Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur, lazerin genel anlamıyla tek dalga boyunda yoğunlaştırılmış ışık anlamına geldiğini ifade ederek, "Etkisini de şu şekilde gösteriyor; kıl köklerindeki melanin adı verdiğimiz renkli pigmenti tanıyarak ısı enerjisine dönüşüyor ve kıl kökünü tahrip ediyor" dedi.
Lazer epilasyonun birkaç süreçten oluştuğunu anlatan Dr. Öznur, "Önce alan temizleniyor, ardından bu alandaki tüyler kısaltılarak lazerle taranıyor. Lazer enerjisi deriden geçip kıl folikülündeki pigment tarafından emiliyor. Saniyeden kısa süre içinde tedavi edilen kıl folikülleri etkisiz hale getiriliyor. Alanın genişliğine bağlı olarak tedavinin süresi birkaç dakikadan birkaç saate kadar çıkabiliyor. Tüyler de 2-3 gün içinde kendiliğinden dökülüyor" ifadesini kullandı.
Lazer epilasyonun geleneksel yöntemlere nazaran çok daha kısa sürmesi ve kıyaslanamayacak kadar daha güçlü olmasından dolayı tercih edildiğine dikkat çeken Dr. Öznur, epilasyonun kalıcı olmasının, yok denecek kadar az acı vermesinin ve kısa sürede geniş alanların taranabilmesinin bu yöntemin diğer üstünlüklerini oluşturduğunu kaydetti. Dr. Öznur şöyle devam etti:
"Kurallara uygun yapılan hiçbir lazer türü kötü sonuçlara yol açmıyor. Ancak olumsuz bir tablonun ortaya çıkmaması için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Öncelikle kullanılan lazer cihazı ve türü araştırılmalı. Herkesin kıl ve ten tipi farklı oluyor. Bu yüzden tipe göre uygun olan lazer cihazları bulunuyor. Güvenli ve etkin şekilde olması için kıl ve cilt tipine göre değerler doğru belirlenmeli. Cilt rengi, kıl yoğunluğu, kıl rengi ve kalınlığına bakılarak doğru enerji tespit edilmeli. Bu belirleme aşamasında bir dermatoloji uzmanının karar vermesi çok önemli. Dolayısıyla mutlaka dermatolog veya onun kontrolünde çalışan bir uzman ve hijyene verdiği önemle de ön plana çıkan özel hastaneler ile klinikler tercih edilmeli. Bunların yanı sıra cildin güneşten korunması da şart."
Dr. Öznur, sağlığa herhangi bir zararı olmayan lazer ışınlarının hedefinin kıllar olduğunu belirterek, bu yüzden çevre dokulara zarar vermediğini kaydetti. Dr. Öznur, olabilecek en kötü yan etkisinin kabuklanma olan bayanlarda gelişen kalıcı olmayan lekeler olduğunu anlatarak, bu lekelerin kısa süre sonra kendiliğinden iyileştiğini belirtti. Lazer epilasyonun güneşten koruyucu kremler düzenli kullanıldığı sürece her mevsim yapılabildiğini vurgulayan Dr. Öznur, ancak bazı hastalarda yüz bölgesine yaz ayında lazer uygulamanın riskli olabildiğine dikkat çekti.
Dr. Öznur şunları kaydetti:
"Kılların renklerinde ve büyüme devrelerinde olan değişiklikler nedeniyle epilasyon seansı kişiden kişiye, hatta aynı kişide vücudun farklı bölgelerine göre değişiyor. Lazer tipine göre 1-2 ay aralarla vücut için 6-8 seans, yüz için 10-12 seans öneriliyor. Ancak tüyler açık renkli ve ince ise lazer ışığını emmeyeceği için lazer epilasyondan etkilenmiyor."
Lazer epilasyonun adet görmeye başlanıldığı dönemlerden itibaren her yaşta yapılabildiğini belirten Dr. Öznur, "Nedeni ise bu dönemlerde hormonlardan dolayı tüylerin gelişimini tamamlamış olması. Ancak bu yöntem tamamen beyaz tüylere sahip kişilere uygulanmıyor. Bunun yanı sıra hamilelerde, sedef gibi deri hastalıkları olanlarda, bazı önemli yan etkileri bulunan ve ağızdan alınan sivilce ilacı kullananlarda, kalp pili olanlarda, ayva tüyü (sarı tüy) olanlarda ve sara (epilepsi) hastalarında da kullanılmıyor" ifadesini kullandı.
İşlem yapılmadan 4 hafta öncesinden ağda cımbız, epilatör ve tüy dökücü gibi kıl köklerine etki edebilecek herhangi bir işlem uygulanmaması gerektiği uyarısını yapan Dr. Öznur, şöyle devam etti:
"1 ay öncesinden itibaren gün ışığı ve bronzlaşmadan özellikle kaçınılmalı. En uygunu, işlemi kişinin kendi ten rengine sahip olduğu zaman yapmak. Eğer kullanılan bir ilaç varsa yöntemi uygulayan uzmana mutlaka bilgi vermeli. Uygulamadan önce kimyasal peeling veya cildi soyacak krem uygulaması yapılmamalı ve tüy sarartıcı madde kullanılmamalı. Uygulama sırasında meydana gelme durumunda kişiyi ve uzmanı sıkıntıya sokacak bir hastalığın varlığında mutlaka bilgi verilmeli. Herhangi bir cilt hastalığı varsa uygulayıcı uyarılmalı."
Dr. Öznur, tedavi sonrasında hafif kızarıklık, ödem veya su toplaması olabileceğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Bunun için cilt güneşten korunmalı. 30 veya daha yüksek faktör güneş koruyucusu kullanılmalı ve bu süre en az 3 ay olmalı. Lazer uygulanacak olan bölge nemlendirici krem ile nemlendirilmeli. İşlemden sonra 24 saat içinde işlem yapılan bölgeye sıcak su değdirilmemeli. Ağrı şişme olursa, aynı gün yumuşak beze sarılı buz tatbik edilmeli. Yine 24 saat içinde fondöten ve allık gibi cildi kapatan uygulamalardan kaçınılmalı. Kabuklanmalara el sürülmemeli. Ağda ve tüy dökücü kremler kullanmayınız. Bölgeye nazik davranmalı ve kaşımamalı. Keseleme gibi tahriş edici işlemlere maruz bırakmamalı. Ateş ve iltihap gibi enfeksiyon bulgusu varsa mutlaka işlem yapan uzman aranmalı."