Oldum olası kendimi bir Hermes kadını olarak görmedim.
Ne o kadar klasik bir tarzım oldu, ne de bir çantaya dünyaları bayılacak kadar cesaretim.
Marka, Avrupalı kadınlar için stilini tamamlayan bir şıklıkken, bizim kadınlar için tam anlamıyla bir statü simgesi. Fransız kadını için ideal Hermes, hoyratça kullanacağı Birkin modeliyken; bizde makbul olanı her zaman en pahalısı, en zor bulunanı. Her davette metrekareye en az 10 Hermes düşer.
Bu hafta sizlere, Türk kadınının Hermes dosyasını hazırladım. Tanıdığım Hermes sevdalı eş dost ve bu işin içinde olan profesyonellerle yaptığım görüşmeler sonucunda ortaya çıkan detaylar eminim ilginizi çekecektir:
Türk kadınının en rağbet ettiği Hermes modeller; Birkin ve Kelly. Bu modellere sahip olamayanlar ise Evelyn ve Gypsiere'i tercih ediyor.
Türk kadınının ilk tercih ettiği Hermes; siyah renkte oluyor. Siyahla başlayıp devamında etoupé ve gold denilen taba rengi geliyor.
Hermes'in dillere destan bekleme listesinde, 2011 ve 2012 yılı siparişleri yeni teslim edilmeye başlandı.
Türkiye Hermes, sipariş almıyor. Yurt dışında özel üretim modellerin siparişini ancak VIP müşteriyseniz verebiliyorsunuz.
Paris bile bekleme listesine son verdi. Ancak crocodile, ostrish ve özel renk kombinasyonlu modeller için devam ediyor. Bu siparişi verebilmek için de bir VIP olmanız gerekiyor.
Yakında sırf mağazaya adım atmak için bile VIP kartın bekleme listesi olursa şaşırmayacağım!
Günümüzde sırasını satanlar bile var! Mesela üç sene öncesinden bir modeli beğenip siparişini verdiniz ve bekleme listesine girdiniz.
Bu üç sene içinde zevkler değişebiliyor ya da istediğiniz modeli başka şekilde başka yerden elde etmiş oluyorsunuz. Veya bu süre zarfında maddi gücünüz hasara uğruyor, artık bir çantaya 20 bin Euro veremeyecek durumdasınız.
Burada devreye Hermes simsarları giriyor. Yani ikinci el lüks marka mağaza sahipleri. Fatura yine sıra sahibine kesiliyor ama finanse eden ikinci el mağaza sahipleri oluyor. Böylelikle çantayı alamadı diye hem prestijler sarsılmıyor, hem de sıralar satılıp kar ediliyor.
Tüm dünyadaki mağazalar içinde en kolay Paris'ten satın alınıyor. En karlı alış ise İspanya ve Ukrayna'dan...
İkinci el pazarında en hızlı alış ve satış her zaman Hermes çantalarda oluyor. Birkin ve Kelly modeller, bir-iki gün içinde satılıyor.
İkinci el pazarında mağaza fiyatının altında satılıyordur diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Aksine bu çantalara erişim çok zor olduğu için, normal fiyatın çok üstünden bile satılabiliyor.
İkinci el piyasasında normal deri modeller 25-35 bin TL arasında etikete sahip. Croco olanlar ise 40-50 bin Euro arasında satılıyor.
Hermes'i alan kadar satan da çok fazla. Çünkü zamanla kullanan sıkılmış olabiliyor. Zevklerin değişmesiyle farklı boylara yönelebiliniyor.
Ve işte şahsen kalbimi tam orta yerinden vuran Hermes farklılığı: Aldığınız çanta zamanla tahribata uğramışsa, çizilmiş ya da lekelenmişse, hatta daha da ileri gidip tabanı bile ayrılacak kadar deforme olmuşsa; çantayı her haliyle markaya teslim edip adeta yepyeni bir şekilde geri alabiliyorsunuz. Tek şart; kendilerine teslim edilmeden önce herhangi bir lostraya verilmemiş olması. Şayet kendileri haricinde başka bir yerin ipliğini bile görürlerse, tamir etmiyorlar. 200 Euro karşılığında, en fazla üç ay bekleyerek Hermes çantanıza ilk günkü haliyle kavuşabiliyorsunuz.
İsterseniz altın aksanı gümüş aksana bile çevirtebiliyorsunuz.
Türkiye'de üst düzey yönetici olup geniş bir Hermes koleksiyonuna sahip kadınlar azımsanmayacak kadar çok.
Ama cemiyet dergilerinde yer almadıkları için tanınmıyor, bilinmiyorlar. Bilinenler içinde dillere destan Hermes koleksiyonuyla en çok konuşulan isim; Bahar Şer...