Tıbbi açıdan bir sakıncası yoksa bebeğinize kavuşmanın en doğal ve ideal yönteminin normal doğum olduğunu belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Rana Karayalçın, "Genel prensip olarak normal doğumun başlaması, ilerlemesi süresince bebek açısından bir sorun ortaya çıkmaması durumunda vajinal doğumu tercih ediyoruz. Rahat gerçekleşen bir normal doğum, anne ve yeni doğan bebek açısından birçok avantaj sağlıyor" dedi.
Sezaryenin ise normal doğumun anne ve bebek için risk oluşturabileceği durumlarda kaçınılmaz olduğunu ifade eden Karayalçın, "Zira, o taktirde sezaryen anne ve bebeğin hayatta kalmasını sağlıyor" diye konuştu.
"Doğum sancısı efsanelerine kulak vermeyin; korkuya gerek yok diyen Doç. Dr. Karayalçın, "Uzmanların normal doğumun avantajlarını sık sık dile getirmelerine karşın kimi anne adayları normal doğuma çeşitli korkular nedeniyle uzak bakıyor. Oysa korkuya gerek yok diyor uzmanlar. Korkunuzu yenmek için anlata anlata bitirilemeyen doğum efsanelerine kulak vermemek gerekiyor. Doktorunuzla korkularınızı paylaşıp destek almak önem taşıyor. Nefes egzersizleri yaparak ve uzman doktorun takibinde olarak da normal doğuma en iyi şekilde hazırlanılabiliyor. Normal doğumun anneye ve bebeğe birçok faydası var" şeklinde konuştu.
Normal doğumun bebeğe faydalarını anlatan Karayalçın, "Normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerde solunum sıkıntısı gelişme riski daha az oluyor. Bunun nedeni bebeğin doğum kanalından geçerken uğradığı baskıdan dolayı akciğerlerindeki amnion suyunun atılması olarak düşünülüyor. Bebeğin normal doğum sırasında doğum kanalından geçerken ağzı ile temas ettiği bakteriler bağışıklık sisteminin gelişmesinde faydalı rol oynuyor. Normal doğumun ilerlemesi sırasında bebekte meydana gelen hormonal dalgalanmaların bebeğin doğumdan sonra anne ile bağlantı kurmasında faydalı olduğu düşünülüyor. Normal doğum sırasında bebekte salgılanan mutluluk hormonu bebeği dış ortama hazırlıyor. Normal doğum ile doğan bebeklerin anne memesini emme, memeye masaj yapma gibi becerilerinin daha iyi olduğu görülüyor. Normal doğum sonrası anne ile bebek arasında cilt teması daha hızlı ve kolay gerçekleşiyor. Bu temas bebeğin anneye bağlanması ve gelişimi açısından büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Normal doğumun anneye faydalarını da vurgulayan Karayalçın, şöyle devam etti:
"Normal doğum sonrası annenin ağrıları sezaryene göre çok kısa sürede kayboluyor. Anne rahatlıkla bebeği ile ilgilenebilir hale geliyor. Hareket kısıtlılığı yaşamıyor. Normal doğum yapan anneler hastaneden daha kısa sürede taburcu ediliyor. Doğumdan sonra anne hızla iyileşip günlük hayata dönebiliyor. Normal doğum yapan bir anne büyük bir güven ve başarma duygusu hissediyor. Normal doğumda sezaryene göre doğum sırasında anne ölüm oranı daha az oluyor. Normal doğum yapan annenin rahminde bir kesi veya hasar oluşmadığı için sonraki doğumlarını da normal yolla yapma şansı bulunuyor. İleriki hayatında geçirebileceği karın ameliyatları için bir risk taşımıyor. Normal doğumda doğum sonrası enfeksiyon ve kanama benzeri komplikasyonlar daha az oluyor."
Cerrahi bir yöntem olan sezaryenle doğumun son yıllarda dünyada ve Türkiye'de hızla arttığına dikkat çeken Karayalçın, "Gebeliğe eşlik eden medikal problemlerin artışı (ileri anne yaşı, obezite, çoğul gebelik, diyabet, hipertansiyon ve preeklamsi) nedeniyle daha yüksek oranlara çıkabileceği düşünülmektedir. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü uzun süredir anne adaylarını normal doğuma yönlendirmenin çalışması içinde. Buna karşın anne ve bebeği açısından risk oluşturan durumlarda sezaryen şart" dedi.
Doç. Dr. Karayalçın, "Sezaryenin en büyük avantajı ve önemi kritik durumlarda hayat kurtarıcı olması. Normal doğumun sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı durumlarda anne ve bebek için hayat kurtarıcı" dedi.
Türkiye'de ve dünyadaki sezaryen oranlarını açıklayan Karayalçın, şunları kaydetti:
"Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de son yıllarda sezaryen oranlarında ciddi artış dikkat çekiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1970'lerde yüzde 15 olan oran günümüzde yüzde 40 yükselmiş durumda. Latin Amerika'da yüzde 25, İtalya'da yüzde 40, Çin'de yüzde 46, Kuzey Avrupa ülkelerinde ise sadece yüzde 15 oranında. Sezaryen oranlarının azaltılmasında sezaryenin erken ve geç sekellerinin gebelerle paylaşılmasının, uygun zamanlarda yapılan gebe takip programlarının, doğum sırasında uygun ağrı kesici yöntemlerin kullanılmasının etkili olması umulmaktadır."