Uğraşmışlar, araştırmışlar, kitabını çıkarmışlar. Ben de sizlere aktarıyorum... Çareyi sağda solda aramadan önce, en basitinden başlayarak genç kalabilirsiniz.
Efendim bu Japonlar diyor ki; 'Hara hachi bu', yani karnını yüzde 80 doyur. Doymaya başladığın anda çatalı bırak. Yemeğin üstüne tatlı yemek zorunda değilsin.
Japonlar küçük tabaklarda, küçük porsiyonlarda yemek yiyor. Günlük 1.800-1.900 kalorinin üstüne çıkmıyorlar.
Haftada üç kez balık ve her gün bolca sebze yiyorlar.
Topluma hizmet etmek onlar için önemli. Sosyal sorumluluk işleri yapıyorlar, yemekler yiyorlar, çalışıyorlar, birbirlerine yardım ediyorlar.
Kaç yaşına gelirlerse gelsinler, doğum günlerine çok önem veriyorlar. Hatta onlar için her özel gün önemli. Çünkü hayatı kutluyorlar.
Aile-arkadaş bağlarına önem veriyorlar.
Stresten uzak yaşıyorlar. 'Aman canım şehir hayatında stresten nasıl uzak duralım ki?' demek yok. Meditasyon, yoga, nefes, dua, doğayla baş başa kalmak ve mindfulness gibi yöntemlerle stresi azaltabilirsiniz.
Yan gelip yatmıyorlar; bütün işlerini kendileri yapıyorlar.
Sadece bedenlerini değil, beyinlerini de aktif tutuyorlar. Monotonluğa teslim olmuyorlar. Siz de hiç ilgilenmediğiniz konularda kitaplar okuyup yürümediğiniz sokaklarda gezinip hiç dinlemediğiniz türde müzikler dinleyip zeka oyunları oynayabilirsiniz.
Hobilere önem veriyorlar; kişiyi geliştirdiğine, zihni diri tuttuğuna inanıyorlar.
İyi ve doğru uyku olmazsa olmazları.
zarar veren şeylerden uzak duruyorlar. Bize göre örneklersek; cep telefonu bağımlısı olmayın, şekerden uzak durun, negatif insanlarla görüşmeyin, hoşunuza gitmeyen şeyleri yapmayın, kötü alışkanlıklarınızı bırakın, boşa zaman geçirmeyin.
Gülümsüyorlar, umutlarını kaybetmiyorlar, pes etmiyorlar.
Sahip oldukları her şey için, her gün şükrediyorlar, teşekkür etmeyi elden bırakmıyorlar
Öğrenci ruhlarını koruyorlar. Heyecanlarını yitirmiyorlar.
Ve tabii ki Ikigai'lerini biliyorlar. Kendilerine