Galata Diyalog Derneği'nde düzenlenen 'Karanlıkta Yemek' konseptiyle sonunda ben de tanıştım.
Basitçe özetlemek gerekirse; zifiri karanlıkta yemek yiyorsunuz. Işık saçmasın diye girişte cep telefonlarınızı bile alıyorlar. En başta görme engelli bir garson, arkada da bir grup insan, tek sıra halinde öndekinin omzunu tutarak zifiri karanlığa dalıp masalarınıza oturuyorsunuz.
Görme engelli garsonlar servis yapıyor, görme engelli müzisyenler çalıyor, söylüyor ve yemeğinizi afiyetle yiyorsunuz. Görme engellilerle empati kuracağınız daha etkileyici bir mekan olamaz!
Ama bu mekanın asıl vurguladığı; gözlerinizden sonra gelen diğer duyu organlarınızın ne kadar değerli olduğu.
Dokunmak, duymak, koklamak ve hatta tatmak daha anlamlı oluyor.
TURKCELL ENGEL TANIMAYANLAR
Turkcell'in iletişim danışmanlığını yapan İz İletişim'den Nedim Özkan bu yemeğe davet ettiğinde böylesine ilginç bir deneyim yaşayacağımı tahmin etmemiştim.
Turkcell'in 'Engel Tanımayanlar' projesiyle, engelli vatandaşlarımız için geliştirdikleri yeni teknolojik uygulamalar ve sosyal sorumluluk projeleri için bundan daha iyi bir tanıtım olamazdı.
Görme engelli olmanın ne anlama geldiğini kısa bir süre bile olsa hissetmek, engelliler için yapılan yardım projelerinin değerini daha iyi anlamanıza yardımcı oluyor.
Turkcell ne mi yapıyor?
Vallahi 'Engel Tanımayanlar' projesini anlatmak için yerimiz sınırlı ama yine de önemli gördüğüm bazı yenilikleri ikinci yazımda özetlemeye çalıştım. Bu arada Galata Diyalog Derneği'nin her türlü organizasyona kapısı açık.