Kızımın doğumu telaşı nedeniyle birkaç gündür yazamadım.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), A Haber'in seçim dönemindeki yayınlarına televizyonculuk tarihinin en ağır cezalarından birini; 17 yayın durdurma cezası verdi.
17 Aralık operasyonlarıyla ilgili yapılan yayınlarla ilgili daha önceki 28 cezayla beraber, A Haber tam 45 yayın durdurma cezası aldı.
AĞIR BİR CEZA
Yayın durdurma, para cezasından daha ağır aslında. İzleyicinin sevdiği, izlemeye alıştığı saatlerde ceza olarak sürekli belgesel yayını yaptırmak, televizyonculukta TV kanalını bitirme anlamına gelir.
YSK'nın ceza gerekçeleri ise sokakta vatandaşa çözüm süreci ve 17 Aralık operasyonlarıyla ilgili sorular yöneltilmesi, siyasi partilerin bazı mitinglerinin uzun, bazılarının kısa verilmesi, gazete manşetlerinin okunması vs... Vatandaşa soru sormak ne zaman ceza gerekçesi oldu? Hadi bazı programlarda seçim yasağına uyulmadı, 17 yayın durdurma cezası ne demek! Böyle ağır ceza nerede görülmüş.
HER KANALIN SORUNU
Seçim yasakları yüzünden ceza verilmesi aslında bütün TV kanallarının sorunu. 'Benim grubumun kanalına ceza verilmedi' diye sessiz kalmak ise gazetecilik ayıbı. Haberin ışık hızıyla yayıldığı internet çağında seçim yasağı çok saçma...
YSK, TRT'nin tek televizyon olduğu dönemden kalma yasakları uyguluyor hâlâ.
Seçim günü bile sokaklarda siyasi parti afişleri dururken, internetten her türlü yayın yapılırken seçim yasağı lafta kalıyor.
Kaldı ki, her TV kanalının bir yayın politikası var; X ya da Y parti fark etmiyor, her siyasi görüşün temsilcisi bir kanal var.
Daha önce Ulusal Kanal, Halk TV ve CEM TV de ceza aldı. Bırakın her kanal istediği yayını yapsın, tabii asılsız haber yapmamak kaydıyla.
Gelelim en önemli ayrıntıya: YSK, A Haber'i RTÜK'ün raporlarının etkisiyle idam etti. Burada can alıcı nokta; raporları hazırlayan RTÜK'ün kurullarındaki uzman üyelerin bu raporları hangi zihniyetle hazırladığı.
DERSHANELER...
Tek bir örnek vereceğim; Acun Ilıcalı'nın dershanelerin kapatılmasıyla ilgili tartışmalarda hükümetten yana tavır aldıktan sonra RTÜK'ten aldığı cezalara bir bakın. Daha önce RTÜK'ten neredeyse hiç ceza almayan Acun, bir anda ceza manyağı oldu ve birçok programı astronomik cezalar aldı.
Dershane tartışmasından sonra ATV ve A Haber'in aldığı cezalardaki anormal artışa bakın. Bunların hepsi rastlantı olabilir mi?
Bu arada RTÜK'te televizyon programlarına ceza kesen raporları hazırlayanların, boyun dekoltesine bile ceza kestiğini, 'Tosun Paşa'da Adile Naşit'li hamam sahnesini, Michelangelo'nun Hz. Davut Heykeli'ni bile 'buzlatan' oto sansürü yaygınlaştırdığını da unutmayalım.
Bu yasakçı zihniyet, tarihi filmdeki dekolteye de A Haber'in sokaktaki vatandaşa soru sormasına da ceza yağdırıyor.
Bu 'deli dumrul' cezalar için rapor hazırlayan kafalar değişmeli ama öyle bir değişmeli ki, kimsenin itiraz etmeyeceği şeffaf bir yapı oluşturulmalı.