Bu sabah Söylemezsem Olmaz programında, Beşiktaş'ın eski kaptanı İbrahim Toraman'ın eşine şiddet uyguladığı haberleri gündeme geldi.
Programın yorumcusu Oya Aydoğan'ın yeğeni olan Eylem Toraman, eşi İbrahim Toraman'ın kendisine şiddet uyguladığı haberlerini doğruladı. İbrahim Toraman ise dün akşam çıktığı canlı yayında şiddet iddialarını yalanladı. "Ailede kavgalar olur ancak eşime şiddet uygulamadım" dedi.
Eylem Toraman'ın açıklamaları ise bomba etkisi yarattı.
İlk kez konuşan Eylem Toraman, İbrahim Toraman'la evlendiği zaman hamile olduğunu söyledi ve "İbrahim başta çocuğu istemese de sonrasında bana romantik bir evlenme teklifi yaptı ve evlendik" dedi. "İbrahim, bana hamileyken şiddet uyguladı. Zorla evlilik sözleşmesi imzalattı. Evin ihtiyaçlarını ben aldım. Market alışverişlerini de ben yaptım. İbrahim evliliğimiz boyunca bana maddi anlamda hiç destek olmadı" diyen Eylem Toraman açıklamalarına şöyle devam etti:
"Aslında ceviz kabuğunu doldurmayacak bir olaydan çıktı bu olay. İbrahim Bey 3-4 günlüğüne Milano'ya gitmişti. Çocuğum hastaydı, kendisinin yengesi gelmişti bize. O gün de perdeci gelmişti, onun yokluğunda. Kendisi buna çok sinirlendi, 'Neden ben yokken geldi' diye. Sadece onun yengesi değil, benim annem babam da evdeydi. Ondan bana bir siniri vardı. Ben çay alacaktım kendime, çocuk vardı kucağımda, elimden çay bardağı düştüğü için çok sinirlendi ve beni dövdü saldırdı, kafama çok fazla darbe aldım, kafamı mermere çarpıp baygınlık geçirdim. Ben de babamı aradım yardım istedim. Babam da gelirken 'Polisi ara' dedi. Babam 'Yaklaştım' diye aradığında 'Baba neden geliyorsun' dedim çünkü şuurumu kaybetmiştim. Polis ve ambulans geldi, bundan sonra uzaklaştırma kararı çıktı 6 aylık.
Maalesef çok aşıktım, ondan evlendim. Almanya'dan bir yıllığına iş için Türkiye'ye geldiğimde İbrahim Bey'le tanıştık ve aşık olduk. Sabrettim düzelir diye, çok fazla fedakarlık yaptım. Ailemin üzülmesini istemediğim için çoğu şeyde sustum ama onun ailesi bunu bildiği halde müdahale etmedi hatta kuzeninin yanında da şiddet gördüm.
Hiçbir zaman benim kıskançlığımdan kavga çıkmamıştır. Genelde o kıskandığı için kavga ediyorduk. Ben evliliğim süresince kendisinden hiç maddi destek görmedim. Ben paramı kendim kazandım ve kendi masraflarımı kendim harcadım. Evin bütün masrafları benim üzerimeydi. Son 2 aydır kendisi harcamakta, destek olmakta maddi konuda. Bir kredi kartı verdi son kavgadan sonra ama 2 gün sonra bu kartı kapattırdı. Kendisinin bana asıl siniri, benim polis çağırmamdan. Onu rezil ettiğimi düşünüyordü ama benim o sırada can güvenliğim yoktu.
İbrahim Toraman'ın birisine aşık olduğunu, ciddi bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum. Kendisi evlilik için uygun biri değil. Sabahları eve gelir, kendisi özgürlüğüne düşkün bir insandır. 'Ben gidiyorum' diye söylüyordu sadece. Ben gitmesini istemiyordum ama yine de gidiyordu, ne yapabilirdim ki? Bu olayın ortaya çıkması kariyeri için çok kötü olacak, ne yaşanmış olursa olsun o benim çocuğumun babası, bu olayın açığa çıkmasını istemezdim, keşke anlaşmalı bir biçimde boşanabilseydik.
Bugün boşanma davası açıyorum. Beni ailesinden hiçbiri aramadı, İbrahim Bey de arayıp oğlunu sormadı. Ne maddi ne manevi bir destek görmedim. Hamileyken de şiddet gördüm. Beni AVM'nin ortasında da dövdü, hatta bunun haberleri de çıktı.
2 tane telefon kullanıyordu. Telefonunda bir şifre vardı, telefona bakma şansım yoktu. Ama birkaç kez gelen telefonları açtım ve bir kadın çıktı, Milano'dan olduğunu öğrendim. 'Sen bir babasın, gece hayatın olmamalı' dediğimde, 'Sen beni böyle tanıdın, bunlara katlanacaksın' diyordu. Ve kendisine karşı hala duygularım sevgim bitmedi, boşanma kararı almamın sebebi de çocuğum.
Onu ben doğurdum, sorumluluğun çoğu bende, onun için bunu yapmalıyım. Kendisi de boşanmaktan yana. Aşk gözümü kör etti ama başka kadınlar susmasın. Bu, topluma bir ibret olsun. Ben bir avukat olarak bunu yaşadıysam, toplumda hala kadına şiddet var demektir."