Yemeksepeti, 27 Mart'ta siber korsanlar tarafından saldırıya uğradığını ve müşterilerin bir kısmının adsoyad, e-mail adresleri, telefon numaraları ve adres bilgilerinin çalındığını ancak kredi kartı bilgileri ve sosyal medya hesabı bilgileri gibi verilerin güvende olduğunu duyurdu.
★
'Bir kısmı' diye bahsedilen ihlalden tam 21 milyon 504 bin 83 kişi etkilendi iyi mi?
★
Elbette bu Türkiye'deki ilk veri çalınma vakası değil. Devlet kurumları, şirketler ve bankaların da daha önce verileri çalındı!
★
Asıl tartışmamız gereken şirketlerin müşteri verilerinin güvenliğini ne kadar önemsedikleri! Örneğin Yemeksepeti gibi büyük bir marka, siber saldırılara karşı güvenliği sürekli artırmak için ne kadar bütçe ayırıyor? Siber güvenlik için kaç kişi çalıştırıyor? Veri çalındıktan sonra sadece özür dilemek yeterli olmamalı!
★
Her gün telefon dolandırıcılığı haberleri okuyoruz. Profesörleri, savcıları bile dolandırıyorlar. Dolandırıcılar kurbanlarının kişisel bilgilerini tek tek açıklayınca güven kazanıyorlar. Sonra da insanları adeta hipnotize edip bin bir emekle biriktirdikleri birikimleri çalıyorlar.
★
Bir de eğitim seviyesi düşük insanları düşünün! Dolandırılanlar "Bütün bilgilerimi verdiler, ben de inandım" diyor. İşte dolandırıcılar, o bilgileri Yemeksepeti gibi büyük şirketlerden, bankalardan çalınan verilerden elde ediyorlar.
★
Eğer bu tarz vakalarda siber güvenlik ihmali varsa veri çaldıran şirketlere bir yaptırım uygulanmalı. Ve şirketlerin siber güvenlik için neler yaptıkları detaylı bir şekilde denetlenmeli. 21 milyon insanın bilgilerini çaldır sonra da 'pardon' de! Her şey bu kadar kolay mı?
***
SABAH HAFTA SONU EKLERİNDEKİ DEĞİŞİM
■ Uzmanlar "Ekmekten uzak durun" dese de ekmeksiz yapamayanlardanım. Sabah'ın pazar ekinde 'Ekmek tartışması bitmiyor!' manşetini okuyunca ekmek yediğim için pişmanlık hissetmedim. Sonat Bahar, Hakan Uç ve Tansu Ceylan, uzman diyetisyenden hekimlere birçok kişiden yorum alıp ekmek mevzusunu tartışmaya açmışlar. Sonuç; 'Ekmeksiz yapamıyorum' diyorsanız beyaz ekmek yerine, rafinasyona uğramamış tam buğday, tam çavdar, tam arpa unlardan yapılan ekmekleri yiyebilirsiniz. Tabii abartmadan!
■ Pazar eki bu hafta dopdoluydu. Günaydın'ın Yazı İşleri Müdürü Yusuf İzel'in 'Hababam Sınıfı'nın 'Güdük Necmi'si rahmetli Halit Akçatepe ile ilgili araştırma yazısında, usta oyuncunun Lale Devri'nin ünlü devlet adamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın torunu olduğunu öğrendim. Yusuf, her hafta ünlü isimleri sanki arkeolog gibi araştırıp, bilmediğimiz yönlerini yazıyor, kaçırmayın derim. Yusuf, bu nefis yazılardan bir kitap çıkar da arşivimizde bulunsun!
■ Önemli araştırma haberlerine imza atan Pınar Yıldız Yüksel bu hafta, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Dr. Fatma Aksal ile konuşup İstanbul Sözleşmesi'nin yerine hazırlanan yeni sözleşmeyi konuşmuş. Sözleşme iptal oldu diye kötümser tablo çizenler, bakın Aksal ne diyor; "Kadını koruyup her alanda güçlendireceğiz..."
SİNAN'IN SORUMLULUĞU ARTTI
■ Analiz yazılarıyla fark yaratan Ferhat Ünlü'nün 'Süveyş krizi ve Sisi' yazısı da Süveyş kanalı ve Mısır'ın önemini anlamamız açısından rehber niteliğindeydi.
■ Hakan Turpçu'nun Türkiye'nin İdlib'de inşa ettiği briket evlerde bir gün geçirip bölgenin nabzını tutmanın da ötesine geçip Suriyeli çocukların hayallerini paylaşması da nefis bir araştırma yazısıydı.
■ Ben Sabah'ın cumartesi ve pazar eklerini masamda tutup, dergi gibi okuyorum. Çünkü dopdolu. Örneğin ekin 21 Mart'taki Sonat Bahar'ın 'Fenomenlerin yeni kâbusu dijital boşanma' araştırması birçok internet sitesine de haber oldu.
FARK YARATAN MANŞETLER
■ Dergicilik deneyimini bize fazlasıyla hissettiren Göksan Göktaş'ın röportaj ve haberlerinin de tiryakisiyim. Göktaş'ın yazılarında 'mahallenin abisi' havası var. Örneğin dini hassasiyetlerini heavy metal'le harmanlayan sıra dışı grup Muhafarz'ı Göktaş'tan başka kim bulup yazardı?
■ Sabah Pazar'ın 28 Şubat manşeti de diğer eklere fark attı. 28 Şubat darbesinin asıl mağdurları başörtülü kadınların hâlâ o kötü günlerin travmasını yaşadıklarını Olkan Özyurt'un haberinden öğrendik. SİYAD üyesi Olkan'ı genelde sinema yazılarından tanıyoruz ama o tam bir araştırmacı gazeteci. Farklı bir 28 Şubat dosyası sundu.
■ Sabah Cumartesi eki ise modadan müziğe, life-style'a uzanan tam bir rehber. İdil Demirel ve Meltem Fıratlı da uzmanı oldukları moda ve müzik alanlarında keyifli haberler paylaşıyorlar.
■ Siz de fark etmişsinizdir; Sabah'ın hafta sonu eklerinde güzel bir değişim yaşanıyor. Daha canlı, daha dolu ve hayatın birçok alanına dokunan röportajlar, yazılar okuyoruz. Bu değişiminin mimarı ise Sinan Özedincik. GÜ- NAYDIN'da magazin literatürüne 'siyasi magazin'i kazandıran Sinan, Ek Yayınları Yayın Yönetmeni olunca sorumluğu arttı. Ekibiyle güzel işler çıkarıyor ama benim tanıdığım Sinan şimdilik ısınma turları atıyor. Yakında çok daha farklı, ezber bozacak işlere imza atacağına inanıyorum.
***
MAFYAYI COVID-19 YAKALATTI!
İtalyan polisinin en tehlikeli suçlular listesinde 2007 yılından beri aradığı 'Ndrangheta' mafyasının lideri Francesco Pelle, Portekiz'de Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede yakalandı.
İşte Covid-19'un böyle de faydası var. En tehlikeli mafya liderlerinden biri de olsan Covid- 19'a çare bulamıyorsun. Hastaneye yatmak zorunda kalıyor ve yakalanıyorsun!
***
KEDİ İLANI!
Sahibinden'de altı aylık kedisi için ilan açan Eda Top "Kedi sahiplenen aklıma s.çayım. Aklı olan almaz fakat bir umuttur yaşamak. Nolur alın" diye paylaşım yapınca, tepki aldı.
Eda, çıldırdığını iddia ettiği kedisini mamaları, sepeti ve oyuncaklarıyla birlikte bedava vereceğini yazmış.
Sokağa atmasından iyidir, belki bir hayvan sever sahiplenir. Lakin bu tatlı kedi ne kadar çıldırmış olabilir ki? Eda herkesin hayvan sahiplenemeyeceğinin kanıtı oldu aslında. Evcil hayvanlar süs eşyası değildir!