"KAYSERİ'Yİ ANLAMAK, TÜRKİYE'Yİ ANLAMAK DEMEKTİR"
Başkan Erdoğan, Kayseri'nin hoşgörünün, uzlaşmanın, farklı kimliklerle güven içinde yan yana yaşamanın şehri olduğunu dile getirdi.
"Kayseri'den birlik çıkar, Kayseri'den devlet kurucuları, devlet başkanları çıkar." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kayseri'den Hunat Hatun gibi Gevher Nesibe Hatun gibi her biri dünyaya örnek olacak devlet analar çıkar. Kayseri'den Erciyes'i İstanbul'a götürüp, Süleymaniye Camisi olarak inşa eden Mimar Sinan'lar çıkar. Arif Nihat Asya, 'Dağ parçası kubbeler ufaktan iriden, gel haşmeti seyret ileriden beriden, bir mucize devrinde Sinan, Erciyes'i İstanbul'a dikmiş getirip Kayseri'den' diyor. Buradan Davud-i Kayseri gibi alimler, Seyrani gibi halk ve Hakk şairleri çıkar. Kayseri, bir ucu Halep'te diğer ucu Gence'de olan Aşık Kerem coğrafyasının kalbidir, merkezidir, nabzının attığı yerdir. Gesi Bağları'ndaki bir tutam gülün her biri gönül coğrafyamızın her dağından, bağından, vadisinden derlenmiş, söz, sevda, türkü olmuş, Kayseri'de koca bir demet haline gelmiştir. Kayseri'yi anlamak, Türkiye'yi anlamak demektir. İşte biz de kökü bin yıllık mazide, gözü atide bir şehir olan Kayseri'den aldığımız ilhamla tüm Türkiye'ye hizmet için koşturuyoruz."
Erdoğan, Türkiye Yüzyılı'nın inşası yolunda önlerine çıkan engellere aldırmadan kararlılıkla yürüdüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Hangi adımı atıyorsak emin olun sizinle birlikte 85 milyonun aydınlık geleceği için atıyoruz. Kayserili kardeşlerimin çok sevdiğim bir sözü var. Kayserili der ki, 'kuru söğütten düdük çıkmaz'. Yani mizacı, fıtratı, tabiatı uygun olmayandan, beklenen ve arzu edilen neticeyi alamazsın. İş yapmak, hizmet üretmek, memleketin dertlerine derman olmak her kişinin değil er kişinin işidir. Bunun da adresi yaklaşık çeyrek asırdır AK Parti ve Cumhur İttifakı'dır.
Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP'nin "eğlence malzemesi haline gelen içler acısı durumda" olduğunu söyledi.
Muhalefetin Türk siyasetinin kalitesini düşürdüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ne yöneticilerinde bir ciddiyet var ne de Türkiye'nin ana muhalefet partisi olmanın gerektirdiği olgunluk var. Lakaytlık, ciddiyetsizlik almış başını gidiyor. Siyaset mi yapıyorlar, oyun mu oynuyorlar belli değil. Hadi ülke ve bölgeye dair meselelerde fikriniz yok, bari komiklik yaparak milleti kendinize güldürmeyin. Bari yüzünü ülkemize çevirmiş milyonlarca dostumuzun, kardeşimizin, soydaşımızın umutlarını kırmayın. Bari gayri ciddi söylemlerinizde Türk siyasetinin kalitesini düşürmeyin. Bari ülkenin meselelerinin çözümüne katkı veremiyorsunuz, en azından iktidarımıza ve ittifakımıza gölge etmeyin. Buradan ana muhalefet partisine şunu tavsiye ediyorum, bölgemizde bunca sorun varken, dünyada kritik gelişmeler yaşanırken, küresel siyasette kartlar yeniden karılırken, yani milletimizin gelecek çeyrek asrı, yarım asrı belirlenirken boş işlerle malayani işlerle, artık komik bile olmayan projelerle uğraşmayı bırakın. Ey ana muhalefet titreyin ve kendinize gelin."
"SURİYE'NİN GÜVENLİK VE HUZURU ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL"
Başkan Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile 911 kilometre sınırı paylaştığını, iki ülke arasında binlerce yıllık tarihi ve beşeri ilişkilerin bulunduğunu dile getirdi.
Suriye'de 8 Aralık 2024 itibarıyla yeni bir döneme girildiğini anımsatan Erdoğan, "Biliyorsunuz birileri yıllarca bize 'Suriye'den size ne' dediler. Sanki sınır komşumuz değilmiş gibi, 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var' dediler. 'Orta Doğu bataklığı' ifadesiyle coğrafyamıza kimin penceresinden baktıklarını açıkça ortaya koydular." ifadelerini kullandı.
Muhalefetin, kendilerine yaptığı eleştirileri binlerce kilometre öteden gelenlere söylemediğini belirten Erdoğan, "Amerika'nın Suriye'de ne işi var demediler. Avrupa'nın Suriye'de ne işi var demediler. Rusya'nın, İran'ın, Suriye'de ne işi var demediler. Dünyanın dört bir yanından yabancı teröristle, YPG saflarında Türkiye'yi tehdit ederken bırakın eleştirmeyi, bir de utanmadan çıktılar 'YPG bize mi saldıracak' dediler. Kim dedi bunu? Ana muhalefet. Aslında söyledikleri daha insanlık ve ahlak dışı sözler var da onları burada tekrarlamak istemiyorum." diye konuştu.
"Benzer cümleleri Libya'daki ve Karabağ'daki kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda da duyduk." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Türkiye'nin ve kardeşlerimizin çıkarlarını savunmak yerine karşımıza dikilenlerin avukatlığını üstlendiler. Daha acısı, aynı ilkesiz yaklaşıma aylardır Gazze'de yaşanan insanlık trajedisine karşı sesimizi yükselttiğimizde de maruz kaldık." dedi.
Başkan Erdoğan, ana muhalefetin, geçmişte Bosna'da, bugün Gazze'de ve diğer Filistin şehirlerinde, Suriye'de, Afrika'nın pek çok yerinde insanlığın vicdanına tercüman olan dirayetli duruşa, zalimlerin zehirli diliyle karşı çıktığını dile getirdi.
"Muhalefetin aktörleri, emperyalistlerin kirli oyunlarında figüran olmayı kendi milletlerinin serdengeçtililiğine maalesef tercih etmişlerdir." diye konuşan Erdoğan, muhalefetin tarihin doğru tarafında yer alma cesaret ve erdemini gösteremediğini söyledi.
Tarihin Suriye konusunda kendilerini haklı çıkardığını belirten Erdoğan, 61 yıl boyunca halkına yapmadık zulmü bırakmayan Baas rejiminin birkaç gün içinde yıkıldığını, Esad'ın arkasına bile bakmadan Suriye'den kaçtığını kaydetti.
Söz konusu dönemde katliamlarda parmağı olanların tek tek hesap verdiğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocukları, bebekleri, sivilleri, vahşice öldüren caniler, katiller hak ettikleri muameleyi görüyor. Suriye halkı kendi geleceğini bizatihi kendisinin belirleyeceği yeni bir yönetimin inşası yolunda emin adımlarla ilerliyor. Biz de buna gereken her türlü desteği veriyoruz ve vereceğiz. Türkiye olarak amacımız, Suriye'deki tüm terör örgütlerinin suhuletle veya zorla tasfiye edilmesini sağlamaktır. Böylece hem kendi güvenliğimizi garantiye almayı hem de komşumuzun toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve iç barışı önündeki engelleri kaldırmayı hedefliyoruz. Suriye'de eli silahlı bölücü teröristler varlık gösterdiği sürece kendimizi tamamen emniyette hissedemeyiz. Yakın geçmişte DEAŞ tiyatrosuyla Suriye'yi ve bölgemizi cehenneme çevirenler yine aynı tezgahı kurmanın peşindeyse de inşallah bu defa başaramayacaklar. Şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum, ülke topraklarının üçte birini ve doğal kaynaklarının önemli bir kısmını işgal altında tutan YPG terör örgütü Suriye'nin güvenlik ve huzuru önündeki en büyük engeldir. Uluslararası konjonktürün değişmesiyle bu terör örgütü üzerinden bölgemizde tasarlanan senaryoların geçerliliği kalmamıştır. Başkalarının ajandalarına hizmet ederken son kullanım tarihleri geçen her yapı gibi bu örgütün de çöpe atılması yakındır. Bundan kaçış, kurtuluş yok."
"SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ YALNIZ BIRAKMAMAKTA KARARLIYIZ"
Başkan Erdoğan, "Orta Doğu'ya bataklık diyen çapsızları mahcup edecek şekilde bölgemizi medeniyetin merkezi haline getirecek atılımların öncülüğünü biz yapıyoruz, AK Parti yapıyor." dedi.
Orta Doğu'nun doğal zenginlikleriyle kurdukları güvenlik ve refah düzeni sarsılanlara inat tüm insanları kucaklayacaklarını belirten Erdoğan, medeniyeti yeniden yükselteceklerini, bölgenin tamamında barışın ve kardeşliğin hakim olması için mücadeleye hız vereceklerini vurguladı.
Gelecek dönemde bu doğrultuda çok önemli gelişmeleri birlikte yaşayarak göreceklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hem devlet organizasyonunun yeniden inşası hem ülkenin yeniden imarı konularında Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız. Ülkemizdeki Suriyeli muhacilerden kendi evlerine gönüllü ve onurlu olarak dönmek isteyenlere de gerekli kolaylıkları göstereceğiz. Muhalefetin ve insanlıktan nasibini almamış bazı ırkçı vandalların ensar-muhacir kardeşliğine gölge düşürmesine asla izin vermeyeceğiz."
Erdoğan, yaptığı konuşmada, 40 yılı aşkın süredir büyük can kayıplarına ve maddi bedellere mal olan terör belasının def edilmesine yönelik adımlar atıldığını anımsattı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin inisiyatifiyle başlayan bu çalışmalarda kayda değer mesafeler alındığını belirten Erdoğan, TBMM'de çok geniş bir mutabakat ve anlayış birliğinin oluştuğuna dikkati çekti.
Erdoğan, atılan her adımda şehitlerin aziz hatıralarını, şehit yakınları ve gazilerin hassasiyetlerini gözettiklerini vurgulayarak "Cumhur İttifakı'nın tek bir gayesi vardır, ülkemizin 40 yıllık hafızasında çok acı hatıraları olan bir dönemi sona erdirerek terörsüz Türkiye döneminin kapılarını aralamaktır. Sadece buna odaklandık, sadece buna kilitlendik. Bunun dışında gizli, açık hiçbir hesabımız, pazarlığımız, niyetimiz yoktur." diye konuştu.
Milletin ve sorumluluk duygusuyla hareket eden herkesin sunacağı katkıyla bu hedefe er veya geç ulaşılacağını ifade eden Erdoğan, "Son dönemde artan yalan, çarpıtılmış, buram buram provokasyon tüten açıklamaların gayesi mevcut iklimi dinamitlemektir. Milletin sinir uçlarına dokunan güya haber, açıklama ve magazinel kulis bilgileriyle art niyetli ve alçakça bir oyun oynanmaktadır. İstismar zeminini kaybedecek olanlar her türlü ahlaksızlığı sergiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, terör duvarının yıkılmasından rahatsız olanların, yalan ve korku yayarak çıkarlarını devam ettirmek istediğini belirterek şunları kaydetti:
"Biz bu oyunu ve sahiplerini gayet iyi biliyoruz. Allah'ın izniyle bu tuzaklara düşmeyeceğiz. Çok da uzatmadan çağrı safhasını geride bırakıp nasıl tavır alınacağını yakından takip ediyoruz. Burada da tavrımız gayet nettir. Şayet örgüt silah bırakır, kadrolarını dağıtır, siyasi yapıda gerçek bir Türkiye partisi gibi davranmaya başlarsa bunun kazananı 85 milyonun tamamı olacaktır. Çağrımıza kulak asmaz, bunca yıldır olduğu gibi emperyalistler adına tetikçilik yapmaya devam ederlerse kendileri bilir. Bizim bölgedeki tüm terör yapıları gibi bölücü örgütü de son militanına kadar yok edecek gücümüz, imkanımız, kararlılığımız mevcuttur."