Bu günlerde hayatımın şoklarından birini yaşıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, ofislerine yasadışı dinleme cihazlarının yerleştirilmesiyle ilgili 'Böcek' iddianamesinde kilit isim olduğu öne sürülen Hasan Akın'ı şahsen tanıyorum.
MİDEMİ BULANDIRDI
Hasan Akın; Washington Büyükelçiliği'nde başkatiplik yapıyor. Gönlünü Çin kökenli Wing Tsun dövüş sanatına kaptırmış birisi. Bu sanatı tüm dünyaya yaymak için elinden geleni yapıyor. Hatta Amerika'daki SWAT timleri ve çocuk yardım kurumları için düzenlediği workshop'larda stres yönetimi semineri vermem için benimle irtibata geçmişti. Akın ile beni, yakından tanıdığım Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın eşi Sinem Kılıç tanıştırmıştı.
Hasan Akın'ın soruşturması sonuçlandığında gerçeği göreceğiz. Ancak Hürriyet gazetesi yazarı Tolga Tanış'ın soruşturmayla ilgili yazısında; Hasan Akın'ı, 'Serdar Kılıç'ın en yakınlarından biri' diye yazması biraz midemi bulandırdı. Hasan Akın'ın Büyükelçi'nin yakınında olmasının sebebi birlikte çalışmaları. Tolga Tanış, neden şahsen bilmeden yazısında özel bir yakınlıkları varmış gibi bir imada bulunuyor? Tanış'ın Büyükelçi'ye sormadığı şeyi, Büyükelçi Kılıç ve eşine ben şahsen sordum.
Hasan Akın ile iş dışında özel bir ilişkileri yok. Tolga Tanış, biraz Watergate tadında bir skandal yaratmak için, gereksiz yere Büyükelçi'nin adını 'en yakınlarından' diye haberine katmış. Olayın içine Büyükelçi karışırsa, senaryonun Hollywood filmine döneceğini falan sanıyor galiba.
Araştırmacı gazetecilik ile abartmacı gazeteciliğin arasındaki farka dikkat çekmeye çalışıyorum sadece.