'DİŞİ TERMİNATÖR' KRISTANNA LOKEN ANTALYA'DA GÜNAYDIN'A KONUŞTU
'Terminator 3: Makinelerin Yükselişi' filminde canlandırdığı 'T-X' karakterinin ardından 'Dişi Terminatör' olarak anılmaya başlanan Kristanna Loken, 55'inci Uluslararası Antalya Film Festivali'nin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu. Turkuvaz Medya'nın ana medya sponsoru olduğu festival kapsamında Antalya'da buluştuğumuz güzel oyuncu, 'Dişi Terminatör' rolü için "Hayatımın fırsatıydı" diyor.
13 yaşındayken, babası Merlin Chris Loken'in senaryosunu yazdığı 'Fighting For Freedom' adlı filmle oyunculuğa adım atan Loken, daha sonra Elite Model Look yarışmasında üçüncü seçilmiş. 38'inci yaşını yarın İstanbul'da kutlayacak olan güzel yıldız ile festivali ve yeni projelerini konuştuk...
- Antalya Film Festivali'ni ve Antalya'yı nasıl buldunuz?
Antalya çok güzel bir yer; inanılmaz bir konukseverlikle karşılaştım. Geçmişi 55 yıla dayanan bir festivale geldim. Demek ki; çok başarılı bir etkinlikteyiz. Bu organizasyonda olduğum için mutluyum.
- Türkiye'ye gelmeden önce araştırma yaptınız mı? Ne biliyorsunuz ülkemizle ilgili?
Tabii ki araştırdım. Üç yıl önce İstanbul'a gelmiştim ve şehrin büyüklüğünden ve tarihi yerlerinden çok etkilendim. Festivalden sonra İstanbul'a gideceğim. Pazartesi günü, doğum günüm... O günü İstanbul'da geçireceğim için çok mutluyum. Gezmek için vaktim de olacak. Türkler, çok dost canlısı insanlar. Türkiye'de kendimi çok iyi hissediyorum.
- 'Terminatör 3: Makinelerin Yükselişi' filminde canlandırdığınız 'T-X', unutulmaz bir karakterdi. Nasıl bir iz bıraktı sizde?
Hayatımın fırsatıydı diyebilirim. Sinemanın en iyileriyle çalışma fırsatı verdi bana. Çok yüksek bütçeli bir filmdi. Bana birçok kapı açtı ve tanınmama sebep oldu.
- Sizce 'Terminatör' serisinin bu kadar ilgi görmesi ve unutulmamasının sırrı nedir?
Paralel gerçeklik... Hem gerçek olabilecek, hem de olamayacak kadar fantastik bir film.
- Peki Arnold Schwarzenegger nasıl bir partnerdi?
Arnold; çok büyük bir yıldız, aynı zamanda çok mütevazı ve esprili. Ondan çok şey öğrendim, özellikle kavga sahnelerinde...
- Kavga sahneleriniz çok başarılıydı. O sahneler sizi zorladı mı?
Zorlayıcıydı ama aynı zamanda çok zevkliydi. Birkaç yerim morardı ama o da işimin bir parçası. Dövüş sahneleri için uzun süre eğitim aldım ve İsrail dövüş sanatı Krav Maga'yı öğrendim. Polislerle birlikte silah eğitimi de aldım.
KADINLAR DAVRANIŞLARINA VE KIYAFETLERİNE DİKKAT ETMELİ
- Sinema sektöründe kadın olmak zor değil mi?
Bir kadın olarak; kendinizi görsel bir sembol değil de sanatçı olarak kanıtlamanız gerekiyor. İyi bir sanatçı olmayı ve insanların beni ciddiye almasını istiyorum. Ama bazen ne kadar çabalasanız da insanlar sizi görsel sembol olarak görmekte ısrar ediyor.
25 YILDIR BU İŞTEYİM
- Hollywood'da kadınlara yönelik cinsel taciz ve istismara karşı başlatılan #MeToo hareketiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Taciz hep olan bir şeydi; sadece kadınlar yeni yeni anlatmaya başladı. Bunu konuşan kadınları takdir ediyorum. Ancak şöyle bir durum var: 25 yıldır sinema sektöründeyim, bu tür olayları yaşayan kadınlara, kendi davranışlarına bakmaları gerektiğini de söylemek istiyorum. Ne tür kıyafetler giydiklerine, bir yönetmen ya da yapımcıyla konuşmaya giderken buluşma yerinin neresi olduğuna dikkat etmeliler. Restoranda mı, evde mi buluşacaklarını bilmeliler. Kendilerini nasıl sundukları çok önemli. Kadın olarak bunlara dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yine de bu olayları açık yüreklilikle anlatan kadınları saygıyla karşılıyorum.
- Sinemada kadın konusu nasıl işleniyor peki?
Kadınlar, oynayacakları rolü kabul ederken iyi düşünmeli. O rolü oynayıp kendisiyle ilgili bir algı oluştuktan üç-beş sene sonra şikayet etmemeliler.
GÖZ ÖNÜNDE OLMAYI SEVMEYEN BİRİYIM
- Bu sektörde psikolojiyi korumak zor mu?
Çok zor. Psikolojik ve kişisel gelişimle ilgili birçok kursa gittim. Rolümüzdeki kişiyle kendi kimliğimiz arasındaki dengeyi iyi ayarlamalıyız. 'Terminatör'deki yönetmenim Jonathan Mostow bana, "Bundan sonra arabandayken bile göz önünde olacaksın" demişti. Bu söz bende farkındalık yarattı. Göz önünde olmayı sevmem ama bu işin gereği bu. Dengeyi kurmak önemli.