Emine Erdoğan'dan barış ve adil düzen çağrısı: Çocukların uykularında bombalarla öldürüldüğü dünya, masumiyetini kaybetmiştir
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 2030'a 5 kala savaş bölgelerindeki milyonlarca çocuğun hala eğitime erişemediğini belirterek, “Filistin'de çocuklar bırakın okula gitmeyi, düşünebilmeyi, uzatılan mikrofonlara 'Ölmek istiyorum. Çünkü savaş yüzünden yaşamaktan yoruldum' diyor. Çocukların uykularında bombalarla, füzelerle öldürüldüğü bir dünya, masumiyetini ilelebet kaybetmiştir" dedi.
Antalya Diplomasi Forumu'nda (ADF), Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 'Dünyada Geleceği İnşa Etmek: Eğitimin Dönüştürücü Gücü' konulu panelde konuştu. Panele Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Pakistan İslam Cumhuriyeti Pencap Eyaleti Başbakanı Maryam Nawaz Sharif, Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut M. Özdil, BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Jeffrey Sachs, UNICEF Eğitim ve Ergen Gelişimi Küresel Direktörü Pia Rebello Britto konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılışını yapan Mahmut M. Özdil, 55 ülkede 583 eğitim kurumunda 70 binden fazla her inanç, her dil ve renkten öğrenciye eğitim verdiklerini belirterek, "Biz toprağı ekiyoruz" dedi.
BARIŞ VE ADİL BİR DÜZEN ÇAĞRISI
ADF-2025'in 'Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek' temasının önemine dikkati çeken Emine Erdoğan, diplomasiye şimdi ziyadesiyle ihtiyaç olduğunu, insanlığın daha fazla çatışma ve savaşı kaldıramayacağını dile getirdi. Bu forumda uluslararası aktörleri barışın ve adil bir düzenin herkesi muzaffer kıldığı bir dünya imar etmeye davet ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Diplomasinin birleştirici gücüyle insanların aralarında açılmış uzun mesafeleri kapatmaya gayret edeceğiz ve insanlığa hoşgörü kültürünü yeniden ayağa kaldırmayı teklif edeceğiz. Buradan hareketle bizler de bu panel ile ayrışan dünyamızı içine düştüğü tuzaklardan çıkarmada eğitimin dönüştürücü gücüne vurgu yapmak istedik. Bu salondaki herkesin ortak amacı, insanlığı eğitimin aydınlık bir geleceğe açılan kapısında buluşturmaktır. Çünkü biliyoruz ki boş bir toprağa fidan ekerseniz, onun geleceğine gür bir orman hediye edersiniz. Nesillere nitelikli eğitim sunarsanız, toplumların ve büyük ölçekte ise dünyanın kaderini değiştirirsiniz" dedi.
EĞİTİM İNSAN OLMANIN ZİRVESİNE DOĞRU BİR YOLCULUK
Eğitimin insan olmanın zirvesine doğru bir yolculuk olduğunu belirten Emine Erdoğan, "Bu yolculukta bizi ileri taşıyan hangi donanımlarla yola çıktığımızdır. Eğer yanımıza aldığımız haritada güvenilir referans noktaları eksikse yarı yolda kalırız. Gerçek ve nitelikli bir eğitimin amacı ortaya insan eseri koymaktır. Modern dünya daha çok meslekleri icra edecek, mekanikleşmiş insan kaynağı yetiştirmeye odaklanıyor. Sayısız parçaya böldüğü bilgiden herkese bir parça veriyor, mikro uzmanlıklar üretiyor. Halbuki geçmişe baktığımızda medeniyetlerin birçok farklı disiplinde yetkin Hezarfenler yetiştirdiğini görüyoruz. Yani doktor olmakla İbni Sina olmak, mimar olmakla Mimar Sinan olmak, bilim insanı olmakla Katip Çelebi olmak arasında bir medeniyet tasavvuru farkı var. Türk mütefekkiri Nurettin Topçu, 'Bize bir insan mektebi lazım' der. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun. İnsanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin diyor. Böyle bir mektep ancak eğitimi medeniyet mirasıyla, ilimle, irfanla ve ahlakla bütünleştirerek kurulabilir" diye konuştu.
'ÇEVRE BİLİNCİNİ YETERİNCE İÇSELLEŞTİREMEDİK'
Böyle bir eğitimin insana kazandırdığı ahlaki filtreden insanlığın hayrına hizmet etmeyen hiçbir şeyin geçemeyeceğini kaydeden Emine Erdoğan, "Mesela siz ileri teknolojiyle kitleleri yok edecek silahlar üretmeyi aklınızın ucundan bile geçirmezsiniz. Onun yerine bu teknolojiyi insanları kıskacına almış hastalıkları iyileştirmeye seferber edersiniz. Bugün biz iklim değişikliğiyle mücadele eden dünyamızda tabiatla yeniden denge eksenli bir ilişki kurmaya çalışıyoruz. Karbon ayak izimizi, su ayak izimizi hesaplıyoruz. Bu yeni teknolojiyi çocuklarımıza öğretmeye çalışıyoruz. Her ne kadar elimizden gelen tüm gayreti ortaya koysak da çevre bilincinin yine de yeteri kadar içselleştirilemediğini maalesef görüyoruz. Oysa Anadolu'nun büyük mutasavvıfı Yunus Emre, 'Yaratılanı severim, yaradandan ötürü' derken, bize hem tabiata hem de insanlığa yepyeni bir pencereden bakmayı öğretiyor. Bu bakışla artık ne kendimizi doğanın efendisi olarak görebiliriz, ne de onun üzerinde sömürüye dayalı bir tahakküm kurabiliriz" dedi.