Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Erzurum 8. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.
Konuşmasına, "Pazartesi günü Isparta'da kaza kurbanı askeri helikopterimizde şehit olan Astsubay Çavuşumuz Taha Nergiz'e Allah'tan rahmet, şehidimizin kederli ailesine, yakınlarına ve tüm Erzurumlu kardeşlerimize tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim, Erzurumlu Taha evladımızla birlikte tüm şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını inşallah cennet eylesin." diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerin vasıtasıyla şu an bizimle eş zamanlı olarak il kongrelerini gerçekleştiren Afyonkarahisar, Batman, Bartın, Bayburt, Çankırı ve Edirne'deki yol ve dava arkadaşlarıma da en içten sevgilerimi iletiyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bugün aralarında bulunamayan, vefat eden teşkilat mensuplarına rahmet diledi.
Başkan Erdoğan'dan muhalefete diplomasi dersi: "Akla ziyan komplo teorileri ürettiler" | Video
Görevlerini devreden ve yeni görev alan kişilere başarılar dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu vesileyle 31 Mart seçimlerinde bize bir kez daha sahip çıktığınız için, tercihinizi AK Parti'nin gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullandığınız için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Bugüne kadar size mahcup olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Erzurum halkına olan teşekkür borcumuzu hep daha çok çalışarak, daha fazla hizmet ederek ödedik. İnşallah aynı şekilde yola devam edeceğiz. Erzurum'un hak ettiği yere gelmesi için elimizden geleni yapacağız.
Yeni Emrahlar, yeni İbrahim Hakkı'lar, yeni Sümmaniler, yeni Gazi Ahmet Muhtar Paşa'lar yetiştirmenin yolu, Erzurum'un şehir kimliğini, Erzurum'un zengin, münbit, dinamik kültürünü diri tutmaktan geçiyor. Erzurum'un irtifa kaybına gönlümüz razı gelmez. Gençler, Erzurum'u aynı şekilde dünyaya açmamız, dünyaya tanıtmamız lazım. Burada bir güzel haberi sizlerle paylaşmak arzusundayım. Gayretlerimiz neticesinde Erzurum, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025 yılı Turizm Başkenti olarak seçildi. Erzurum'a modern bir spor tesisi kazandırmak istediğimizi daha evvel söylemiştim. 20 bin kişilik stadyumu programa aldık. Hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında yapımına başlayacağız. Tabii 20 bin kişilik stadyumu yaptıktan sonra, kusura bakmayın. Ondan sonra bütün iş icraat. Koşacaklar. Ve kendilerinden de şampiyonluk bekleyeceğiz."
"ETRAFIMIZDAKİ YANGININ ÜLKEMİZE SIÇRAMASINA MÜSAADE ETMEDİK"
Dünyanın ve bölgenin, son dönemde sancılı günler yaşadığını vurgulayan Erdoğan, "Küresel sistem, son 70-80 yılın en ciddi krizlerinden biriyle karşı karşıya. Koronavirüs salgını, ekonomiden ticarete, güvenlikten sosyal hayata her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı. Bilhassa Türkiye'nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor. Rusya-Ukrayna Savaşı önümüzdeki şubatta 4. yılına girecek. İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamları başlayalı 400 gün oldu. 50 bin Filistinli kardeşimiz bu saldırılarda şehit edildi. 110 bin yaralı var. Ateşkese rağmen İsrail Lübnan'ı taciz etmeye devam ediyor. Elbette tüm bu olaylardan, savaşlardan, krizlerden ülkemiz de etkileniyor. "Komşunun evi yanarsa ya alevi ya da dumanı mutlaka size ulaşır." Bütün bunlara rağmen Türkiye bu kargaşanın ortasında bir istikrar adası olarak takdir topluyor. Bölgenin kilit ülkesi kimliğiyle öne çıkıyor. Etrafımızdaki yangının ülkemize sıçramasına asla müsaade etmedik. Dengesi, itidali ve hakkaniyetli politikalarla bütün bu muhataralı süreçleri hamdolsun başarıyla yönettik. Yönetmeye de devam ediyoruz." diye konuştu.
"DEPREMLERİN EKONOMİMİZE FATURASI 104 MİLYAR DOLAR OLDU"
Bu dönemde asrın felaketi olarak nitelendirilen ve 53 binden fazla insanın hayatını kaybettiği 6 şubat depremlerinin yaşandığını anımsatan Erdoğan, "Bakınız sadece depremin Türkiye ekonomisine faturası 104 milyar dolar. Diğer krizlerin ve çatışmaların da ekonomimize bazı olumsuz yansımaları oldu. Küreselleşen dünyada bunu engellemek maalesef mümkün değil. Lakin biz şunu biliyoruz: Bu sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı konjonktüreldir, yani gelip geçicidir. Türkiye Allah'ın izniyle hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir. Şimdi bazı güçlüklerimiz olsa da Türkiye'yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor. Üstat Necip Fazıl ne diyordu? Vur kazmayı da ferâhat çoğu gitti azı kaldı. Evet, milletçe biraz daha sabredersek inşallah her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız. Bunu, son 22 yıldır olduğu gibi yine siz dadaşların desteği ve duasıyla yapacağız. Türkiye Yüzyılı'nın parlak günlerini inşallah hep birlikte idrak edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Ezberlerinin, ideolojik saplantılarının esiri olmuşlar"
Başkan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemizde başını muhalefetin çektiği bir kesim, tali sorunları büyüterek, dönemsel sıkıntıları abartarak millete sürekli karamsarlık aşılıyor. Milletle aynı yöne bakmak, aynı sevinci paylaşmak, aynı yolda yürümek yerine rüzgar nereden eserse yönlerini oraya dönüyorlar. Bunlardan bir şey olmaz. Öyle bir ruh hali içindeler ki milletin kazanmasına tahammülleri yok. Öyle bir girdaba girmişler ki ülkenin kazanmasına tahammülleri yok. AK Parti kaybetsin, AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da gerekirse Türkiye batsın diyecek kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler. Cehalet adeta paçalarından akıyor. Dünyada ne olup bittiğini zaten bilmiyorlar. Sınırlarımızın ötesinde olanlar umurlarında bile değil. Ezberlerinin, ideolojik saplantılarının esiri olmuşlar. Bakıyoruz birileri buna tahammül edemiyor. Bu sevinci paylaşmaktan aciz durumdalar. Akla ziyan komplo teorileri üretiyorlar. Neymiş Suriye'nin arkasında emperyalist güçler varmış. Bunun gibi bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayarak siyaset yaptıklarını zannediyorlar.
"BAYRAĞIMIZ, ÖZGÜR SURİYE BAYRAKLARIYLA YAN YANA"
Erdoğan, "Şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde komşumuz Suriye'de kelimenin tam anlamıyla bir halk devrimi gerçekleşti. 61 yıllık zulmün, baskının, katliamın ve karanlığın ardından Baas rejimi tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde bir milyon masumun ölümüne sebep olan Esad, kuyruğunu kıstırıp bir gecede Şam'dan kaçmak zorunda kaldı. Suriye halkı 13 yıl süren çetin mücadelenin neticesinde kendileriyle birlikte bizleri de gururlandıran muhteşem bir zafere imza attı. Televizyonlardan sizler de izliyorsunuz. Halep'in, Hama'nın, Humus'un, Dara'nın, Laskiye'nin, Şam'ın sokaklarında yıllar sonra insanların yüzü gülüyor. 13 yıl sonra ilk defa Suriyeli kardeşlerimiz geleceklerine umutla bakıyor, sevinçle, heyecanla bakıyor. Suriyeli mazlumlar 13 senedir kendilerine kol kanat geren Türkiye'ye ve Türk milletine en samimi duygularla teşekkür ediyor, dua ediyor. Ay-yıldızlı al bayrağımız, Özgür Suriye bayraklarıyla yan yana Suriyeli kardeşlerimizin ellerini süslüyor. Suriyeli mazlumlar, Allah, Türkiye'den, Türk milletinin razı olsun diyor. Ama bakıyorsunuz birileri, buna tahammül edemiyor. Bu sevinci, bu coşkuyu paylaşmaktan bile aciz durumdalar." şeklinde konuştu.
Suriye halkının zaferini gölgelemek ve bu önemli başarıya çamur atmak adına akla ziyan komplo teorileri üretildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neymiş? Suriye halkının arkasında emperyalist mahfiller varmış. Neymiş? Baas rejiminin yıkılması Türkiye'nin çıkarlarına zarar verirmiş. Daha bunun gibi akla mantığa, dış politikanın temel öğretilerine aykırı bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayarak siyaset yaptıklarını zannediyorlar. Burunlarının ucunu görmeyecek kadar cehalet çukuruna batmışlar. Fakat Suriye'deki güya büyük oyunu hemen çözüveriyorlar." ifadelerini kullandı.
"22 YIL BOYUNCA MİLLETİMİZİN BAŞINI YERE EĞDİRMEDİK"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Bakın bu kardeşiniz yarım asırdır siyaset sahnesinde, sizlerin takdiriyle, aziz milletimizin teveccühüyle son 22 yıldır da nevi kurtlar sofrası olan uluslararası arenada Türkiye'yi temsil ediyoruz. Çok zorlu müzakerelerde ülkemizin ve milletimizin hakkını savunduk. Allah'a hamdolsun. 22 yıl boyunca milletimizin başını yere eğdirmedik. Her zaman bin düşündük, ama bir söyledik. Üstat Necip Fazıl'ın o veciz ifadesiyle "Zifiri karanlıkta aksütün içindeki aklı fark edecek kadar gözü keskin bir akılla, işte bu teyakkuz haliyle diplomasiyi yürüttük. Türkiye'nin büyüklüğüne, devletimizin itibarına, kuvvet ve kudretine hiçbir yerde halel getirmedik. Muhalefetin eski genel başkanı gibi ülke ülke dolaşıp Türkiye'yi şikayet edenlerden, kendi ülkesini yabancılara kötüleyenlerden asla olmadık."
"SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ ÖLÜME GÖNDERMEDİK"
Her türlü uluslararası meselede adaletten yana, haktan yana, insani değerlerden, ahlaktan yana tavır takındıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın neresinde zulme uğrayan varsa, diline, inancına, derisinin rengine bakmadan mazlumun yanında dimdik durduk. Bundan 13 yıl önce ülkelerindeki çatışma ve terörden kaçan Suriyeli muhacirlere, bu hassasiyetle gönlümüzün ve ülkemizin kapılarını açtık. Batılı ülkelerin sırtını döndüğü ve ölüme terk ettiği bu mazlumlara sadece insanlık adına, kardeşlik adına, Müslümanlık adına sahip çıktık. Muhalefet bunu anlayamadı, anlayamaz. Haklarına girdikleri insanlardan helallik dilemiyor. Son ana kadar, neden Esad denilen zalimin reklamını yaptıklarını, neden Esad'tan medet umduklarını millete izah edemiyorlar." diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Suriyeli kardeşlerimizi ölüme göndermeyerek, ne kadar büyük bir hayra vesile olduğumuzu evet bugün daha iyi anlıyoruz. Hem kardeşlik ve komşuluk görevimizi hakkıyla yerine getirdik, hem de insanlık sınavından alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıktık.
İşte bugün, Şam Büyükelçiliğimizi faaliyete geçiriyoruz. Suriye'nin yeniden imarı ve ayağa kaldırılmasında da tüm kesimiyle Suriye halkının yanında olacağız. Bu vesileyle, bir kez daha Erzurum'la birlikte muhacire ensar olan tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun diyorum."