Aslı Bekiroğlu yaklaşık 10 yıldır hayatımızda. Sosyal medyada çektiği kısa videolarla oyuncu olan ünlülerden… Bir çok dizi ve sinema filminde de oynadı ancak oyunculuğuyla değil olaylarıyla hatırlanıyor güzel oyuncu. Özel fotoğrafların internete sızması, yaptığı gafları herkesin kafasında farklı bir algı yarattı Bekiroğlu ile ilgili. Ancak kendisi çok zeki ve komik bir kız. Sosyal medya yorumlarına takılmamaya çalışıyor. Başıma ne geldiyse doğallığımdan geldi diyor.
En son rol aldığı sinema filminin galasında arkadaşı açıklama yaparken arkada konuşması saygısızlık olarak nitelendirilmişti. Öncesinde Barış Akarsu için söyledikleri sebebiyle filmin kadrosundan ayrılmak zorunda kaldı. Söylememem gereken şeyleri söylemişim diyerek özeleştiride bulunan Bekiroğlu ile uzaya füze göndermek isteyen Bandırmalı gençlerin yaşanmış hikayesinin anlatıldığı Bandırma Füze Kulübü filmi münasebetiytle bir araya geldik. Dijital Sanatlar tarafından hayata geçirilen, Ömer Faruk Sorak'ın yönettiği filmde Zehra karakterini canlandıran Bekiroğlu filmle ve kariyeriyle ilgili samimi cevaplar verirken adeta içini döktü.
Öncelikle filmden başlayalım. Bandırma Füze Kulübü filmine nasıl dahil oldunuz?
Ben ilk önce Ömer hocayla (Faruk Sorak) görüşmüştüm. O bana daha önce başka bir filminde daha rol teklif etmişti ama benim o sırada başka bir işim olduğu için denk gelememiştik. O yüzden oradan aklında kalmışım. Bu filmde olmamı istedi. İyi ki de beni düşünmüş dâhil etmiş. Çok memnunum. İçinde yer aldığım en güzel setlerden biriydi.
Film uzaya füze yollamak isteyen Bandırmalı gençlerin hikâyesini anlatıyor. Bu hikâyenin gerçek olduğunu biliyor muydunuz?
Hayır bilmiyordum. Projeye dâhil olduktan sonra öğrendim, çok etkilendim. Ülkemizde böyle bir olay yaşanmış olması, liseli gençlerin azmi, kararlılığı beni çok etkiledi. Bir yandan da tarihimizde neler var, haberimiz yok diye kendime kızdım. Kim bilir daha ne hikayelerimiz var film olmayı bekleyen. O anlamda böyle bir işte yer almak da gurur verici benim için. Çok değerli bir iş.
Bu tarz yaşanmış hikâyeleri anlatan biyografik filmleri sever misiniz?
Evet, çok severim. Konunun gerçekten yaşanmış oluşu, o hikâyeye birebir tanıklık etmiş kişiyi canlandırmak insanı daha da etkiliyor. Ayla'yı çok sevmiştim mesela. Çok duygulandırmıştı beni. Müslüm'ü de çok beğenmiştim.
Siz kimin hikâyesinde oynamak isterdiniz?
Hiç düşünmedim ama Türkan Şoray'a benzetiyorlar beni. Çok keyifli olur, keşke olsa.
OTUR OTURDUĞUN YERDE DİYE DİYENLER ÇOK OLDU
1950'lerde liseli gençler uzaya füze fırlatmayı düşünmüşler ve yapmışlar. Günümüzdeki gençlerle o dönemkileri nasıl kıyaslarsınız?
Ben yapamam o kıyası. Eskiden daha az imkân olduğu için daha çok uğraşıyorlardı, hayallerine ulaşabilmek için daha çok çabalamaları gerektiğine inanıyorlardı ve vazgeçmiyorlardı. Şimdi imkânlar daha çok, gençlerin önü daha açık. Benim de zaman zaman uğraştığım bir şey, bir iki kere olmayınca aman deyip boşverdiğim oluyor, düşmüyorum üstüne. O gençler otur oturduğun yerde diyenlere inat neyi başarıyorlar. Keşke kafamız onlar gibi çalışsaymış.
Size yaşamınız boyunca 'otur oturduğun yerde' diyenler oldu mu?
Tabi ki, otur oturduğun yerde, saçmalama yapma diyenler çok oldu ama yapıyorsun.
Neden peki?
İnat. İnatçıyım biraz. 'Ne demek yapamazsın, kadınım diye mi yapamam o daha iyisini mi yapacak? Ben yaparsam daha güzel olacak' gibi inatlarım var…
Mesela oyunculuk yapma kararı alırken 'ne işin var yapma' diyenler oldu mu?
Ben aslında şarkıcı olmak istiyordum. Arp çalıyordum. Ama konservatuvarda kaldım. Daha sonra sosyal medyada komik kısa videolar çekmeye başladım. Oradan ünlü olmuştum. O videoları çekerken bir dondurma markası bana reklam teklifinde bulundu. Babam, 'inanma kızım kandırıyorlar seni' dedi. Sonra o anlaşmaya beraber gittik. Ondan sonra hep desteklediler, hiç engel olmadılar.
Şarkıcılık hevesiyle çıktığınız yolda kariyeriniz oyunculuğa evrildi. Sonrası nasıl gelişti?
Oyunculuk hiç planlarımda yoktu ama çok sevdim. Oyunculuğa Beni Böyle Sev adlı diziyle başladım. 3. Sezonunda dâhil olmuştum. 6 bölüm oynadım. Totalde 6 sahnem vardı. Dizide de sosyal medya fenomenini oynuyordum. Daha sonra 'Adı Mutluluk' adlı diziyle adımı oyuncu olarak duyurdum.
Bu süreçte oyunculukla ilgili eğitim aldınız mı?
Oyuncu koçlarından proje bazlı eğitim aldım. Diksiyon kursuna gittim.
Belli bir plan dâhilinde mi ilerliyor kariyeriniz?
Yok, ben çok şansa yaşıyorum. Hiçbir şey planlı olmadı. Planda konservatuarı bitirip şarkıcı olmak vardı. Ne konservatuvar bitti ne şarkıcı oldum. Plan dışında gelişen şeyler ise güzel oldu. Şu anda hayaller, daha iyi bir oyuncu olmaya, yurtdışında projelerde yer almaya evrildi. Onun dışında hala bir single'ım çıksın çok isterim. O hayal duruyor.
Başrol olma esas kızı oynama hedefiniz var mı?
Benim oynadığım karakterlerin hepsi genelde sakar sempatik cici kız oluyor. Ama hep aynı tarz rolleri oynamaktansa farklı rollere bürünmek daha çok heyecanlandırıyor beni. Mesela ters köşe bir rolde çetrefilli karakterleri, ortalığı karıştıran fettan kadını oynamayı çok isterim.
AKLINA İLK GELEN SÖYLEYEN BİRİYİM
Kendinizi doğru ifade edebildiğinizi düşünüyor musunuz?
Hayır. 19 yaşında başladım ilk işe. Yaklaşık 10 yıldır sektördeyim. Ben hep olduğu gibi yaşayan, aklına ilk geleni söyleyen biriyim. O yüzden bunun sıkıntısını çok yaşıyorum. Mesela magazinci arkadaşlar mikrofon uzattığında olduğumuz gibi olmamak lazım. Bunu başaramıyorum. Bunu yapabilen çok iyi oyuncular var. Ben arkadaşımla konuşur gibi konuştuğum için linçlere maruz kalıyorum. Bazen tabi ki ben de gaf yapıyorum ama çokça yanlış anlaşılıyorum.
Canınızı sıkıyor mu bu durum?
Tabi zaman zaman. Düşünsene sabah uyanıp sosyal medyaya bakıyorsun. Herkes senden nefret ediyor. Sinir bozucu bir şey. Hiç herkes beni sevsin diye bir derdim yok ama benim psikolojimle oynamayın artık yeter yani. Ne doğru ne yanlış düşünmeden akıllarına geleni yazıyorlar. Benim doğal ve saf halim, gaflarım, insanlara salak aptal şımarık kız diye yansıyor. Hiç de şımarık aptal kız değilim.
Bu filmin galasında Deniz Can Aktaş açıklama yaparken arkada yapımcıyla konuşmanız saygısızlık olarak değerlendirildi…
Evet, yapımcıma cevap mı vermeyeceğim. Kendisi de ben konuşturdum diye açıklama yaptı onu görmediler bile. Bunu saygısızlık olarak görenler beni sevmeyenler, mimleyenler.
Barış Akarsu filmindeki söyleminiz de çok eleştirilmişti…
Barış Akarsu ile ilgili söylediğim şey yanlış, eyvallah ama ben orada kimseye saygısızlık yapmak için konuşmuş değilim. Bir parti ortamında sorulan 40. soruydu ve bir an önce bitmesi için verdiğim bir cevap, röportajın sadece o kısmı yayınlandığı için, yanlış yerlere çekildi. Keşke daha düzgün cümleler seçebilseydim.
Sonra gelen tepkiler sebebiyle projeden çıkarıldığınız söylendi. Çıkarıldınız mı?
Ben çıkarılmadım. Bu olaylar filmin önüne geçmesin diye ayrılmak istediğimi ilettim. Karşılıklı olarak anlaşıp ayrıldık. Ayrılmak benim kararımdı, filmden kovulmadım.
BENİMKİ LİNÇ ŞÖHRETİ
Şöhrete alıştınız mı?
Alıştım ama ne kadar şöhret derseniz buna. Şu an benimki linç şöhreti. (Gülüyor) Biraz öyle bir şöhret oldu. Yaptığım işlerle konuşulmak istedim ama saçma sapan bir yere evrildi durum. Artık başarımla konuşulmak istediğim bir noktadayım. Çok çalışıyorum ve karşılığını almak istiyorum. Umarım güzel şeyler olur.
Fotoğraflarınızın internete sızması gibi zor olaylar da yaşadınız. Yaşadığınız durumları herkes kaldıramaz. Siz iyi göğüs gerdiniz. Herhangi bir destek alıyor musunuz? Ya da almayı düşündünüz mü?
Hayır destek almadım. Psikolojimin sağlam olduğuna inanıyorum açıkçası. İlk olayda, gerçekten çok kötü olmuştum. Nasıl sokakta yürüyorsun, öl diyenler bile vardı. Nasıl dayandım ben de bilmiyorum ama bildiğim tek şey şuydu İnsanların istediği gibi yaşamayacağım. Bu benim hayatım, kimseyi ilgilendirmiyor. Bunları yaşayan bir sürü kadın var. Göz önündeyim diye linç edilmeyi hak etmiyorum.
KİLOLUYKEN OYNATMIYORLARDI
Fiziksel olarak hep aynısınız. Nasıl başarıyorsunuz aynı kalmayı?
Aynı değilim, 10 kilo verdim. 65 kiloydum. O dönem çalışamadım o yüzden kilolu halimi hatırlamıyorsunuz.
Siz de o malum güzellik dayatması mağdurlarındansınız yani…
Tabi canım. Bu algı çok saçma. İnsan kendisini nasıl güzel hissediyorsa öyle olmalı. Ben kiloluyken de kendimle çok barışıktım. Şimdi de öyle. Hiç güzel görünme kaygım olmadı. O yüzden hep doğal oynuyorsun derler bana.
16 Kasım'da 28 yaşında olacaksınız. Nasıl geçmiş 28 yıl? Geriye dönüp baktığınızda ilk aklınıza gelen sahne ne?
Her senesi birbirinden güzel geçti. Hiç pişmanlığım yok. Geriye baktığımda ilk aklıma gelen Gülse Birsel'den teklif gelmesidir. Dizi seçmesine çok halsiz gitmiştim, başım çok ağrıyordu. Hatta sahnemi bile okuyarak vermiştim, ezberleyememiştim. Ben olumsuz beklerken Gülse Hanım'ın ben de bir ışık görmesi ve 2 gün sonra işe alınmam beni çok mutlu etmişti.