Ünlü sanatçı Orhan Gencebay, geçtiğimiz günlerde Türkiye Musiki Eser Sahipleri Meslek Birliği'nin (MESAM) iki yıldır üstlendiği yönetim kurulu başkanlığından istifa etti. Gencebay'ın istifa dilekçesi ise geçtiğimiz günlerde bir internet sitesine düştü. Gencebay, sosyal medyaya sızan istifa dilekçesi hakkında konuştu: "Söyleyeceğimi dilekçede söyledim. Bu konunun muhattabı MESAM'dır. Kamuoyu ile paylaşmadığım bu dilekçenin nasıl sızdırıldığını araştırma görevi de MESAM'ındır." İşte Gencebay'ın istifa dilekçesi:
MESAM'ın yönetim kurulu toplantılarında; bir sanatçı topluluğuna yakışmayacak birçok davranışa muhatap oldum. Bu hareketlere, mizacım ve duygusal yapım gereği hep hoşgörü ve sabırla yaklaştım. Zaman zaman şahsıma karşı yapılan saygısızlıkları görmezlikten geldim. Ancak eser sahiplerinin ve MESAM'ın çıkarları söz konusu olduğunda, yapılan yanlışları kabul edemem, bu durumun sürdürülmesine sessiz kalamam.
Şeffaf, denetime açık bir yönetim anlayışının hepimizin ortak arzusu olmasını istedim. Diğer MESAM yönetim kurulu üyeleri Fuat Güner, Ahmet Selçuk İlkan, Recep Ergül ve Suat Suna'yla birlikte; değerli denetim kurulu üyelerinin ve saygıdeğer meslek mensuplarımızın bilgi ve denetiminin sağlanması, adil bir yönetim anlayışının ortaya konulması, hesap sorulması ve hesap verilmesi için toplantılardaki talep ve söylemlerin kamera kaydına alınıp arşivlenmesini talep ettik. Ancak bu isteğimizi içeren dilekçemiz; Arif Sağ, Cahit Berkay, Ali Rıza Binboğa, Metin Karataş, Ali Haydar Timisi ve Celal Ulusu'nun oy çokluğuyla reddedildi.
'HİYERARŞİK DÜZEN SAĞLANAMIYOR'
MESAM'da, derneğimize hiçbir yararı dokunmayan, görevini yerine getirme konusunda yetersiz kalmış personeller bulunuyor. Personel seçim ve yönetimindeki ciddi aksaklıklar giderilemiyor. MESAM Genel Sekreterimizin; defalarca "Verim alamıyorum" deyip adlarını verdiği personelimizle ilgili alınması gereken yasal tedbirler bir türlü alınamadı. Bu verimsiz ve çeşitli sorunlar yaratan, MESAM ve üyelerine yük haline gelen personellerimiz hakkında tedbir almak, değiştirmek, kurumun ve personelin verimini en üst seviyeye çıkarmak gerekiyor. Ancak bu değişiklikler; 'grupçuluk', 'sayısal üstünlük', 'benim adamım' anlayışları yüzünden mümkün olamıyor.
Personel arasında güvensizlik ve huzursuzluk var. Kurumun son yıllarda işten çıkarılan personele ödemek zorunda kaldığı yüksek tazminatlar; personel seçimlerinin, çalıştırılmasının, yönetiminin yanlış olduğunu ortaya koyuyor. Bu ortamdan kimseye hayır gelmiyor.
MESAM Hukuk Birimi'nde yaşananlar skandal niteliğinde. Bazı durumlarla ilgili mutlaka kapsamlı bir inceleme yapılması gerekiyor. Son iki yılda pek çok suistimal yaşandı. İlgili kişiler hakkında işlem yapılsa da, yaşananların bunlarla sınırlı olmadığı izlenimi var.
'NEZAKET DIŞI YAKLAŞIMLAR VAR'
Lisanslama birimi, görevini yerine getirme konusunda eksik ve etkisiz. Eser sahiplerinin gelirlerini artıracak hiçbir çalışma yok. MESAM, yaklaşık 9 bin üyesi olan bir telif hakları kuruluşu. Koruması altındaki eserlerin teliflerini artırmak ve dünya ölçeğindeki gibi en üst seviyede toplamak dışında MESAM'ın hiçbir amacı yok.
Yönetim kurulunda yaşanan gruplaşmalar, nezaket ve saygı dışı yaklaşımlar ve davranışlar nedeniyle pek çok çalışma hayata geçirilemiyor.
2016'da gerçekleşen 14. Olağan Genel Kurulu öncesinde bana sunulan iş birliğini kabul etmiştim. Verimli, güvenli, MESAM'a yakışır yönetim anlayışının sağlanmasına yönelik önerilerimizin kabul görmemesi nedeniyle, üzülerek istifa ediyorum. Yönetim kurulu üyesi olarak iyi niyetle doğruları söylemeye ve eser sahiplerinin haklarını korumaya devam edeceğim."
'SIRADAN BİR DERNEK DEĞİL'
MESAM bir kahvehane, sıradan bir dernek değil. Yaklaşık 9 bin üyesi olan bir kurumun profesyonelce yönetilmesi ve eser sahipleri için yararlı çalışmalar yapması şarttır. Her genel kurul öncesi yaşanan algı operasyonları, kuruma ve mensuplarına yarar getirmiyor. Sürdürülmeye çalışılan yönetim anlayışı ile MESAM 'ın yasal, etik ve amacına uygun faaliyet göstermesi mümkün olmuyor.
'BENİM ADAMLARIM' SÖYLEMİNİ KABUL EDEMEM'
Vatanına ve milletine büyük bir aşkla bağlı bir sanatçıyım. Bütün dil, din, mezhep ve siyaset farklılıklarına büyük saygı duyuyorum. Bütün renklerin başımın üstünde yeri vardır. MESAM da müzik anlamında bu renklerin tümünü bünyesinde barındıran bir kurum. Ülkemizde her renk, her kültür, her inanç vardır ancak ayrışma yoktur ve olmayacaktır.
'HEPİMİZİN GÖREVİ'
MESAM, etnik köken ve inanç üzerinden örgütlenerek faaliyette bulunulacak veya ele geçirilecek bir kurum değildir. 'Benim adamlarım' veya 'Bize oy verecekler' gibi söylemleri kabul etmem mümkün değildir. Üyelerin siyasi görüşü, inancı, kültürü ne olursa olsun; hepsi bizim için değerli, hepsi bizim başımızın tacıdır. Onların arasında kaynaşmayı sağlamak, sadece benim değil, hepimizin görevi.