Postmodern darbenin üzerinden 28 yıl geçti: Demokrasi, toplumsal yaşamı ve ekonomiyi yıktı!
Türkiye'nin siyasi tarihine postmodern darbe olarak geçen ve toplumsal hafızada derin izler bırakan 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 28 yıl geçti. ‘Bin yıl sürecek’ denilerek uygulamaya sokulan sürecin, ekonomik, sosyal ve eğitim hayatındaki etkileri yıkıcı oldu.
Türkiye tarihine 'postmodern darbe' olarak geçen ve sonuçları uzun yıllar tartışılan 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 28 yıl geçti. O dönem merhum Necmettin Erbakan'ın Başbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in ise Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı Refah-Yol hükümeti, "rejimi tehdit ettiği" iddiasıyla tartışmaların odağındaydı. Sincan'da düzenlenen "Kudüs Gecesi" bahane edilerek rejim tartışmaları alevlendirilirken, Başbakan Erbakan'ın 1 Şubat'ta "üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan" kararnameyi Bakanlar Kurulu'nda imzaya açması hükümet üstündeki baskıyı daha da artırdı.
4 Şubat'ta Sincan'da tankların yürütülmesi askerin hükümete bir uyarısı olarak değerlendirilirken dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in "Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık" sözleri hafızalara kazındı. Hükümete, İmam Hatiplerin önünü kesmek amacıyla 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması ve katsayı uygulamasının da içinde olduğu bir dizi yaptırımın kabul ettirilmeye çalışıldığı 28 Şubat süreci, hükümetin yıkılması ve irticai faaliyetlerin odağı olduğu iddiasıyla Refah Partisi'nin 22 Şubat 1998'de kapatılmasıyla neticelendi. Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan "Batı Çalışma Grubu" ile vatandaşlar fişlendi. Toplumsal hafızada derin izler bırakan ve "Bin yıl sürecek" denilen 28 Şubat süreci, siyasetten ekonomiye, eğitimden toplumsal yaşama kadar hemen her alanda yıkıcı etkiler bıraktı.
2001 KRİZİNE ZEMİN HAZIRLADI
28 Şubat, Türk ekonomisine eşine az rastlanır bir tahribata yol açtı. 1997- 2000 döneminde sermaye kesimine 34 milyar dolar fazladan faiz ödenirken, dolar/TL paritesi 5,5 kat, faiz giderleri 9,4 kat arttı. 28 Şubat dönemi, 2001 krizine giden yolun taşlarını döşedi. 1997-1999 döneminde faiz giderleri 5 kat, 2000 yılı dahil edildiğinde ise 9,4 kat arttı. TMSF'ye devredilen banka sayısı 1997'den 2001 krizine kadar geçen sürede 20'yi aştı. Faiz harcamalarının GSYH'ye oranı 1997'de yüzde 5 iken 2001 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 17 düzeyine çıktı. 28 Şubat 1997'de 122,1 lira olan Dolar/ TL paritesi 26 Aralık 2000 itibarıyla 5,5 kat artarak 675 liraya yükseldi. 1995'te yüzde 125,9 seviyelerini gören enflasyon, Şubat 1997 itibarıyla yüzde 77,7'ye kadar gerilemişti. Sürecin ekonomiye olumsuz etkisi nedeniyle enflasyon, Aralık 1997'de yüzde 99,1'e yükseldi. Yaşanan olumsuz gelişmeler 2001'de yaşanan ekonomik krizin zemin hazırladı.
FIRSAT EŞİTLİĞİNE DARBE
Binlerce başörtülü öğrenci okullarından uzaklaştırıldı. Katsayı uygulamasıyla eğitimde fırsat eşitliği ortadan kaldırıldı. Bu dönemde çok sayıda sivil toplum kuruluşu kapatılarak ya da faaliyetleri sınırlandırılarak ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakları ihlal edildi. Kamuda birçok çalışan dini inanç ve ibadetleri yüzünden disiplin soruşturmalarına ve meslekten çıkarmalara maruz bırakıldı.
28 Şubat Öğrenci Derneği Trabzon Temsilcisi Aynur Özdemir (46), "Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde son sınıf öğrencisiydim. Sınavlara girecek ve mezun olacaktık. Fakülte kapısındaki askerler başörtülü olmamız nedeniyle içeri giremeyeceğimizi söylediler. Umutlarımızın tükendiği, kendi ülkemizin askeri ile karşı karşıya getirildiğimiz o günleri unutmak mümkün değil. Bin yıl geçse de unutmayacağız, unutturmayacağız" dedi.