DEM Parti heyeti, geçtiğimiz hafta İmralı'da tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirmiş ve ardından Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'yı ziyaret etmişti. Bugün ise Figen Yüksekdağ ve HDP'li Semra Güzel'i ziyaret eden heyet, görüşme sonrasında açıklamalarda bulundu.
FİGEN YÜKSEKDAĞ VE SEMRA GÜZEL İLE GÖRÜŞTÜLER
DEM Parti heyeti, öğle saatlerinde Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na ulaştı. Heyet adına yapılan açıklamada, Figen Yüksekdağ'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtilirken, sürece dair önemli mesajlar paylaşıldı. Figen Yüksekdağ, kamuoyunda "Kobani Davası" olarak bilinen dava kapsamında 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ziyaret sonrası Sırrı Süreyya Önder, şu ifadeleri kullandı: "Figen Başkanımızla görüştük. Öncelikle sağlıkları ve moralleri iyiydi. Semra vekilimizle de görüştük. Bütün kamuoyuna selamları var ve sürece dair yarın kendi hesabından bir açıklama da yapacak ama iletmemizi istedi ki sürecin tam olarak yanı başında. Onlara ne düşerse, 'Omzumuza ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır bir şekilde bekliyoruz' dedi."
"10 YIL BÜYÜK KAYIPLARA SEBEP OLDU"
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'nin son 10 yılda çatışmalı süreç nedeniyle büyük kayıplar yaşadığını dile getirerek şöyle devam etti: "5 sene önce bu cezaevinden tahliye olmuştum; yine burada konuşmuştuk. Bunu şunun için söylüyorum; 10 yıl bu ülke ağır bir zaman kaybetti. Yerine konulması imkansız olan 2 şey; yitip giden canlar ve zamandır.
"BARIŞ ÇOCUKLARIMIZ İÇİN GEREKLİDİR"
Önder, barış sürecinin önemine dikkat çekerken çocukların geleceği için çatışmalı mirasın son bulması gerektiğini belirtti: "Barışa gelince şehitlerimize ve gazilerimize, borcumuzun altını böylece çizdikten sonra barış, çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir. Çünkü çocuklar hiçbir dahillerinin olmadığı bir çatışmalı mirası bu ülkenin çocukları hak etmiyorlar. Hem sorumluluğumuzun hem vicdanımızın hem insan olmamızın gereği onlara barış içinde bir ülkeyi hazırlamak ve onlara bunu bırakmak."
"TOKSİK DİLDEN KAÇINMAK GEREKİYOR"
Siyasi tartışmalardaki dilin zarar verdiğini ifade eden Önder, şöyle devam etti: "Çok spekülatif tartışmalar oluyor. İnanın silah kadar zarar veren bir dil bu. 'Ülke bölünecek', 'Çift bayrak', 'Çift dil' falan. Gündemimizde ne böyle bir şey var, ne bunu tartıştık, ne de bunun iması yapıldı. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu konuda fikrini değiştiren ya da kuşkusunu gidermek isteyen herkesle dediğimiz gibi görüşmeye, süreci anlatmaya, derdimizi anlatmaya, önerilerini, katkılarını, eleştirilerini, uyarılarını dinlemeye de hazırız. Hem parti olarak hem biz heyet olarak. Tek ricamız bu toksik dilin bir kenara bırakılması. Hani bir düstur vardır; 'Söyleyeceksen hayır söyle.' Dediğimiz gibi bu kadar açık ve şeffaf bir süreç yürütüyoruz ama bunun 2 anahtarı var; birisi ciddiyet, diğeri samimiyet. Herkesten de bunu asgari anlamda beklemek hakkımız."
"DİLİMİZİ DEĞİŞTİRMEYECEĞİZ"
DEM Parti heyeti olarak barışı tesis etme kararlılığında olduklarını vurgulayan Önder, şu sözlerle konuşmasını noktaladı: "Biz dilimizi değiştirmeyeceğiz. Bu şekil saldırgan bir dil kullananlara karşı bile gelebileceğimiz maksimum nokta bu. Samimiyetini halk takdir edecek. Çünkü yaklaşık 1 haftadır yollardayız. Yolda görüyoruz biz. Boynumuza sarılan, barışı talep eden, elimizi çabuk tutmamızı isteyen, zaman zaman uyaran, bu konuda halkın vicdanı her zaman olduğu gibi doğruyu işaret ediyor ama güvercin kasaplarına, 2 gözden 4 ölüm bakanlara cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu. Bunları parti planlıyor şu an biz ne söylersek yanlış olabilir ama hiçbir toplumsal kesimi bu paylaşımın dışında bırakmayacağız. Derdimiz barışı kurmak. Yol vasıta en etkilisi hangisiyse onu yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın."