Göğüs kanserinin kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en çok görülen ikinci sebebi olduğunu dile getiren Op.Dr.Naci Çelik, "Dünya sağlık örgütüne göre her yıl bir milyondan fazla yeni göğüs kanseri teşhisi koyulmaktadır ve buna teşhis koyulmadan kaybedilen hastalar dahil değildir. Göğüs kanseri tanısı erken dönemde koyulabilirse tedavi edilebilen bir kanser türüdür ve eğer yeterince erken tanı koyulabilirse tüm göğüsün alınmasına bile gerek kalmaz.
Ancak sıklıkla tanı daha geç dönemlerde koyulur ve durum bu olduğunda da göğüsün tamamen alınması, koltuk altı lenf nodu disseksiyonu yapılması ve ardından hastanın kemoterapi ve/veya radyoterapi görmesi gerekir. Tüm bu dönemin ardından da hastaya değişik yöntemlerle göğüs rekonstrüksiyonu yapılması gerekir. Ancak yapılan en iyi rekonstrüksiyon bile hastanın gerçek göğüsünün korunması kadar güzel bir sonuç veremez" dedi.
Özellikle göğüs kanseri riski yüksek kadınlar örneğin annesi, teyzesi, veya kızkardeşi göğüs kanseri olan kadınlar gibi, bu durumdan dolayı daha stresli bir hayat sürdüğünü kaydeden Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Op.Dr.Naci Çelik, daha sonra şunları kaydetti; "Uzun yıllar boyunca bu tür durumlar için tek opsiyon profilaktik mastektomi olmuştur. Radikal elektif mastektomi oldukça ciddi bir ameliyat olup tüm göğüs dokusunun deri hariç çıkartılması ve göğüs dokusu yerine protez yerleştirilmesi işlemidir. Ancak yöntemin hem estetik sonuçları mükemmel değildir, hem de hastanın göğüs dokusu tamamen çıkartıldığı için özellikle genç bayanlarda hamilelik sonrası süt verilmesine engel olur. Bu nedenlerden dolayı yüksek göğüs kanseri riski taşıyan pek çok kadın elektif profilaktik mastektomi yapmaktan kaçınmaktadırlar.
YÜKSEK RİSK ALTINDAKİ KADINLAR İÇİN BİR BAŞKA SEÇENEK VAR
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Danimarka ve İsveç'te binlerce kadın üzerinde yapılan bir çalışmada göğüs küçültme operasyonunun (reduction mammoplasty) yüksek göğüs kanseri riski olan kadınlarda göğüs kanseri oluşumunu belirgin derecede azalttığı görülmüştür. Bu çalışmaya göre Plastik Cerrahlar tarafından yapılan bir göğüs küçültme ameliyatı göğüs kanseri oluşma riskini %50-70 azaltmaktadır. Bu çalışma hem heyecan verici hem de umut verici bir çalışmadır. Yüksek göğüs kanseri riski olan kadınlara bir başka opsiyon tanımak ve onların kendi sağlıklarını koruma yönünde provaktif bir adım atmalarını sağlamak hem hasta hem de cerrah için bir hediyedir.
GÖĞÜS KÜÇÜLTME AMELİYATI GÖĞÜS KANSERİ RİSKİNİ NASIL AZALTIR?
Bu çalışmanın sonucunda göğüs kanseri riski taşıyan kadınlarda göğüs dokusu ne kadar fazla ise göğüs kanser hücresine dönüşme riski olan göğüs hücrelerinin de o kadar fazla olduğu görülmüştür. Bir başka deyişle ne kadar göğüs dokusu alınırsa o kadar göğüs hücresi de alınmış olur bu da göğüs kanserine dönüşme ihtimali olan hücrelerin sayısını azaltır.
GÖĞÜS KÜÇÜLTME AMELİYATI NASIL UYGULANIR?
Göğüs büyümesi göğüsün gelişimine, gebeliğe ve aşırı kilo alımına bağlı olarak sıkça karşılaşılan bir sorundur. Genellikle hormonal bir soruna bağlı olmayan, son 6 ay içinde büyümesi durmuş ve küçültülmesi istenen göğüsler için cerrahi girişim düşünülür. Bu durum sadece estetik bir sorun oluşturmaz, aynı zamanda omuzlarda ağrı, duruş bozuklukları, göğüs altında kaşıntı ve kızarıklık gibi sıkıntılara da yol açar. Bu tür şikayetlerine çözüm arayanların aşağıdaki bilgileri edinmesinde yarar vardır. Göğüslerdeki büyümenin hormonal bir soruna bağlı olup olmadığı araştırılmalıdır. Göğüslerdeki büyümenin devam edip etmediği sorgulanmalıdır. Göğüste ele gelen ağrılı veya ağrısız bir kitle olup olmadığı araştırılmalıdır. Göğüste geçirilmiş bir enfeksiyon veya cerrahi müdahale olup olmadığı sorgulanmalıdır."