2020, tüm dünya sineması için umut verici bir haberi bizlerle buluşturdu. Hemen söyleyeyim. Yeryüzündeki tüm ülkelerin sinema ve televizyon filmleri, oyuncuları ve dizileri hakkında bilgiler veren veri tabanı IMDb, 2020'nin en çok merak edilen filmlerini sıraladı. Listenin zirvesindeki 10 filmden dördünün kadın kahramanlardan oluşması ve hepsinin yönetmeninin kadın olması dikkat çekti. Buna göre; Patty Jenkins imzalı 'Wonder Woman 1984', Niki Caro'nun yönettiği 'Mulan', Cate Shortland'in filmi 'Black Widow' ve Cathy Yan Mulan/ Niki Caro imzalı 'Birds of Prey: And the Fantabulous Emancipation of One Harley Quinn' seyirci karşısında olacak. İşte sinemanın altın çağı diye ben buna derim. Kadınların çoğalarak arttığı bir sinema dünyası umuduyla...
'Zeki Müren'in Öpücüğü' geliyor
Bir film hayal edin; Ezel Akay yönetmen koltuğunda, Haluk Bilginer başrolde, senarist Levent Kazak. Kadro böyle olunca 'Neredesin Firuze', 'Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?' gibi bir film geliyor gözünüzün önüne. Ekip uzun bir aradan sonra 'Zeki Müren'in Öpücüğü' filmi için bir araya geldi, çalışmalarına başladıklarını fotoğrafla duyurdu. Bakalım filmin kadrosunda başka kimler olacak?
'Huzursuzluk' film oluyor
Haftanın en büyük sinema haberi Zülfü Livaneli'nin 'Huzursuzluk' romanının filme uyarlanması oldu. Livaneli'nin romanları bugüne kadar 40'tan fazla dile çevrildi ve 30'dan fazla uluslararası ödül aldı. Öyle gurur verici ki şimdi de 'Huzursuzluk', Türk-Amerikan ortak yapımıyla film oluyor. Kitabı Hollywood yapımcıları ile buluşturan filmin ortak yapımcısı; 'Annem' ve 'Hababam Sınıfı' filmleri ile sinemaseverlerin yakından tanıdığı Hann Medya. Filmin bir diğer ortak yapımcısı ise Türkiye'de belgesel yapımcılığının ve yönetmenliğinin öncü isimlerinden Nebil Özgentürk. Bakalım gazeteci İbrahim'i kim oynayacak? Mardin'de çekimler ne zaman başlayacak?
Marvel'ı karalama modası başladı
Şu günlerde sinema dünyasında Marvel filmlerine laf atıp gündem olma durumu söz konusu. Marvel filmlerinin gişede her sene rekorlar kırması ve genç izleyicilerin yoğun ilgi kazanması üzerine tartışmalar iyice alevlendi. Daha önce Amerikan sinemasının büyük ustaları Martin Scorsese ve Francis Ford Coppola bu filmlerle ilgili acımaz eleştirilerde bulunmuştu. Hatta öyle acımasızlardı ki, Marvel'ı yok saymanın ötesinde yerin dibine sokmuşlardı. Scorsese "Gerçek sinema bu değil", Coppola ise "Bunlar değersiz" demişti. Ken Loach, John Woo gibi isimler de onlara destek olmuştu. Şimdi de büyük usta Terry Gilliam sert bir açıklama yaptı. Gilliam, gişe harikası Marvel filmlerinin yükselen saltanatının, yaratıcılığı ve özgürlüğü körelttiğini söyledi. Sektörü tamamen ele geçiren bu filmlerin, paranın tamamına sahip olduğunu ve bağımsız ya da orta bütçeli filmlerin önünü tıkadığını ifade eden Gilliam, "Bu filmler gençler ve çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor" dedi. Artık Marvel'ın üzerine sizce de fazla gidilmiyor mu? Marvel'a laf atarak sinema kurtarılmıyor. Bir başarıyı yok saymak asıl filmlerin geleceğini köreltmiyor mu? Yorum sizin.