Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Teşkilatı'nın iftar programına katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları özetle söyledi:

Bu mukaddes günlerin, Gazze ve Filistin başta olmak üzere gönül coğrafyamızın çeşitli yerlerinde hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum. Siyonist Netanyahu yönetimi, ateşkesi bozarak Gazze'deki soykırımlarına tekrar başladı. Türkiye olarak, ateşkesin yeniden tesisi ve katliamların son bulması için çok yönlü bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Bundan tam bin 400 yıl önce Uhud Savaşı'nda nöbet yerlerini terk etmeyen okçular gibi, biz de Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız.
MEDYAYA TEHDİT

Milletimiz, CHP'nin Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma tezgâhına tıpkı 14 yıl boyunca olduğu gibi yine düşmedi, provokasyonlara gelmedi. Bunda muvaffak olamayınca, bu sefer yolsuzluk operasyonu bahanesiyle milletimizi provoke etmeye kalkıştılar. 4 gündür milletin huzurunu kaçırmak, insanlarımızı kutuplaştırmak adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Önlerine gelene hakaret etmekten, görevini yapan polislerimize saldırmaya; yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarımıza gözdağı vermekten, sokak terörüyle millî iradeyi baskı altına almaya kadar her yönteme başvuruyorlar. Bugün ise basınyayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh hâlinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek, "Hepinizin hesabını tutuyorum" diyerek medyayı tehdit ettiler. CHP, gözünü para bürümüş bir taarruz belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri, CHP'yi boğazına kadar kire, çamura, yolsuzluğa ve hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır. Zaten biz bunları üç kelimeyle tanımlamadık mı? Çöp, çukur, çamur.
BALYA BALYA PARALAR

CHP sadece hamuduyla götüren haramilerin değil, aynı zamanda marjinal sol örgütlerin de oyuncağı hâline gelmiştir. Yüz binlerce gencin hakkının yendiği bir diploma sahtekârlığı ayyuka çıkmış; akıl, izan ve ahlak sınırlarını aşan bir sürü rezalet ortaya saçılmıştır. Sağdan, soldan balya balya paralar; dolarlar, avrolar fışkırıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. Ama CHP Genel Başkanı ve şürekâsı, bunların hiçbirine cevap veremiyor. Milletin huzuruna çıkıp, "Sahtekârlık yoktur. Hırsızlık yoktur" diyemiyorlar. Sokakları karıştırarak, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek, yavuz hırsız misali suçu başkasına atmaya çalışıyorlar.
BU PANİK, BU TELAŞ NİYE?

Buradan CHP Genel Başkanı'na soruyorum: Sayın Özel, neden korkuyorsunuz? Neden bu telaş, bu panik havası? Daha düne kadar "şaibe yok" diyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu? Ne oldu da dizleriniz titremeye başladı? Şimdi kimi tasfiye edeceksiniz? Kimi sırtından hançerleyeceksiniz? Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız?
MİLLETE SEVDALI KADROYUZ

AK Parti olarak her zaman Ramazan ayını layıkıyla geçirmeye gayret ettik. Genel merkeziyle, kadın ve gençlik kollarıyla, il, ilçe ve belde teşkilatlarıyla ve elbette belediyeleriyle Türkiye genelinde hepimiz sahadayız. İstanbul İl Teşkilatımızla Ramazan boyunca, 39 ilçenin dört bir yanında yaptığımız çalışmalarla İstanbullu hemşerilerimizin yanında olduk. Sahur ve iftar programları, hane ziyaretleri ve daha pek çok etkinlikle İstanbullu vatandaşlarımızla bir araya geldik; ihtiyaç sahiplerinin imdadına koştuk, Ramazan'ın dayanışma iklimini yeşerttik. Bu vesileyle, ilçe teşkilatlarımızdan kadın ve gençlik kollarımıza kadar İstanbul'da partimiz, şehrimiz ve milletimiz için gecesini gündüzüne katarak canla başla çalışan tüm yol arkadaşlarıma teşekkürlerimi iletiyorum. Bizler, hepimiz millete sevdalanmış bir kadroyuz. Kırarak, dökerek, dışlayarak değil; gönüller kazanarak ilerleyeceğiz. Muhalefet ne yaparsa yapsın, biz duyarlı olacak; sabrı ve sükûneti hiçbir zaman terk etmeyeceğiz.
KENETLENECEĞİZ

Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacaktır. Bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz hak, hakikat, helal ve haram nedir bilir; halkına bu bilinçle hizmet eder. Bakıyorsunuz ki ana muhalefet tam tersi bir gündemle hareket ediyor. Önce, Suriyeli bir eski resim açığının çıkardığı olayları bahane ederek ülkemizde mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler. Alevi kardeşlerimizi kışkırtarak, kardeşliğimize adeta pusu kurmaya kalktılar. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek, hamdolsun bu oyunu boşa çıkardık.
SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP İMTİYAZLI AZINLIK YOKTUR

Yüreğiniz yetiyorsa, bırakın mahkemeler baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Bırakın, akla kara; masumla mücrim, hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Siz ister kabul edin, ister etmeyin; Türkiye'de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye'de suç işleme özgürlüğüne sahip imtiyazlı bir azınlık yoktur, olmayacaktır. CHP ve yandaşlarının tahriklerle kamu düzenini bozmalarına, milletimizin huzurunu kırmalarına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerinde operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına; toplum mühendislikleriyle 85 milyon insanımızın arasına yeni nifak duvarları örülmesine asla müsamaha göstermeyeceğiz. Bir yıldır olduğu gibi; Alevi'siyle, Sünni'siyle; Kürt'ü, Türk'üyle; Laz'ı, Çerkes'iyle... Bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya, kardeşçe yaşamaya inşallah devam edeceğiz.
HARAMİLERDEN KURTULMALI

CHP, bünyesini zehirli bir sarmaşık gibi saran bu haramilerden, bu yağmacılardan temizlenmedikçe ne siyasi itibarını ne de bir siyasi parti kimliğini tekrar kazanabilir. Çünkü siyasette onur, ahlak, güven bir kez kaybedilirse, bir daha kolay kolay yerine konulamayan erdemlerdir. Bakın, tüm samimiyetimle söylüyorum: Türkiye'nin ana muhalefet partisinin ve onun genel başkanının bu hâllere düşürülmesinden biz asla memnun değiliz. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete yön verme hevesi, eski Türkiye ile birlikte tamamen tarihe gömülmüştür.