Araştırmalara göre, kadınların yüzde 90'nının hamilelik ve doğumla ilgili korku ve kaygı yaşadığını söyleyen ve "İnsan bilmediği şeyden korkar" diyen Uzman Psikolog Sibel Deniz Toledo, korkuyla başa çıkmada ilk adımın yeterli bilgi edinme olduğunu belirtti.
Bilgiyi doğru kaynaktan almak kadar bilginin veriliş tarzının da önemli olduğunu vurgulayan Toledo, doğumla ilgili en çok yaşanan korku ve endişeleri, "Öncelikle doğum esnasında çekilecek ağrının şiddetine dayanamama korkusu, yabancı bir ortamda yalnız ve çaresiz kalma, bebeğin başına kötü bir şey gelme riski, doktora ya da hastaneye ulaşamama ve doğum sonrası cinsel hayatın olumsuz etkilenme olasılığı sayılabilir.
Ayrıca, anestezi korkusu, bilinci kaybettikten sonra kontrolün başkalarının elinde olması, ameliyat esnasında ve de sonrasındaki ağrılar, operasyon sonrası iyileşme döneminin uzun olması şeklinde çerçevelenebilir" şeklinde özetledi.
Kadınların ilk gençlik yıllarından itibaren, çevredekilerin travmatik doğum hikayeleriyle yoğrulduğunu belirten Uzman Psikolog Sibel Deniz Toledo, bu durumun doğum korkusuna yol açtığını söyledi.
Sosyal ve duygusal boyuttaki ağrılar
Ağrının anlamı kültürden kültüre değişir, sosyal ve duygusal boyutları vardır. Ağrı çekmek anneliğe geçişin ilk kuralı gibi görülür. Ama her kadın bu ağrıyı aynı düzeyde yaşamaz. Öncelikle her insanın 'ağrı eşiği' dediğimiz fizyolojik bir ağrıya dayanabilme sınırı vardır. Bu kimi insanda yüksek, kimi insanda düşüktür. Bunun yanında doğum ağrısının bir de psikolojik boyutu vardır ve bu birçok konuyla alakalıdır. Kadınlık kimliği ile ilgili çatışmalar, karı-koca ilişkileri, gebeliğin isteğe bağlı olup olmadığı, travmatize edici eski tecrübeler hatta anne adayının kendi annesiyle olan ilişkileri bile bu duyguyu etkilemektedir. Her kadının doğumuyla ilgili bir cesaret hikayesi vardır ancak abartılı hikayelerin çoğunun altında kadının kendini önemli bir noktaya çıkarma ve dikkati üzerinde toplama ihtiyacı görülür.
Korkularınızı mutlaka paylaşın
Uzman Psikolog Sibel Deniz Toledo, doğum korkusuyla başa çıkmada, ilk adımın anne adayının kendisini en çok endişelendiren konuyu iyi bilmesi, bunu doktoruyla ya da doğum öncesi kurslara katılarak çözmeye çabalaması, çabalar yetersiz kaldığında bireysel bir psikolojik destek alması olmalıdır dedi. Doğuma eşin katılımı özellikle yabancı bir ortamda (doğumhane) yalnız kalma korkusuna yardımcı olmaktadır. Bunun yanında doğum personelinin doğum sırasındaki pozitif ve destekleyici tutumları, anneyi doğum süresince bilgilendirmek ve bir sonraki aşamanın ne olduğunu anlatıp doğuma onun da katılımını sağlamak annenin kontrol duygusunu güçlendirecek ve korkusunu azaltacaktır. Korku azaldığında ağrı kesici ihtiyacı da azalmakta ve doğum süresi kısalmaktadır.
Doğuma hazırlık dönemi
Her kadının doğumda gevşemeyi, rahatlamayı öğrenmesi ve doğum hakkında bilgilenmesi gerekmektedir diyen Sibel Deniz Toledo, bunun en faydalı ve efektif yönteminin doğuma hazırlık eğitimi olduğunu vurguladı. Biz doğuma hazırlık eğitiminde, kadınlara doğumun ne olduğunu, doğumda kasların nasıl çalıştığını, doğum sırasında hangi nefesleri kullanarak rahatlayacaklarını, ilaç dışı rahatlatıcı ve gevşetici teknikleri öğreterek bu süreci korku duymadan, gerilmeden geçirmelerine yardımcı oluyoruz. Böylece korku, gerginlik, ağrı çemberine girmeden korkmadan daha rahat, daha coşkulu, daha pozitif anılarla hatırladıkları korkusuz bir doğum deneyimleme imkanına sahip oluyorlar.