Türkiye'nin AK gençleri olarak milletimizin istikbalini omuzlarınızda taşıdığınızı aklınızdan asla çıkarmamanızı sizlerden istirham ediyorum.
Yarın da katılımlar olacak. Partimize yine bu farklı katılımlarla güçlenerek yolumuza devam edeceğiz.Sizler sıradan bir kadro değilsiniz. Sizler çıkarların bir araya getirdiği bir ekip değilsiniz. Her biriniz aynı davanın etrafında kenetlenmiş, inanmış birer nefersiniz.
Unutmayın, bizim gençliğimiz kızılelmanın peşindeki gençliktir."Nizam-ı aleme içten talip ol. Kızılelma neredeyse ara bul. Bağlamasın seni şöhret, para pul. Hesaplar var, sorulmayı bekliyor. Ölü dünya, dirilmeyi bekliyor." Bizim gençliğimiz, merhum Abdurrahim Karakoç'un işte bu mısralarla tarif ettiği nizam-ı aleme talip olan, bu uğurda koşan, koşturan, hesap soran bir gençliktir. Bu salonda bulunan gençlik, ufkun ötesini düşünen, gök kubbeyi çadırı gören, semayı ay yıldızlı al bayrağımızla süsleyen bir gençliktir.
Türkiye'yi asırlık hedefleriyle sizler buluşturacaksınız. Bölgemizde barış ve huzurun teminatı, inşallah yine sizler olacaksınız.Çünkü bu gençlik, bundan bir asır önce merhum Mehmet Akif'in "Asım'ın nesli diyordum ya. Nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek." diyerek taltif ettiği bir gençliktir. Elbette bu gençlik, kutlu davasının idrakinde olan, bu şuur ile yürüyen ve akranlarını bu kutlu kervana katmak için çalışan dert sahibi bir gençliktir.
Sevgili yol arkadaşlarım, şunu da bilmenizi isterim. Sizler hem ülkemizin hem de partimizin güçlü geleceğinin teminatısınız. Siz, bizim aşkla toprağa diktiğimiz -unutmayın- fidanlarımızsınız.Siz, sadece bizim değil; aynı zamanda dualarında Türkiye'yi unutmayan milyonlarca mazlumun da güven kaynağısınız.
Ben bu gençliği karşımda görüyorum. Sizin ışık saçan gözlerinizde Hoca Ahmet Yesevi'nin ilmini, Yunus Emre'nin muhabbet dilini, Ahi Evran'ın mücadeleci ruhunu, Hazreti Mevlana'nın derinliğini, Hacı Bayram-ı Veli'nin irfanını, Hacı Bektaş-ı Veli'nin hoşgörüsünü, İdris-i Bitlisi'nin kardeşlik şuurunu, Fakih Tayran'ın halen gönülleri mamur eden engin hikmetini görüyorum. Şunun da idrakinde olmanızı çok ama çok önemsiyorum. Sizin heyecanınızı paylaşmak, sizinle yol yürümek, bu kutlu davada size yoldaşlık etmek şahsım için büyük bir iftihar vesilesidir.
Siz genç arkadaşlarımla aynı ufka birlikte koşmaktan kıvanç duyuyorum. AK gençliğin yüzümüzü kara çıkarmayacağına tüm kalbimle inanıyorum. Ben size güveniyorum. Milletin emanetine sahip çıkacağınıza, bizden teslim alacağınız sancağı daha da yücelteceğinize yürekten inanıyorum.
Tarihimize baktığımızda en büyük devrimleri gençlerin yaptığına ya da bu devrimlerin gençlerle yapıldığına şahit oluyoruz. Resul-i Ekrem efendimiz, aleyhissalâtü vesselâm, Allah'ın emriyle 23 yıllık tebliğ mücadelesine başladığında etrafında ihtiyarlar yoktu, gençler vardı. Endülüs'ü fetheden Tarık bin Ziyad, daha 30'larına varmadan Avrupa'nın kapılarını araladı. Tuğrul Bey, Büyük Selçuklu Devleti'ni henüz 21 yaşındayken kurdu. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, İznik'i Bizans'ın elinden kurtardığında henüz 30 yaşındaydı. İbn-i Sina, daha 19 yaşında kendi döneminin en büyük tıp ve felsefe alimlerinden biri sayılıyordu. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u 21 yaşındayken fethetti.
Ne diyor Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya, "Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini. Göster kabaran sular nasıl yıkar bendini. Küçük görme, hor görme delikanlım kendini. Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın."
Her biriniz Sultan Fatih'in, Peygamber Efendimize müjdesine mazhar olduğu yaştasınız. Bu salondaki gençlik, inşallah Mekke'ye doğru emin adımlarla ilerleyen o mübarek ordu ile aynı hedefe yürüyen bir kadrodur. Bu salondaki gençlik, Avrupa'dan Afrika'ya cenk meydanlarını asırlarca "Allah Allah" nidalarıyla inleten ecdadın izinden giden bir kadrodur. Bu salondaki gençlik, 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü hainlerin karşısına cesaretle dikilen yiğitleri kendine örnek alan bir kadrodur. Gençler, biz size böyle bakıyoruz. Milletimiz size işte böyle bakıyor. AK Partili kadrolar olarak hem büyük bir milletin mensuplarıyız hem de büyük bir teşkilatın neferleriyiz. Kadını erkeğiyle, genci aksaçlısıyla biz, millete sevdalı, ülkeye sevdalı, ümmete ve insanlığa sevdalı bir hareketin müntesipleriyiz.
Şunu burada memnuniyetle ifade etmek arzusundayım. Siirt'te okuduğumuz bir şiirden dolayı Pınarhisar Cezaevi'ne girerken milletime, özellikle de bu ülkenin genç evlatlarına şu sözlerle seslenmiştim: "2000'li yılların Türkiye'si sizin aydınlık ve güzel Türkiye'niz olacak. Ama bunun için hepimizin çok çalışması gerekiyor. Ben kendi adıma içeride çok çalışacağıma söz veriyorum. Siz de okullarınızda sıkı çalışın. İyi mühendisler, iyi öğretmenler, iyi doktorlar, iyi yöneticiler, bilhassa iyi hukukçular olmak için çok iyi çalışın. Ben şimdi ödevimi yapmaya gidiyorum, sizler de ödevlerinizi iyi yapın."
Gençler, biz ödevlerimizi iyi yaptık. Gençler bize verdikleri söze sadık kaldı ve ödevlerini iyi yaptı. Rabbime hamdolsun ki şahsıma sizin gibi mücadele arkadaşları verdi. Siyasi hayatım boyunca gençlerle yol yürümeyi şeref saydım. Sizin varlığınızla daima huzur buldum. Size baktıkça güven duydum. Sizi yanımda gördükçe milletime hizmet davamıza daha bir sıkı sarıldım. Bakın, yaklaşık yarım asırdır siyaset sahnesindeyiz. 23 yıldır Türkiye'yi yönetiyoruz. İnşallah yarın 24. yaşımızı gururla kutlayacağız.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE'Yİ SABIRLA, CESARETLE, SAMİMİYETLE İNŞA EDİYORUZ.
Gençler, bu zorlu yolculukta engelleri birlikte aştık. Saldırıları birlikte göğüsledik. İhanetleri birlikte püskürttük. Badireleri birlikte atlattık. İnşallah, Türkiye Yüzyılı'nı da sizlerle birlikte gerçeğe dönüştüreceğiz. Üstat Necip Fazıl, "gençlik yaş işi değil, ruh işidir" derken mukaddes emanetin bilincinde olan, değerlerini koruyan ve kollayan bir iradeyi işaret etmişti. Allah'a hamdolsun, yola çıkarken nasıl bir heyecan içindeysek, bugün de aynı heyecanla gece gündüz çalışıyoruz. Gözlerimizi ufuktan bir an olsun ayırmıyoruz. Eserlerimizle, yatırımlarımızla, projelerimizle, hizmetlerimizle ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşıyoruz. Sizlere bırakacağımız en büyük miras olarak Terörsüz Türkiye'yi sabırla, cesaretle, samimiyetle inşa ediyoruz.
Lafa her başladıklarında karamsarlık zerk edenlere aldırmayacağız. "yapamazsınız, başaramazsınız" diyenlere kulak asmayacağız. Kim hangi dolabı çevirirse çevirsin, kim hangi engeli çıkartırsa çıkartsın sizlere terörün olmadığı bir Türkiye'yi inşallah biz teslim edeceğiz.
AK GENÇLİK MUHALEFETİ ENDİŞELENDİRİYOR
Değerli genç kardeşlerim, AK gençliğin 81 vilayetimizin her metrekaresinde kurduğu hâkimiyetin muhalefeti, özellikle ana muhalefet partisini endişelendirdiğini görüyoruz. CHP Genel Başkanı, partisini saran yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet düzeniyle uğraşmayı bıraktı, AK Parti Gençlik Kollarını hedef almaya başladı. Yatıyor, kalkıyor, sürekli AK gençliğe laf atıyor. Sizlere sataşıyor. Kendince polemik üretmeye çalışıyor. Bunu da her işi gibi son derece iptidaî bir şekilde yapıyor. Söylemlerine bakıyoruz, hiçbir derinlik yok. Argümanlarına bakıyoruz, hiçbir tutarlılık yok. Kurduğu cümlelere bakıyoruz, hiçbir mantık örgüsü yok. Siyasetin kalitesini artıracak, gençlere ufuk çizecek, millete umut verecek hiçbir beyanını maalesef bulamıyoruz. Beyefendi çok konuşuyor ama genellikle boş konuşuyor.
Hakareti, tehdidi, sağa sola çamur atmayı siyaset yapmak zannediyor. Aslında ortada bir siyasi söylem değil, üçüncü sınıf bir laf salatası var. Gaflarıyla, kırdığı potlarla, kaş yapayım derken göz çıkardığı, sakarlıklarıyla kimsenin ciddiye almadığı, hatta kendi partisinde bile itibarı, saygınlığı kalmamış bir siyaset acemisiyle karşı karşıyayız.
Hatırlarsanız bir ara elinde sürekli kırmızı kartla dolaşıyordu. Grup kürsüsünden önüne gelene kırmızı kart gösteriyordu. Sonra ne olduysa bu dâhiyane fikrini, bu çığır açan eylemini aniden terk etti. Ardından banka soyguncularının sloganlarıyla devrimcilik oynadı. Bunda da istikrar sağlayamadı. Burada şunu da tüm samimiyetimle söylemek isterim. Biz, CHP Genel Başkanı'nın yaşadığı bu ikilemin, bu istikrarsızlığın, bu savrukluğun sebeplerini çok iyi biliyoruz. Bir tarafta itiraflarla gün yüzüne çıkan soygunun büyüklüğü, diğer tarafta diyet borcundan dolayı bu soygunu savunmak zorunda kalmanın utancı, görüyoruz ki Sayın Özel'in dengesini fena halde bozuyor.
Yüz yıllık partinin düşürüldüğü içler acısı durumdan pek çok CHP'li gibi Sayın Özel'in de memnun olmadığı anlaşılıyor. Yatırıma, hizmete, esere, icraata gitmesi gereken halkın parasının bir avuç açgözlü tarafından yağmalanması, inanıyorum ki onu da huzursuz ediyor, tedirgin ediyor, iç dünyasında sorgulamalara neden oluyor. Bantla kapatılmayan yolsuzlukları her gün lafla kapatmaya çabalamak elbette kolay bir iş olmasa gerek. Hani derler ya "aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" diye, CHP Genel Başkanı'nın ahvali de tam olarak bu. Baklava kutularından, çantalarından, poşetlerinden, valizlerden, balya balya rüşvet paraları fışkırıyorken halen turpların büyüğünü sorması, pişkinlik değilse utanma duygusunun ciddi erozyona uğradığının bir işaretidir.
BELEDİYELER RÜŞVETÇİ ÇETELERDEN KURTULUCAK
Mevla, kimseyi böyle bir cendere de bırakmasın diyorum. Aslında biraz cesareti olsa, biraz kendine güvense, biraz vicdanına kulak verse zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmadığını kendisi de görecek. Ama yapamıyor, o iradeyi gösteremiyor. Belli ki kendisini uyaran, kulağına gerçekleri fısıldayan bir dostu da yok. Sayın Özel hiç merak etmesin. Yolsuzluk operasyonları neticesinde belediyeler rüşvetçi çetelerden, CHP ahtapotun kollarından, Türkiye safralarından, kendisi de prangalarından kurtulacak. Adalet tecelli ettiğinde sadece kendisi değil, bir avuç muhterisi savunmak için oradan oraya sürüklediği CHP'li vatandaşlarımız da rahat edecek. CHP Genel Başkanı, şunu da unutmasın: Sataştığı AK gençlik, hem siyasi kalibre hem de çalışkanlık itibarıyla Sayın Özel'i çırak çıkartır. Bu salondaki her bir genç kardeşimin ufku, siyasi becerisi, bilgisi, ülke ve millet sevdası, CHP'li kodamanlardan fersah fersah ileridedir. Batılı televizyon kanallarına ülkesini şikayet edenler, kusura bakmasınlar ama AK gençliğe ne ahlak dersi ne de vatan dersi verebilir.
Sayın Genel Başkan AK gençlikle uğraşmaktan artık vazgeçsin. En iyi bildiği iş olan suç örgütlerinin getir götürünü yapmaya devam etsin. Tabii bir de şayet patronlarından müsaade alabilirse gitsin, ellerinde su bidonlarıyla saatlerce güneşin altında beklettikleri İzmirli seçmenlerinin derdiyle dertlensin. 2025 Türkiye'sinde iş bilmezliklerinden dolayı Kerbela susuzluğuna mahkum ettikleri kardeşlerimizin sorunlarıyla ilgilensin.
Sevgili gençler, çok değerli kardeşlerim, yarın inşallah partimizin 24. kuruluş yıl dönümünü kutlayacağız. Partimizin emektarlarıyla bir araya gelecek, muhabbetimizi, uhuvvetimizi, dayanışmamızı güçlendirecek, kavlimizi yenileyeceğiz. Ak kadrolar olarak 24 yılın birikimleriyle, tecrübesiyle çok daha güçlü bir şekilde yola devam edeceğiz. Rabbim bizi millete, memlekete ve ümmete hizmet yolundan ayırmasın diyorum. Her birinize aşkınız ve ahde vefanız için tekrar teşekkür ediyorum. Sizlerle her zaman gurur duyduğumu bilmenizi istiyorum. Tekrar görüşmek üzere yarın katılımlarla birlikte inşallah salonumuzda buluşmak üzere sizleri Allah'a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun.