Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftarı'na katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

Bugün Dünya Kadınlar Günü. Bu salondaki hanım kardeşlerimizden başlayarak, ülkemizin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü şahsım ve eşim adına tebrik ediyorum. Kadınlar Günü'nde, ilk fethin o çileli, ihtişamlı ve kutlu günlerinden bugüne kadar milletimizin istiklal ve istikbali uğruna can veren tüm kadın şehitlerimizi kemal-i edeple yâd ediyorum. Başta merhum anneciğim olmak üzere, ebedi âleme irtihal etmiş tüm annelerimize Rabb'imden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Bizim inanç ve medeniyet değerlerimize göre kadın, gerek ailenin gerekse toplumun omurgasıdır. Medeniyetimize eşsiz katkılarıyla, evlerimizde huzurun, vatanımızda dirliğin, milletimizin fertleri arasında birliğin teminatıdırlar.
AYRIMCILIKLARA SON VERDİK

Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren kadınların her alanda önlerini açmaya, haklarını teslim etmeye çalıştık. Kadınlara yönelik çalışmalarımız aynı hassasiyetle devam ediyor. Bugün (dün) yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve İl Koordinasyon Kurullarını kurduk. Bu yeni kurullar sayesinde, kadınlara yönelik hizmetlerin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini amaçlıyoruz. Küresel bir sorun olan kadına yönelik şiddeti ise siyaset üstü bir anlayışla ele alıyor ve sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi sürdürüyoruz.

Ana muhalefet partisinin İstanbul Sözleşmesi ile ilgili iddialarının hiçbir temeli yoktur. Kadıköy Belediyesi'nde, belediye meclis üyesi olan AK Partili kadın arkadaşımızın sözü kesildi, kendisine hakaret edildi. Üstelik Meclis Başkanı, tıpkı Amerika'daki gibi, "Şu kadını atın dışarı" diyebildi. Bu yüzden biz, "Sözleşme değil, kanun yaşatır" diyoruz. Meclis kürsüsünden ahkâm kesenlere de sadece şunu tavsiye ediyoruz: Eğer gerçekten kadına yönelik şiddetle mücadele etmek istiyorsanız, önce parti teşkilatlarınızı ve yönettiğiniz belediyeleri içten içe çökerten taciz, tecavüz ve ahlaksızlık vakalarına bir el atın.
CHP KADIN DÜŞMANI BİR PARTİDİR

Kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı artırmaya herkesten önce kendi kadrolarınızda, kendi belediyelerinizde başlayın. Kadınları mağdur eden yasakların kalkmaması için mahkeme mahkeme dolaşan ana muhalefet partisinin genel başkanı, kadın düşmanı arıyorsa sağa sola sataşmasın, önce aynaya baksın ve kötü siciliyle yüzleşsin. Sonra da yıllarca mağduriyetine sebep oldukları başörtülü kadınlardan çıkıp açıkça özür dilesin. Az önce ifade ettiğim gibi, belediye meclis üyesi hanım kardeşimize yönelik sergilenen küstahlık ve faşizm, CHP'de 28 Şubat zihniyetinin hâlâ devam ettiğini bir kez daha göstermiştir. Kadınlara had bildirme edepsizliği, bir CHP geleneğidir ve CHP'nin genlerine işlemiştir. Aradan geçen onca süreye rağmen bu zihniyet hiç değişmemiştir. Dün tekrar görüldüğü üzere, CHP kadın düşmanı bir partidir. Kadınların fikirlerini ifade etmesine tahammülü olmayan baskıcı, nobran, faşist bir siyasi teşekküldür.
BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ

Dün (önceki gün) akşam Konya'da sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu vefat eden iki yaşındaki Rana evladımıza Allah'tan rahmet diliyor, kederli ailesine özellikle acılı annesine ve babasına Rabb'imden sabır niyaz ediyorum. Böyle bir vahşetin, 2025 Türkiye'sinde yaşanmasının hiçbir izahı olamaz. Muhalefetin ve çeteleşmiş bazı yapıların tüm engellemelerine rağmen, başıboş köpek sorununu çözmek için kararlı adımlar atıyoruz. Büyüyen bu sorunun çözüm noktasında, muhalif ya da iktidar fark etmeksizin tüm yerel yönetimlerin el birliği içinde çalışması gerekmektedir.
HUZURLU VE GÜVENLİ GÜNLER BİZİ BEKLİYOR

Zulme karşı kahramanca direnen, soykırım şebekesinin katliamlarına rağmen zaferi ilmek ilmek dokuyan yiğit kadınları, ülkemdeki bütün kadınlar adına saygıyla selamlıyorum. Gözü gibi bakıp büyüttüğü kahraman evlatlarını kara toprağa veren şehit annelerimize ve vatan topraklarının her karışını al kanlarıyla boyayan aziz şehitlerimizin emaneti olan vakur eşlerine Cenabı Mevla'dan sabırlar diliyorum. Nasıl bugüne kadar onlara mahcup olmadıysak, inşallah bundan sonra da şehitlerimizin kahraman annelerine ve eşlerine mahcup olmayacağız. Terör belasını bu milletin başından tamamen defetmek için uhdemizde bulunan tüm araçları kullanmaya devam edeceğiz. Terörün karanlık ve kanlı gölgesinin ülkemizin ve bölgemizin üzerinden çekildiği, kadeşliğin egemen olduğu huzurlu, güvenli ve müreffeh günleri inşallah hep beraber göreceğiz.