Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Star Gazetesi tarafından İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen 11'inci Necip Fazıl Ödülleri törenine katıldı. Başkan Erdoğan burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
Necip Fazıl Kısakürek'in fikri, manevi ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla verilen ödüllerin 11'incisinde sizlerle bir aradayız. Şair, mütefekkir, dava ve aksiyon adamı Üstad Necip Fazıl'a bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Ufkumuzu açan fikirleriyle hepimize örnek teşkil eden, mücadele azmiyle milletimizin gönlünde abideleşen Necip Fazıl, Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın en önemli isimlerinden biriydi. Üstad, milletimizin ruh kökü olarak gördüğü İslam'ı, bu topraklardan ve aziz milletimizin hafızasından silmeye çalışan müstevlilerin ve uşaklarının karşısına cesur bir kumandan edasıyla dikildi. Sayısız takibata uğradı, önüne nice engeller çıkarıldı, zindanlara atıldı, adeta karanlık kuyulara kapatıldı. Ancak hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı.
Basiretli, dirayetli ve ferasetli duruşuyla Anadolu'nun cesur evlatlarına rehberlik eden Üstad Necip Fazıl, kitlelere yol göstermiş, mücadele ruhunu aşılamış ve sabırla yükselttiğimiz fikir ve sanat binamızın temel taşlarından biri olmuştur. Her fırsatta dile getirdiğim bir hususu bugün tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum: Bu topraklar, asırlardır ilmin, hikmetin ve erdemin geniş teknesinde yoğrulmuştur. Bu topraklarda doğmak, bu millete, bu medeniyete ve bu ümmete mensup olmak, Allah'ın bizlere bir lütfu, bir hediyesi, bir ikramıdır. Bu hakikati ancak nasipli olanlar idrak edebilir.
"AÇMAK BANA NASİP OLDU"
Medeniyet köklerinden kopmamış, sinesinden çıktığı milletle gönül bağını kesmemiş şairler, halkın ve hakikatin zamanı aşan coşkun sesleridir. Şairin yüreğinden doğan şiir, millet irfanının sese, söze ve fikre dökülmüş halidir. Onlar, birbirini ismen, şeklen ve ruhen tanımayan insanların kalpleri arasında kelimelerle bağ kuran, gönüllere yol açan rehberlerdir. Sultanahmet Meydanı'nda yaptığı konuşmalardan birinde dile getirdiği şu ifadeler, onun inanç ve ideal dünyasını ne güzel yansıtır: "Bir gün Ayasofya açılacak... Bir gün açılacak... Bir gün açılacak..." Üstat böyle ileri görüşlü biriydi ve açmak da bu fakire nasip oldu
Necip Fazıl, şiirleriyle, fikirleriyle ve idealleriyle önder olmuş; kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olarak tarihte yerini almıştır. Üstad, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış gençlik projelerine karşı durmuş; kim olduğunu, nereden geldiğini ve neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir. Onun ideal gençliği, "zaman ve mekân bana emanettir" şuurunda olan bir gençliktir.
Üstad'ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, binlerce yıllık kadim tarihimizden süzülüp gelen ecdadın cevherini, maneviyatını, imanını, ahlakını, kahramanlığını ve hayalini benliğine harç etmiş, özümsemiş bir gençliktir. İşte bu gençlik, modern zamanlarda milli benliğini ve öz değerlerini koruyarak evvela kendisini yükseltecek, ardından milletini yüceltecek ve Kızılelma'ya ulaşacak bir idealin taşıyıcısıdır. Üstad'ın ideal gençliği, bizim de hayalimizdeki gençliktir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine odaklandığımız bu tarihi dönemeç, Üstad Necip Fazıl'ın "Büyük Doğu" kavramıyla ortaya koyduğu vizyonla birebir örtüşmektedir.
ÜÇ ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ VARDI
Üstad'ı yakından tanıyanlar, onu herkesten farklı kılan üç önemli hasletinden bahsederler. Birincisi, yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, yargılamalara, hapis cezalarına rağmen, dinç bir vücut ve irade yapısını muhafaza etmiş olmasıdır.
İkinci vasfı, emsalsiz sanatkârlığıdır. Şiirden tiyatroya, edebiyatın her sahasında iz bırakmış; siyasi, içtimai ve tarihi konulara dair yazdığı kütüphane dolusu eserleriyle yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir.
O, maveranın, metafiziğin ve ötelerin insanıydı. Onu farklı kılan üçüncü özellik ise, kendi ifadesiyle, "her şeyin künhüne (özüne, aslına) vakıf olma arzusu"dur. Gayesi, görünenin ve görünmeyenin ardındaki o bâki hakikati anlamaktı.
8 DALDA ÖDÜL VERİLDİ
Başkan Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da bir konuşma yaptığı programın sonunda edebiyatçı ve sanatçılara ödüllerini takdim etti. Ardından da ödül alanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Şiir Ödülü / Furkan Çalışkan
Hikaye-Roman Ödülü / Naime Erkovan
Fikir-Araştırma Ödülü / Dr. Mustafa Merter
İlk Eser Ödülü / Gülşen Funda
Uluslararası Kültür- Sanat Ödülü / Filistinli ressam Süleyman Mansur
Çocuk Edebiyatı Ödülü / Nehir Aydın Gökduman
Müzik Ödülü / Muzaffer Ertürk (THM Sanatçısı)
Saygı Ödülü / Hasan Çelebi (Hattat)