Türk halk müziğinin güçlü sesi Şükriye Tutkun, GÜNAYDIN'a konuştu. Yetiştirme yurdunda büyüyen Tutkun, kendisine 'Yandaş' diyenlere "Evet yandaşım, hiçbir partinin değil, devletimin yandaşıyım çünkü devletim benim babam oldu" dedi.
Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen konserlerde siz de yer aldınız. Konser nasıl geçti, biraz anlatır mısınız? 24 yıldır sahnelerdeyim, şarkılarımı söylüyorum. Ama inanın şimdiye kadar verdiğim en güzel konserlerden biriydi. Sanatçıya yakışır şekilde bir ses düzeni, ışık sistemi vardı. Ayrıca Boğaz'ın esintisi, gökyüzünde yıldızlar, mis gibi hava, az da olsa izleyenlerle çok güzel oldu konserimiz. Orkestra arkadaşlarım ve ben çok mutlu olduk. İzleyenlerden de olumlu yorumlar alıyorum.
SALDIRILARI ANLAMIYORUM
'Yandaş sanatçılar' diye sanatçıları kategorize eden bir kesim var. Özellikle Cumhurbaşkanlığı konserlerine katılan sanatçılara yönelik kullanılıyor son günlerde. Ne diyeceksiniz?
Maalesef yorumları üzülerek okudum. Özellikle Cahit Berkay, Alpay, Özdemir Erdoğan gibi müzik tarihine geçmiş isimlere yapılan saldırıları anlamak mümkün değil. Benim için de yazdılar, önemli değil. Ben 14 yıl devletin yetiştirme yurtlarında kaldım. Devletin korumasında yetişmiş devletin sanatçısı olarak Cumhurbaşkanlığı forsu önünde konser vermek benim için öncelikle vazifedir. Şeref duydum teklif edildiğinde. Başka sanatçılar bu duyguyu anlayamaz. Biz yurtta yetişenler için devletimizin yeri ayrıdır; devlet bizim babamızdır, ailemizdir. 'Yandaş' diyorlar bana, evet yandaşım, hiçbir partinin değil, devletimin yandaşıyım çünkü devletin çocuğuyum. Ben nankör değilim, beni koruyan, gözeten, anneminbabamın, akrabalarımın yapmadığını yapan, kocaman kanatları olan devletime tüm yurtlu kardeşlerim gibi minnettarım ve ömrümün sonuna kadar da bağlı kalacağım.
CHP'li belediyelerin Binali Yıldırım ile verdiğiniz fotoğraf sonrası konserlerinizi iptal ettiğini söylediniz. Bu ambargonun uygulanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Birkaç belediye ile yaşadığım sorun yüzünden tüm CHP'li belediyeleri zan altında bırakmak istemem. Ama İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleriyle ilgili sorunlar yaşadım, ertelenen konserleri her ne kadar inkar etseler de yayınlanan fotoğraftan sonra tekrarlamadılar. Defalarca aradığım, bir konser için sözleşme yaptığım halde altı yıl oldu sesleri çıkmadı.
ÖĞRETMENLERİM ANNEM DEVLETİM BABAM OLDU
Sizin çok zorlu bir yaşamınız oldu. Aileniz olmasına rağmen yetiştirme yurdunda büyüdünüz... Benim
ben olmamı
sağlayan,
beni var eden
yaşadıklarım. 2 yaşımdan 16 yaşıma
kadar devletin koruması altında
İstanbul'un çeşitli yetiştirme yurtlarında
kaldım. Öğretmenlerim,
hademelerim annem, devletim ve
müdürümüz babam oldu. Kalbim
kırıktı terk edildiğim, hiçbir akrabam
tarafından
sahip
çıkılmadığım
için ama bu
beni daha
fazla hayata
bağladı. İnadına
okuyup bir
yerlere gelip
onları pişman
edecektim beni
terk ettiklerine.
Çok güzel
öğretmenlerim, arkadaşlarım
oldu. O zaman üzülüyordum ama
yurttan ayrılma zamanım geldiğinde
çok ağladığımı hatırlıyorum,
hiç ayrılmak istememiştim. Evim,
kaldığım yurt, ailem de öğretmenlerim,
arkadaşlarım olmuştu.
SOSYAL MEDYADA DÜZENLEME VE CEZALANDIRMA ŞART
Geçtiğimiz günlerdeki açıklamalarınızdan dolayı sosyal medyada hedef gösterilmiş biri olarak sosyal medya için düzenleme yapılmasına sizce ihtiyaç var mı?
Aslında sadece sosyal medyada değil,
insanlar arasında da bir düzenlemeye gidilmeli,
insanlar kendini biraz düzeltmeli
artık. Hiç mi büyümeyeceğiz! Birbirine
saldıran gruplar, birbirinin açığını bulup
yerden yere vuranlar, iftira atanlar, karalayanlar,
hakaret, tehdit, taciz... Nasıl bir
kin kusmak, nasıl her şeyi bilinçlice yanlış
anlayıp çirkin yorumlar yapmak... İnanın
yapılan yorumları okurken ben utanıyorum.
Bana yapılan hiç kalıyor onların yanında.
Hele geçtiğimiz günlerde dünyaya yeni
merhaba demiş bebeği sözlerle taciz edip
ailesine hayatı kapkara edecek kadar seviyesizleşen
bu zihniyeti hiçbir zaman anlayamayacağım.
Düzenleme ve cezalandırma
şart, bizler bundan anlıyoruz zira.
ÜNLÜ ÜNSÜZ FARK ETMİYOR ŞİDDETİN SEBEBİ İLETİŞİMSİZLİK
Son zamanlarda ünlü erkeklerin kadına şiddet haberleri gündeme geliyor. Siz bu tablo için ne söylemek istersiniz?
Şiddetin önüne geçmek için şiddeti
hayatımızdan çıkarmayı istemek lazım.
O kadar tahammülsüz olduk ki her şeye
kızıyoruz, hiddetleniveriyoruz. Aşık
Veysel'in Uzun İnce Bir Yoldayım türküsünün
hikayesi geldi aklıma. Kendisini
terk edeceğini bildiği eşinin, gece evden
kaçarken giyeceği ayakkabısının içine
bir tomar para koyuyor. Bu memlekete
töre cinayetleri, kadına karşı uygulanan
şiddet mi yakışır yoksa Aşık Veysel gibi
hayatında hiç kitap okumasa, okuyamasa
bile kitap gibi hayatlar yaşayan adamlar
mı? Konuya ünlü ünsüz diye ayırt etmeden
yaklaşmak gerekirse yorumum şu
olur; çağımızın en büyük sorunu iletişimsizlik
ve bu beraberinde şiddeti getiriyor.
KOMŞUMU SAVUNDUĞUMDAN SOLCU ARKADAŞLARIMIZIN HEDEFİ OLDUM
Türküleriniz bir dönem sol kesimler tarafından çok dinleniyordu. Ancak son günlerde en çok sizi bu kesimler eleştiriyor...
İnsanların araştırmadan körü körüne kirli bilgilerle insanları
kirletmeye çalışması büyük haksızlık. Önyargı en büyük
düşmanımız. 'Kaçak inşaat yapıyor, yalıda oturuyor' dedikleri
komşumu savunduğum, yalanlarını yüzlerine vurduğum
için solcu arkadaşlarımızın hedefi oldum. Bu kişi önemli bir
kişi olmasaydı kimsenin umurunda olmayacaktı. Nitekim
20 yıllık komşumuz kanser hastası Zeynep Teyze ve yine
kanser hastası oğlu rahmetli Bekir'in oturdukları vakıf
evi satıldığında, gözlerinin yaşına bakmadan insanları
sokağa attılar ve ne acıdır ki o ev şu an hâlâ boş. Hiçbir
Kuzguncuklu entelektüel, solcu arkadaşımız destek
olmadı. Çünkü sansasyonel bir durum yoktu bu
olayda. Aksiyon yoktu, heyecan yoktu.
O HABER SONRASI BELEDİYEDEN ARKA ARKAYA ARADILAR
GÜNAYDIN'da Beşiktaş Belediyesi'nin paranızı ödemediğine dair haber çıktıktan sonra belediyenin sizi aradığına dair bilgi aldım. Doğru mu?
Ne yazık ki doğru. Üç
yıldır bu arkadaşlardan
konser ödemesiyle ilgili
haber bekliyorum. Murat
Haznedar başkanken yapılan
konseri kimse üstlenmek
istemedi, aramadığım
CHP'li kalmadı tanıdık. Hiç
kimse yardımcı olamadı.
CHP'li bir başka belediye
başkanı bile sağ olsun o
kadar uğraştı ki o da pes
etti. Tatsızlık olmasın istedim,
'Bedava bir konser
daha yapalım, bu sizlerin
suçu değil' diye teklif ettim,
kabul ettiler, ama tarih
vermediler. Ta ki haber
olana kadar. Keşke böyle
olmasaydı. Şimdi arka
arkaya arıyorlar ama artık
avukatımla konuşacaklar.