90'lardan günümüze, Türk pop müziğine besteleri ve yorumlarıyla damga vuran Ümit Sayın'ın her şarkısı, "Bu sözler yaşanmadan yazılamaz" dedirten türden... Çocukluk yıldızlarımdan Sayın ile buluştuğumuzda, karşımda hayata gönlüyle ve içinde büyütmeye çalıştığı çocuğun gözüyle bakan bir müzik adamı vardı.
İşte Sayın'ın GÜNAYDIN'a anlattıkları...
Küçükken İzmir'de Sezen Aksu'nun konserinde sahneye atlamışsınız. Önce birlikte şarkı söylemiş, ardından Aksu'dan vokalistlik teklifi almışsınız. Aksu, "Hadi İstanbul'a gidiyoruz" demeseydi, hayatınızın seyri nasıl olurdu?
Açıkçası böyle bir planım yoktu, belki turizmci olurdum. Sezen Aksu'nun sahnesine fırlayıp kendisiyle şarkı söyledikten sonra hatıra fotoğrafı çektirip 20 sene sonra çolukçocuğuma gösterecektim. İstanbul'a gitmek aklımdan geçmezdi ama iyi ki de öyle olmuş.
Sezen Aksu, hayatımın seyrinin değişmesine vesile oldu. İstanbul'a geldiğim gibi Sezen Aksu beni Avrupa turnesine götürmek istedi ama Onno Tunç istemedi. Sonra anladım ki, bana hayatımın en büyük iyiliğini yapmış.
Neden?
Orta direk bir ailede büyümüş, İzmir'den gelmiş, hiçbir şey yaşamamış 20 yaşında bir çocuğa; bir anda Avrupa'yı görmek, güzel para kazanmak fazla gelebilirdi. İlk yıllarda ezildim, büzüldüm ama tek başıma hayata tutunmayı öğrendim. İyi ki de o gurbet, hasret acılarını yaşamışım.
O acılar, hasretler ve aşklar mı size hit olan onlarca şarkıyı yazdırdı?
Gönülle olan bağımı ve dostluğumu 29 yıldır hiç kaybetmedim. Eğer gönülle irtibatımı kopartırsam zaten müzik yapacak bir alanım kalmaz.
Yeni bestelerim de var. Bu yılın sonuna doğru, çok saygı duyduğum bir kadın sanatçıyla düet çalışmam olacak. 5 Eylül'den itibaren her çarşamba Nişantaşı Frankie'de sahneye çıkmaya devam ediyorum.
Ekim'de TV'de akustik bir müzik programına da başlayabilirim.
"Müziğe duyduğum tutkuyu tasvir edebilsem, herkes delirdiğimi düşünür" demişsiniz. Artık bu tutkuyu tanımlayabiliyor musunuz?
Evet, "Ümit delirmiş" diyebilirler ama artık eskisi kadar coşmadan anlatıyorum.
Bazı şeyleri kendimize saklamanız gerekiyor.
Benim bu derinliği yaşayabilmem için 29 yılım geçti, herkesin böyle bir imkanı yok.
BAZEN ANLATACAĞIN HİKAYE BİTİYOR
20'li yaşlardaki aşklara yazılan şarkılarla, 30 yıllık yaşanmışlığın üzerine yazılan şarkılar bir değildir. Yeni şarkılarınız daha mı derin?
Kesinlikle, asıl tadından yenmez şarkılar şimdi geliyor. Zaten göreceksiniz, bu yılın sonunda bu zamana kadar yaptığım belki de en güzel eserim çıkacak. Bu düet, şüphesiz 50 yıl çalınır ve dinlenir. Biz göçeriz bu dünyadan ama bu şarkı yine çalınmaya devam eder. Herkese iyi geleceğini düşünüyorum.
Yeni proje yapma konusunda neden bu kadar uzun aralar veriyorsunuz?
Bir zaman sonra birikim bitiyor, üretim yavaşlıyor, nadasa çekiliyoruz. Belki de anlatacağımız hikayeler bir dönem için bitiyor.
Müziğe başladığımın 10'uncu senesinde bu başıma geldi; kendimi dört-beş yıl çektim ama sonra toparlandım. Bütün piyasayı unuttum ve sadece kendimle ilgilendim.
En son 2013'te 'Kendiliğinden' albümümü çıkardım. Şimdi ikincisi, 'İnsan-Mapushane' bitmek üzere... 'Sevgilime Yazdığım Şarkılar' diye ayrı bir şey de yapacağım. Elimde bana en az 10 sene yetecek kadar eserim var.
Siz nadasa çekilince sektörde ne istediğini bilmeyen yeni yetmeler de çoğalıyor...
Sözlerim ve müziklerimde anlatabileceğim bir hikaye yoksa ortalığı meşgul etmeyi sevmiyorum ve ne güzel genç arkadaşlarımız çıkıyor. Son dönemde Merve Özbey ve Tuğba Yurt gibi çok iyi iki isim çıktı. Onlarla da yakından ilgileniyorum çünkü besteci ve söz yazarları için iyi sesler lazım. Gelecek gördüğüm isimleri tanımasam da "Sesin çok güzel, seninle ilgilenmek istiyorum" derim.
Müziğe birçok isim kazandırdınız ama yolun başındayken 'oldum' diyenler, sizi yeni keşifler konusunda küstürmedi mi?
Biz müziğin mutfağındayız ama işin para ve şöhret tarafı bazılarının dengelerini bozabiliyor.
Bir de cahillik olursa, bu üçlü çok tehlikeli oluyor. Bu üçlünün kimlerin başına ne işler açtığını gördük. Uçacaksın ama konmasını da bileceksin, yoksa çakılabilirsin.
BİR KADINI HER GÜN DAHA ÇOK SEVMEYİ SEVİYORUM
Aşk hayatınızı çok bilmesek de; şarkılarınızın sözlerine bakınca, delidehşet bir aşk adamı profili çiziyorsunuz. Aşkı çok mu derin yaşıyorsunuz?
İyi bir aşığımdır, tabii bunu birlikte yaşadığım kadın daha çok hissediyor. Şarkılar yazıyorum ona, çok mutlu oluyor. Sonuçta 12 yıldır Eda Modoğlu'yla evliliğe giden bir ilişkim var. Bir kadınla beraber olduğum zaman uzun süre, yavaş yavaş, her geçen gün onu daha çok sevmeyi seviyorum.
Aşkı bu kadar uzun yaşamak güzel de baba olmak istemiyor musunuz?
Allah nasip ederse baba olmayı da istiyorum. 36 yaşıma kadar kendimi çocuk gibi hissediyordum, artık olgunlaştım. Önümüzdeki sene ya da en geç bir sonraki sene olabilir. Yaşım geçiyor, bir aile kurmak zorundayım. Ne yaparsanız yapın; yanınızda bir kadının, bir hayat arkadaşınızın olması çok büyük bir destek oluyor. Mutluyum; müzik hayatım da, aşk hayatım da çok tatlı gidiyor.