Hamilelik gibi bağışıklık sisteminin korunmasının önemli olduğu bu dönemde, anne adaylarının daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Central Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yaren Tuba Bektaş, kış aylarında üst solunum yolu hastalığına yakalanan anne adayları için önerilerde bulunarak, hastalığın tedavi yolları hakkında bilgiler verdi.
Sonbahar ve kış aylarında doğada mikropların görülme sıklığı artar. Özellikle kapalı alanlarda (işyeri, okul, kreş, vb.) uzun süre kalma, havalandırmanın iyi olmaması, soğuk nedeniyle vücudun direncinin düşmesi, sigara dumanı, düzensiz ve yetersiz beslenme gibi etkenler üst solunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığını artırır. Normal kişilerde bile oldukça rahatsızlık veren bu tür sorunlar, gebelik döneminde daha fazla sıkıntı yaratabilir. Anne adayları bu dönemde bebekleri için daha fazla endişe duyabilir.
Soğuk algınlığı ve grip aynı değildir
"Soğuk algınlığı ve grip çoğu zaman birbirinin yerine kullanılsa da aslında birbirinden farklı durumlardır" diyen Op. Dr. Yaren Tuba Bektaş, "Bu iki hastalığa da farklı tipte virüsler sebep olmaktadır. Soğuk algınlığı daha çok burnu etkiler. Anne adayında burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, gözlerde kızarıklık, hafif boğaz ağrısı, kulak ağrısı ve hafif öksürük olabilir. Ancak bu şikayetler şiddetli değildir ve sıklıkla ayakta atlatılabilir. Gripte belirtiler daha şiddetli olup vücudun diğer bölgelerinde de farklı şikayetlere neden olabilir. Özellikle ateş, titreme, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, soluk almada güçlük, baş ağrısı, tüm vücudu etkileyen kas ağrısı, halsizlik ve iştahsızlık görülebilir" dedi.
İlaç kullanımına dikkat edin
Soğuk algınlığı ve grip gibi viral enfeksiyonlarda spesifik bir ilaç tedavisinin olmadığını belirten Bektaş, "Antibiyotikler virüslere etki etmediği için bu hastalıklarda kullanılmaz. Bu hastalıklar genel olarak istirahat, bol sıvı alımı, vitamin takviyeleri ve belirtilere göre ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlarla tedavi edilir. Bu ilaçların hiçbiri doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Bunlarla birlikte yine gebeliği etkilemeyen burun spreyleri ve öksürük ilaçları eklenebilir. Antibiyotikler sadece sinüzit, bronşit ya da zatürre gibi bakteriyel enfeksiyonun eşlik ettiği durumlarda kullanılır" dedi.
Kapalı mekanlar risk yaratıyor
Kışın kapalı ortamların hastalıklara zemin hazırladığına da dikkat çeken Op. Dr. Yaren Tuba Bektaş, "Bu hastalıkların anne adayına bulaşması damlacık enfeksiyonu şeklinde olur. Virüslü olan kişinin hapşırması halinde, çok sayıda virüs hava yoluyla diğer kişilerin dış ortama açılan ağız, burun, göz gibi alanlarından enfeksiyonu oluşturur. Virüsün bulaştığı kişiler 2 gün süreyle kendileri de bulaştırıcı olurlar. Hastalarda ilk belirtiler olduğunda, bulaşıcılık daha fazladır. Bulaşma temas halinde bile gerçekleşebilir. Bu nedenle gebelerin kalabalık ve kapalı ortamlardan özellikle kış aylarında uzak durması gerekir. Ayrıca eller sık yıkanmalıdır. Düzenli uyku, stresten uzak yaşam, vitamin içeriği yüksek taze meyve ve sebzeler ile beslenmek vücut direncini artırarak korunmayı sağlar" dedi.
Grip aşısı yaptırılabilir
Grip aşısının canlı virüs içermeyen hamilelikte ve emzirme döneminde kullanılabilen güvenli bir aşıdı olduğunu belirten Bektaş, "Salgın mevsimlerinde ya da şeker hastalığı, astım gibi yüksek risk faktörü olan gebelere ilk trimester sonunda veya 2. 3. trimesterde aşı yapılabilir. Bununla birlikte annede gelişen antikorlar bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında bebeği de gribe karşı koruyacaktır. Aşı için en ideal dönem Ekim ya da Kasım aylarıdır. Aşı sonrası koruyuculuğun başlaması için 1-2 haftaya gerek vardır. Grip aşısı yan etkileri enjeksiyon alanında şişlik, lokal hassasiyet, hafif ateş, halsizlik, nadiren alerjik reaksiyon olabilir. Aşı hazırlanırken yumurta kullanıldığı için yumurtaya alerjisi olan gebeler aşı olmamalıdır" dedi.