Son dakika... Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Suriye'de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun; Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur." dedi.
Fidan, Belçika Dışişleri Bakanı Bernard Quintin ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye'nin dış politikada belli prensiplere dayalı hareket ettiğini belirten Fidan, bunların başında da özellikle bir konuda kimin yaptığına ve kime yapıldığına değil, olayın ne olduğuna ve nasıl yapıldığına baktıklarını ifade etti.
Fidan, Esed rejiminin zulmü esnasında milyonlarca kişinin yerlerinden edildiğini, bunlar arasında Türklerin de olduğunu ve başka ülkelere gitmek zorunda kaldıklarını kaydederek, Türkiye'nin bu zulüm karşısında kendisine sığınanları kabul etmede tereddüt göstermediğini vurguladı.
Türkiye'nin ülkeye sığınanların dertleriyle dertlendiğine ve Suriyelilerin huzur içinde yaşayacağı bir ortamın oluşması konusundaki gayretlerine dikkati çeken Fidan, şunları kaydetti:
"Bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden herhangi bir Suriye'de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun; Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur. Bunların Suriye'de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz. Suriye'nin yeni yönetimi de bu konuda fevkalade hassas. İnşallah hiçbir şey olmaz ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) bu konuda son derece hassas, prensipleri belli. Kim zulme uğrarsa biz zulme uğrayanın yanında yer alırız. Onunla gerekli dayanışma içerisinde bulunuruz. Dolayısıyla kime olduğuna değil, ne yapıldığına bakıyoruz."
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Umuyoruz, diliyoruz bir an önce Suriye halkı kendi geleceğini büyük bir hızla inşa edecek" dedi.
Fidan, Belçika Dışişleri Bakanı Bernard Quintin ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Belçikalı mevkidaşıyla uzun ve verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Fidan, "Türkiye ve Belçika gerçekten NATO üyesi, komşuluk ilişkisi iyi olan iki ülke. Dostluk ilişkileri uzun yıllardır var. Aramızdaki ticari ilişkiler, ekonomik ilişkiler giderek daha da ilerliyor. Özellikle Türk yatırımcıların giderek daha fazla Belçika'ya yatırım yapıyor olmaları ikili ilişkilerimizde, ikili ekonomik ilişkilerimizde önemli bir adım." dedi.
Fidan, savunma sanayi ilişkilerinde de Belçika'yla daha fazla adım atmayı, Belçikalı firmalarla Türk firmalar arasındaki ilişki trafiğini daha da artırmayı düşündüklerini ifade ederek, "Diğer taraftan, Belçika'daki Türk toplumu gerçekten Belçika toplumuna iyi entegre olmuş durumda. Ciddi katkı veren, iki ülke arasında köprü rolü oynayan bir toplum. Oradaki vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın durumu da gerçekten iyi durumda." diye konuştu.
Bakan Fidan, görüşmede Belçika'nın Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine verdiği destek, gümrük birliği meselesi, vize serbestliği konusu, AB'nin içinde bulunduğu sorunlar gibi konuları ele aldıklarını belirterek, "Özellikle PKK'nın, DHKP-C'nin ve FETÖ'nün Belçika'da kendilerine zemin bulması, oradaki yerel hukuktan, politik sistemden istifade ederek bir suiistimal alanı genişletmesi ve bu genişlettikleri alanı Türkiye'nin aleyhine kullanmasının önlenmesi konusundaki görüşlerimizi de kendilerine aktardık." dedi.
"SURİYE KONUSUNDA AYNI YERDE DURUYORUZ"
Ukrayna'da ateşkesin hemen istendiğine dikkati çeken Fidan, "21. yüzyılda Avrupa'nın ortasında yüz binlerce insanın hayatına mal olan ve koskoca bir ülkeyi yerle bir eden savaşın bir an önce durmasını, bu savaşın yol açtığı göç, ekonomik krizler ve diğer krizlerin bir an önce Avrupa ve dünya genelinde sona ermesiyle ilgili düşüncelerimizi gündeme getirdik. Kendileriyle bu konuda görüş alışverişi içerisinde olduk." ifadelerini kullandı.
Fidan, "Suriye konusunda aynı yerde duruyoruz. 50 yıllık Esed rejiminin, zulüm rejiminin bitmiş olması tabi ki Suriye halkı için, bölgemiz için büyük bir mutluluk kaynağı. Umuyoruz, diliyoruz bir an önce Suriye halkı kendi geleceğini büyük bir hızla inşa edecek." diyerek, Suriye halkının uluslararası toplumun desteğine ihtiyacı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin Suriye konusunda gerek kendi imkanlarını, gerek uluslararası toplumun imkanlarını seferber etmede elinden geleni yaptığını söyleyen Fidan, şöyle devam etti:
"Özellikle Suriye'nin yeni hükümetinin bu aşamada iç bütünlüğünü sağlarken, güvenliğini sağlarken, toprak bütünlüğünü, siyasal egemenliğini sağlarken aynı zamanda ülkenin yeniden inşası için gerekli olan ekonomik ve finansal araçların, ticari araçların bir an önce sağlanması konusunda da görüş birliği içerisinde olduk. Bu konuda elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ettik."
Fidan, Gazze'de devam eden soykırımın, insanlığa karşı işlenen suçların sadece Gazze'deki Filistinleri tehdit etmekle kalmadığını, aynı zamanda AB başta olmak üzere uluslararası sistemi "inanılmaz derecede zor bir duruma" düşürdüğünü vurgulayarak "Bunun bir an önce son bulması gerektiği konusundaki görüşlerimizi kendisine de ilettik." dedi.
Türkiye ile Belçika arasındaki ilişkilerin giderek her alanda daha da ilerlemesi ve daha verimli olması için Türkiye'nin elinden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğini dile getiren Fidan, "Bundan sonraki dönemde de değerli dostumla, Belçika Hükümetiyle, Belçika Dışişleriyle gerek ikili ilişkilerde, gerek bölgesel politikalarda, gerek AB içerisindeki diğer konuları beraber çalışmada bütün emeğimizi ortaya koymaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"DEAŞ TUTUKLULARI MESELESİ, BU KONUDA TÜRKİYE UZUN YILLARDIR NET BİR POZİSYON ORTAYA KOYMAKTA"
Fidan, kendisine yöneltilen "Suriye'deki yabancı savaşçılarla ilgili Türkiye nasıl bir rol oynayabilir?" sorusuna ilişkin şunları söyledi:
"Kamplarda ve hapishanelerde bulunan DEAŞ tutukluları meselesi, bu konuda Türkiye uzun yıllardır net bir pozisyon ortaya koymakta. Özellikle kamplarda ve hapishanelerde tutulan DEAŞ tutukları bunlar ait oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar. Bunların burada belirsiz bir süre için tutulması, herhangi bir yargılama prosedürüne tabi tutulmaması ve geleceklerinin ne olduğuna dair herhangi bir planın veya ajandanın olmaması bölgede gerçekten büyük bir kriz kaynağına dönmüş durumda. Özellikle de DEAŞ tutuklularını orada tutmak için başka bir terör örgütünü getirip, PKK'yı, bu işte memur etmek gerçekten uluslararası sistemin şu anda baş başa kaldığı büyük bir açmaz ve kriz."
Bakan Fidan, Türkiye'nin uluslararası sistemin baş başa kaldığı bu krizi en iyi şekilde çözmek, Türkiye'nin güvenlik endişelerini ortadan kaldırmak, Suriye'deki toprak bütünlüğünü sağlamak, ve başta Kürtler olmak üzere yakın coğrafyada bulunanların güvenliğini sağlamak için tekliflerinin hazır olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bir an önce Suriye hükümetinin kampların ve hapishanelerin güvenliğini devralıp, olmazsa Türkiye de bu konuda elinden gelen desteği vermeye hazırdır. Diğer taraftan Suriye'de, kamplar dışında da bulunan yabancı terörist savaşçılarla alakalı, özellikle PKK saflarında bulunan, ülkenin birliğine, bütünlüğüne karşı duran, sadece Suriye'nin birliğine, bütünlüğüne karşı durmakla kalmayıp, Türkiye'nin ve çevre ülkelerin de birliğini, bütünlüğünü tehdit altına alan unsurların da bir an önce ülkeyi terk etmelerini istiyoruz."
BELÇİKA DIŞİŞLERİ BAKANI QUİNTİN'DEN ANKARA'DA SURİYE'NİN YENİDEN İMARINA DESTEK MESAJI
Belçika Dışişleri Bakanı Bernard Quintin, Türkiye'nin, hem ülkesi ve Avrupa Birliği (AB) hem de Suriye'nin istikrarı için önemine işaret ederek, yeniden imarı için Şam'daki yeni yönetimin yanı sıra Türkiye'nin çabalarına da destek vereceklerini söyledi.
Quintin, Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ortak basın toplantısında konuştu.
Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib'in Avrupa Birliği (AB) Komisyonunda görevlendirilmesi üzerine görevi devralan Quintin, ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirdiğini kaydetti.
Quintin, "Türkiye, Belçika'nın son derece önemli ortaklarından biri. Çok önemli bir Türk nüfusa ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye ve Belçika arasındaki iş gücü anlaşmasının 60. yılını kutladık. Bugün Türkiye'den gelen Belçikalılar toplumumuzun önemli bir kısmını oluşturuyor." dedi.
Sivil toplum kadar siyaset alanında da Türk toplumunun varlığıyla adından söz ettirdiğine dikkati çeken Quintin, "Çok kısa sürede Türk toplumu çok önemli bir entegrasyon sağladı ve çok önemli pozisyonlarda görevler alıyorlar. İşte bu nedenle iki ülke arasında bu düzenli diyalogu her seviyede korumak son derece önemli." ifadelerini kullandı.
Quintin, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 12 milyar avroya ulaştığını, Türkiye'nin Belçika'nın AB dışındaki 4. büyük ticari ortağı olduğunu dile getirerek, "Bunun çok daha ileriye taşınacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
- AB üyelik sürecine ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesine destek
Belçikalı Bakan, Türkiye-AB ilişkilerinin önemine vurgu yaparak, "Birlikte çalışmamız gerektiğinden bahsettik. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi için Belçika'ya güvenebilirsiniz." dedi.
"Aday ülke olarak da bize güvenebilirsiniz." ifadesini kullanan Quintin, AB'nin genişlemesinin, liyakate dayalı süreç çerçevesinde ülkesi için önemli olduğunu vurguladı.
SURİYE'DE YENİ YÖNETİMİ
Quintin, Suriye'deki yeni yönetimle ilgili şu mesajları verdi:
"Yeni hükümeti desteklemek istiyoruz. Bunu onlara da ifade ettik. Geçen hafta Orta Doğu Özel Temsilcimizi yeni yönetim ile görüşmesi için gönderdim. Onları desteklemeye hazır olduğumuzu ifade ettik."
Ülkesinin Suriye'nin toprak bütünlüğünü, azınlıkların korunmasını, uluslararası hukuk çerçevesinde bir düzen kurulmasını desteklemeye hazır olduğunu bildiren Quintin, "Türkiye'nin de bunu desteklediğini biliyoruz. Türkiye'nin Suriye'ye vereceği katkıya da destek vermek istiyoruz." diye konuştu.
Yaptırımların kaldırılması konusunda da destek verebileceklerini kaydeden Quintin, "Sözler son derece önemli ama veriler de son derece önemli. Attıkları adımları da görerek kararlar vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Quintin, Suriyelilerin ülkelerine gönüllü şekilde dönmelerini de destekleyeceklerini belirterek, "Suriyelilerin gönüllü biçimde geri dönüşlerini desteklemek istiyoruz ama aynı zamanda Suriye'nin yeniden inşası için sizi (Türkiye'yi) desteklemeye devam edeceğiz." dedi.
Suriye'deki yabancı teröristlerle ilgili bir soru üzerine Quintin, "Özellikle Suriye'nin kuzeydoğusundaki kamplardaki yabancı teröristler bizim için bir milli güvenlik sorunu. Bu kamplarla ilgili bir çözüm bulunması gerekiyor. Ebediyete kadar orada kalamazlar. Nihayetinde Suriye hükümetinin bu konuya bir çözüm getirmesi gerekiyor." yanıtını verdi.
Quintin, bu kişilerden Belçika vatandaşlığı olanları geri alıp almayacaklarıyla ilgili, bunun 2021'de yapıldığını, yeniden yapılmasının kurulacak yeni hükümetin yetkisi çerçevesinde olacağını söyledi.
İSRAİL- FİLİSTİN
Belçika Dışişleri Bakanı, İsrail-Filistin konusuyla ilgili, "Bu konudaki pozisyonumuz en başından beri çok netti. Şiddetin sona ermesi, tüm esirlerin serbest bırakılması, insani yardımın kesintisiz biçimde sunulması, Gazze'de gördüğümüz görüntülerin sona ermesi gerekiyor. Sonrasında İsrail ve Filistin'in bir masada oturması ve gerçek bir şekilde iki devletli bir çözüm üzerinde konuşmasını sağlamamız gerekiyor." diye konuştu.
Quintin, ülkesinin İsrail ve İsrailli yetkililer hakkında uluslararası mahkemelerce verilen her türlü kararı uygulayacağını kaydetti.
Filistin devletini tanıyıp tanımayacaklarıyla ilgili soruyu ise Quintin, "Bu bir 'eğer' sorusu değil, 'ne zaman' sorusunun cevabı. Diğer AB ülkeleriyle birlikte, kararın en iyi etkiye sahip olacağına inandığımız zaman bunu yapacağız. İsrail ve Filistin bir masaya oturup iki devletli çözüm üzerinde çalışmaya başladığında buna karar vereceğiz." diye yanıtladı.