, bkz. TRT, BBC...
Birçok ünlü iş insanı aynı zamanda medya patronudur. Bazen güçlü reklam verenler bile gazetelerin politikasını etkiler. Yazarların, editörlerin vs. herkes gibi belli bir siyasi görüşü vardır. Hayatta herkes bir tarafı seçer!
Tarafsız medya yoktur ama haber tarafsız olmalıdır! Tarafsızlıktan kasıt bir haberi yayınlarken haberin yalan yanlış bilgiler içermemesi, okuyucuyu izleyiciyi doğru bilgilendirmesidir.
İdeal olan ise bir medya kuruluşunu okuyucu ya da izleyicinin fonlamasıdır! Bizde okuyucu ve izleyiciler medyayı yeterince desteklemediği için yabancı ülkelerdeki fon kuruluşlarından sızmalar daha fazla oluyor! O fon sahiplerinin de bir çıkarı var!
Chrest Foundation'ın bizim muhalif medya kuruluşu ve derneklerine para aktarırken ABD'nin değil, Türkiye'nin çıkarlarını savunduğunu düşünen yoktur herhalde!
BİLİME AYKIRIYMIŞ
Çin hükümeti, Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüsün kaynağı hakkındaki araştırmasının ikinci aşamasına izin vermeyeceklerini açıkladı. Çinli yetkililer, 'laboratuvar sızıntısının soruşturması' olan bu aşamanın bilime aykırı olduğunu belirtti.
Araştırma yapmanın nesi bilime aykırıymış ki? Tabii canım bir Çinli yarasa çorbası içti ve salgın iki yıldır dünyayı altüst etti. 4 milyon insan o yarasa çorbası yüzünden öldü!
ABD'nin Covid-19'u Çin'de yaydığı iddiası bile yarasa çorbasından daha akla yatkın! Örneğin 1763 yılında İngilizler, sürekli sorun çıkaran Amerika'daki Kızılderililere soğuklardan korunmaları için battaniyeler göndermişti. Aslında battaniyelere çiçek virüsü yerleştirilmişti. Kızılderiler kitleler halinde ölmüştü.
Kasım 2019'da Wuhan'daki laboratuvarda çalışan üç araştırmacının mevsimsel grip şikayetiyle hastaneye başvurduğu öne sürülüyor. Virüsün araştırma yapılırken bir kaza sonucu yayıldığına dair derin şüpheler var. Çin araştırma izni vermeyerek bu şüpheleri güçlendiriyor aslında!
AŞI OLMAYANLARDA ÖLÜM ORANI YÜKSEK!
* Kötü haber: Dünyanın yeni belası koronavirüsün baskın türü olan Delta varyantı daha hızlı yayılıyor!
* Güzel haber: Ünlü tıp dergisi New England Journal of Medicine'da yayımlanan yeni çalışmada, iki doz Pfizer-BioNTech aşısının Alpha (İngiltere) varyantına karşı yüzde 93.7, delta (Hindistan) varyantına karşı yüzde 88 başarılı olduğu ortaya çıktı.
Aşı şu an elimizdeki en güçlü silah. Aşı olmayanlar bu inattan vazgeçmeli.
Aşılamanın hızlı yapıldığı ülkelerde Covid-19'dan ölenlerin çoğunluğu da aşı yaptırmayanlar!
GENÇ YETENEK Mİ DEDİNİZ?
TFF'nin yabancı transferini kadroda 14 sahada ise 8 yabancı futbolcu olacak şekilde güncellemesinden sonra takımlar yerli futbolculara yöneldi. Gözden düşen yerli futbolcular yine gözde oldu.
Örneğin Beşiktaş, 35 yaşındaki Mehmet Topal'ı transfer etti. Topal'ın tecrübesiyle takıma katkısı olabilir ama yeni revize edilen kuralın amacı genç yerli futbolcuların daha çok forma şansı bulmasıydı! İsmail Köybaşı da "Beni alın" diye takımlara haber gönderiyormuş!
Altyapıdan genç yetenekler yetiştirmek bizde bir şehir efsanesi!
TEMEL SORUN: DERNEKLER YASASI
Türkiye, UEFA katsayı listesinde 17. sıraya geriledi. Yani Süper Lig, Sırbistan ve Kıbrıs Ligi'nin aşağısında yer alıyor.
Bu sezon Avrupa Kupaları'nda kötü gidişat devam ederse gelecek sezon 20. sıraya gerileyebiliriz. Norveç, Danimarka liglerinin de gerisine düşebiliriz.
Futboldaki temel sorun kulüplerin hâlâ 'Dernekler Yasası' ile yönetilmesi. Hıncal Uluç'un şu sözleri her şeyi özetliyor aslında: "Kulübün gelirlerini har vurup harman savuran yetmedi, batıracak, kapattıracak, UEFA'ya lisans iptal ettirecek kadar borca sokan 'Benden sonra tufan' kafalı başkanlar, çekip gittiklerinde Dernekler Yasası ile yönetilen kulüplerin yapacağı hiçbir şey yok. Batıran teknesiyle St. Tropez'lerde sefa sürüyor. Yerine gelen, o korkunç borcun altından nasıl kalkacağını düşünmüyor.
Aynı yolda devam, her gelen yeni borçlar ekliyor."
Altyazı
-Dostum, çok kötü bir şey fark ettim. Bize komünizmle ilgili anlatılan her şey yalanmış.
-Ben daha kötüsünü fark ettim.
Bize kapitalizmle ilgili anlatılan her şey doğruymuş." (Güneşli Pazartesiler)